OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 20, 2000 00:00
HÜRRİYETSoykırım tasarısının geri çekildiğinin belirtildiği manşetteki haberde, "Kindar kaybetti, dostluk kazandı" deniyor. Başkan Clinton ve Genelkurmay Başkanı son dakikada bir mektup yazarak Temsilciler Meclis'ini ikna etmişler. Bu uyarının, Amerikan siyasi tarihinde eşine az rastlanır bir uyarı olduğu yazılıyor haberde. Birkaç oy uğruna Türk- Amerikan dostluğunu sabote etmeye çalışan Hastert'a, "Sizi Türkiye ile ilişkilerimizi bozacak bu tasarıyı gündemden çekmeye davet ediyorum" dediği sert bir mektup yollamış Başkan Clinton. Amerikan Genelkurmay Başkanı da aynı temelde görüş bildirince, Ermeni yanlısı Meclis Başkanı tasarıyı geri çekmiş. "Clinton, ulusal güvenlik endişelerini ifade ederek, tasarının oylanmamasını talep etti. Ben de bu isteğe uydum. Her yurtsever Başkan'ı dinlemeli" demiş Meclis Başkanı Hastert. Haberde bu tavırda Ankara'nın Irak restinin etkili olduğu yazılıyor. Clinton, "Saddam'a karşı mücadele, Ortadoğu'da barış çabaları, Orta Asya ve Balkanlar'da istikrar arayışı ile yeni enerji kaynakları geliştirme mücadelesi içindeyken, Amerikan çıkarları bu tasarıdan zarar görür" diyormuş mektubunda. Deprem vergileri hükümete çok tatlı gelmiş. Bu nedenle devamına karar vermişler. Bu karar, dün yapılan liderler zirvesinde alınmış. Özel İletişim Vergisi, Özel İşlem Vergisi ve Eğitime Katkı Payı 2002 yılı sonuna kadar sürecekmiş. Bu amaçla bir yasa çıkarmaya karar vermiş ortaklar. Biz de hiç olmazsa ek emlak ve ek taşıt vergilerini almıyorlar diye seviniyoruz. Hani derler ya, Allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş diye. Biz de Allah'ın bizi sevdiğini düşünmeye başladık! Tufan Türenç, Meclis Başkanı'nın bir MHP'li olmasını "Ecevit'in kıyağı" olarak değerlendirmiş. 1980 öncesi yaşanan bir olayı da anımsatmış. O dönemde Türkeş Ecevit'e onun tarafından kurulacak bir hükümete katılmayı ya da dışarıdan desteklemeyi önermiş. Ecevit bu öneriye şiddetle karşı çıkmış. Oysa bugün MHP ile olan muhabbetinin, Rahşan Hanım'ı bile kıskandıracak duruma geldiğini anlatmış Türenç Ecevit'in. Bunu koalisyon adabı gereği yaptığını söylüyor Ecevit. Ancak MHP de bu adap gereği demokratikleşmeye gerekli desteği verecek mi? İşte bundan çok emin değil Tufan Türenç. MİLLİYET Egebank'a el konulmasının ardından hukuk müşavirleri yine Demirel'e ait olan Ege International Bank'ın Bakü Şubesi'ne 2 milyon dolar gönderilmesine onay vermişler. Kağıt üzerinde Azerbaycan'a taşınan para, kolilerle Murat Demirel'e taşınmış aslında. İşte manşette bu
haber var. Bakü'ye gönderilen bu paralar 2 ay sonra Egebank'ın Taksim Şubesi'nde ortaya çıkmış. Demirel'in şoförü Bekir Özer, 5 ve 10 milyon banknotlardan oluşan bu paraları, kolilerle Demirel'in ofisine taşıdıklarını anlatmış. Soruşturmayı yürüten Savcı Nuh Mete Yüksel, başka kuşkulu para transferlerinin belgelerine de ulaşmış. KKTC'de kurulu Ege Off Shore Limited'den de bazı kuşkulu para transferleri yapılmış. Bunlar da Egebank'a el konduktan sonra, ancak Murat Demirel'in mal varlığına tedbir konulmasından 1 ila 5 gün önceki tarihlere rastlıyormuş. Egebank soruşturması konusunda basına mektupla bilgi veren Demirel'in, Egebank'ta kendi parasının da battığını söylemesine dikkat çekiliyor. Kevin Hood adlı bir de İngiliz ortak var. O da geçen hafta Nuh Mete Yüksel'e teslim olmuş. Hood, bankanın tek yetkilisinin Murat Demirel olduğunu, bütün kararları onun verdiğini söylemiş. Bankaya el konmasının ardından bazı off-shorezedelere paralarının ödenmesi talimatını verdiğini söyleyen Hood, bu kararın ardından Demirel'in kendisini tehdit ettiğini de öne sürüyormuş. Anadolu Ermenilerinin 1915-1923 yılları arasında soykırıma uğradıklarını öne süren ve bu uygulamadan Osmanlı Devleti'nin sorumlu tutan Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı, ABD Temsilciler Meclisi'nden son anda geri çekilmiş. Başkan Bill Clinton, Temsilciler Meclisi Başkanı ve tasarının destekçisi Denis Hastert'e yazdığı son dakika mektubu ile engel olmuş bu tasarının kabulüne. Tasarı arşivlere kaldırılmış. Kim bilir hangi kritik günde ısıtılarak sürülür yine ortaya! Mektubunda tasarıdan 'derin kaygı' duyduğunu belirten Başkan, bölgenin kritik durumunu da anlatmış. Bu durumda Türkiye ile ilişkileri bozmanın ABD açısından zararlarını anlatmış. Tasarı da bu mektubun ardından geri çekilmiş. Bu karar, Ermeni lobisinde şok etkisi yapmış. Brüksel'de yapılan Türkiye-AB seminerinde gerginlik yaşanmış. Alman parlamenter, "Türkiye'nin AB'de yeri yok" diye konuşunca, Mesut Yılmaz kızmış. "Sizin için dinimizi değiştiremeyiz" diyerek göstermiş tepkisini. Alman parlamenter, Türkiye'nin üyeliğinin kültürel açıdan uygun olmadığını savunuyormuş. Bu nedenle üyelik değil de özel bir statü verilmesini istemiş. Yılmaz da bugüne kadar Türkiye'ye yönelik bütün politikaların Almanlar tarafından şekillendirildiğini söylemiş bu sözlere yanıt verirken. Bunun da Alman parlamenter Glos tarafından resmen itiraf edildiğini savunmuş. "Suni argümanlar aramayın" diye konuşan Yılmaz, din değiştiremeyeceğimizi de bu sözlerinin ardından eklemiş. SABAHPazar günü yapılacak sayım manşette bugün yine bu gazetede. "2 bin yıl sonra Sezar zulmü" deniyor. Roma İmparatoru, 5 yılda bir halkı evine kapatarak sayarmış. Aradan geçen yüzyıllara rağmen hala böyle sayılmamıza tepki gösteriliyor. 2 bin yıl önce Sezar'ın çaresizlikten yaptığı uygulamanın bugün, bilgisayar çağında hala uygulanmasına kızıyorlar. Bu uygulama "Sayım terörü" olarak adlandırılmış. O dönemde herkes doğduğu yerde sayılırmış. Şimdi ise 72 milletin vatandaşını otellere kapatarak sayacağımıza dikkat çekilmiş. İngilizce öğretmeni yeterli olmadığı için otellerde resepsiyon görevlileri sayacaklarmış konukları. Dil bilmeyen Japon turiste ise "Şigato wa hoşhidesu ka?" diye sorulması gerekecekmiş. Çünkü iş arayıp aramadığının sorulması gerekiyormuş herkese. Bu durumdan esnafın da mağdur olacağı yazılıyor haberde. Kuşadası'na o gün 7 gemiyle yaklaşık 10 bin turist gelecekmiş. Esnaf, kendilerinin dükkanda sayılmasını isteyen fakslar çekiyormuş Ankara'ya. Bir de hatırlatma yapılmış Kuşadası hakkında. Kısa bir süre önce de Gay krizi yüzünden bir mağduriyet yaşamıştı Kuşadalılar. Diyarbakır'da içme suyu depolarındaki klor tankının tüpü değiştirilirken bir gaz kaçağı meydana gelmiş. 27'si çocuk 131 kişinin zehirlenmesine yol açmış bu gaz kaçağı. Çocuklardan 4'ünün durumu ağırmış. Kışlalı suikastının bombacısı olan Rüştü Aytufan emniyette verdiği ifadelerde en az 10 çeşit bombanın yapımı hakkında bilgi vermiş. Bu bombaları imal edip, ıssız ormanlarda denediğini söylemiş. Haberin başlığında Aytufan için "Bomba profesörü" deniyor. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Brüksel'de yürüttüğü AB temasları sırasında her şeyi açık açık koymuş ortaya. "Üyeliğimizin Kopenhag Kriterleri''e bağlı olduğunun farkındayız. Üstümüze düşeni yapacağız" diye konuşan Yılmaz, "Siz de bizi aranıza alıp almayacağınıza artık karar verin" diyerek devam etmiş sözlerine. Yeni Meclis Başkanı Ömer İzgi, seçilir seçilmez hemen Cumhurbaşkanı vekili olmuş. "Benim bozkurtum
Atatürk" demiş yeni başkanımız. RADİKAL"Babası da uyanık" deniyor manşetteki haberde. Yahya Murat Demirel'in babası Şevket Demirel'den söz ediliyor. Göltaş Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu şirketten iki buçuk yılda 2 milyon 880 bin dolar maaş almış Şevket Bey. 9 Mart 2000 tarihli Radikal Gazetesi'nde yapılan yayının ardından bu maaş aylık 100 bin dolardan 30 bin dolara indirilmiş. Bu maaşın aslında şirketin iyi yönetildiğini düşünerek bu şirketin hisselerini alan küçük yatırımcının cebinden çıktığı yazılıyor haberde. Maaş adı altında şirketten kar kaçırma operasyonunun en çarpıcı örneği olarak da, Demirel'in 1998 yılı maaşı gösterilmiş. O yıl 270 milyar lira maaş alan Demirel'e karşılık şirketin o yılki karı 3.2 trilyon liraymış. Egebank soruşturması çerçevesinde ifadesi alınması gereken reklamcı Nail Keçili, henüz belgelerin incelemesi bitmediği için ifade verememiş. Hasta olduğu için hastanede bulunan Keçili, aslında iyileşmiş ancak 2 gün daha hastanede kalacakmış. Bu arada Murat Demirel'in özel doktor isteği kabul edilmemiş. Her gün rutin kontrolleri yapılıyormuş. Bu nedenle özel doktora gerek yokmuş. Yardımcısı Gökalp Baştürk ise Murat Bey'le aynı koğuşta kalmak istemiyormuş. DSP desteği ile Meclis Başkanı seçilen Ömer İzgi, gençliğinde dayısının etkisiyle solcuymuş. O günlerde CHP'ye sempati duymamanın imkansız olduğunu söylüyormuş İzgi. Ülkücülüğü ise sendikacılık günlerine dayanıyormuş. Bu konuda da eşinden etkilenmiş. Eşini, 'Ülkücülüğün anası' olarak tanımlamış. Bu konudaki eksiklerini o tamamlamış. Çocuklarına öztürkçe isimler takan İzgi'nin ilk hedefi de, 'Dil Yasası'nı çıkarmakmış. Meclis Başkanlığı seçimi sonrası MHP'de sevinç varmış. İlk kez bir başkanları olan parti, bu konuda Ecevit'e teşekkür ediyormuş. Bahçeli, hükümette güven sorununun bittiğini söylemiş. CUMHURİYETBatık bankaları, Ceza Yasası'nın 313. maddesi çerçevesinde inceleme hazırlığı yapılıyormuş. "Çete soruşturması" deniyor manşetteki haberde. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Egebank dışındaki el konulan diğer bankalarla ilgili murakıpların hazırladıkları raporlar üzerindeki çalışmalarını da sürdürüyorlarmış. Bu çalışmaların sonuna gelinmiş. Ankara DGM Başsavcılığı da soruşturmayı başlatmak için gelecek raporları bekliyormuş. Savcılığın soruşturmayı 'organize suç örgütü', bu suçun koşullarının oluşmaması durumunda da TCY'nın çete suçunu düzenleyen 313. maddesi çerçevesinde yürüteceği kaydedilmiş. Liderler ek vergiler için toplanmış dün. Ecevit, "Çalışana ek yük yok" demiş. Mesut Yılmaz'ın yurt dışında olduğu için katılamadığı zirvede, özel işlem, özel iletişim ve eğitime katkı payının 2001 ve 2002 yılında da sürdürülmesi kararlaştırılmış. Meclis Başkanlığı seçimini kazanan MHP, DYP ve FP'den milletvekili transferi için kolları sıvamış. Bu
seçimler sırasında ANAP'la ters düşen MHP, DYP'den 10 vekille görüşüyormuÅŸ. Fazilet Partisi'nde ise bu sayı beÅŸmiÅŸ. Bu geliÅŸmeler olumlu sonuçlanırsa, ikili koalisyonun gündeme gelebileceÄŸi konuÅŸuluyormuÅŸ kulislerde. Geçen yıl katledilen Ahmet Taner Kışlalı için düzenlenen anma etkinlikleri bugün baÅŸlıyormuÅŸ. Bir baÅŸka ilk sayfa haberinde de, Filistin'de çatışmaların durmadığı yazılıyor. Batı Åžeria ve Nablus kentindeki çatışmalar hız kazanmış dün. 200 kadar Filistinli kadın, protesto gösterisi düzenlemiÅŸ. 1200 işçinin iÅŸten çıkarıldığı POAÅž'ta iÅŸveren uzlaÅŸmaya yanaÅŸmıyormuÅŸ. Pazartesi günü baÅŸlatılan eylemelere devam ediyormuÅŸ çalışanlar. Ä°yi tatiller. Asuman ALPASLAN - 18 Ekim 2000, ÇarÅŸamba Â
button