OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 17, 2000 00:00
HÜRRİYETKıbrıs'ta yaşanan bir olay var bugün manşette. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 24 trilyon lirayı batıran bir bankacı, Rum kesimine kaçmış. Everestbank'ın sahibi Elmas Güzelyurtlu, Kuzey'in işgal altında olduğunu söyleyerek "Can güvenliğim yok" demiş. Yeşil Hat'tın bilinmeyen bir noktasından güneye geçen bankacı, Moldovalı sevgilisiyle birlikte oradan da ayrılmış. Rusya'ya gittikleri sanılıyormuş. 12 bin kişiyi dolandıran Güzelyurtlu hakkında yurtdışına çıkış yasağı varmış. Her akşam polis merkezine gidip 'ispat-ı vücut'ta bulunması gereken bankacı, 48 saattir polise uğramadığı için aranıyormuş.Rum radyosundan alınan habere göre bu kesime sığınıp, can güvenliğinin olmadığını söyleyince, kendisine koruma verilmiş. Başbakan Derviş Eroğlu, bu şekilde kaçacağını hiç düşünmediklerini söylerken, yardımcısı Mustafa Akıncı ise, hakkında dava açılmadan kaçarak kendisini mahkum ettiğini söylüyor Güzelyurtlu'nun.Yakın zamana kadar Rusya'ya portakal ihraç eden işadamının Rusya'da bir de kumarhanesi varmış. Rum yönetimi, Kıbrıs doğumlu olduğunu kanıtlayan herkese kolaylıkla pasaport veriyormuş. Bu pasaporttan da hemen hiçbir ülke vize istemiyormuş.Eşi Zerrin Güzelyurtlu ise eşinin kaçmadığını iddia etmiş dün. Hala Rum tarafında olduğunu söylemiş. 9 aydır mücadele eden eşinin yargılanıp 7 yıl hapis yatacağını söylemiş.KKTC Başsavcısı Akın Sait, işadamının İngiltere ve Türkiye'ye gidemeyeceğini bu nedenle Rusya'ya gitmiş olduğunu düşünüyormuş. MS hastası olan ve İstanbul'da tedavi gören kızını görmek için bir süre önce izin istemiş ancak verilmemiş. Güzelyurtlu'nun tasarrufunda 1 triyon lira nakit parası da varmış. Bunu kendisi deklare etmiş Maliye Bakanlığı'na. Şimdi bu paraları da yanında götürdüğü sanılıyormuş.Galatasaraylı Hagi'nin son zamanlardaki hırçınlığının nedenleri de anlatılıyor ilk sayfadaki bir haberde. Takımının son oynadığı maçta da harika bir gol atan ancak arkasından kırmızı kart görerek takımını yalnız bırakan Hagi'nin diğer futbolculara da, özellikle de Emre'ye kötü örnek olduğu anlatılmış. Futbol otoriteleri, bu hırçınlığın nedenlerini sıralamışlar. Önce adamın karakterinin buna uygun olduğunu söylüyorlar. Fatih Terim döneminde bu özelliği biraz törpülenmiş ancak şimdi bütün hızıyla devam ediyor. Yaşı ilerleyen futbolcunun adalesi yorulunca sinir sistemi de devreye giriyormuş. Türkiye'deki hakemler ile Avrupa'daki hakemler arasındaki fark da etkiliyormuş onu. Bir darbe alırsa futbol hayatının biteceğinden de korkan Hagi'ye acilen ağır para cezası verilerek uyarılması gerektiği yazılıyor.Uzmanları endişelendiren diğer bir futbolcu da Emre. Hagi'nin veliahdı olarak görülen genç futbolcunun Hagi'nin futbolunu örnek alması gerektiğini düşünüyorlar. Hareketlerini değil.Sedat Ergin, yıllarca terörle yaşamış olan Güneydoğu halkını kazanmak için 107 maddelik bir eylem planının Mayıs ayından beri uygulamaya konduğunu yazmış Başbakanlık tarafından. Planın 3 temel noktası varmış. İlki, tüm partilerin bu bölgeye partilerüstü bir anlayışla bakmalarını sağlamak, ikinci olarak bu plana samimiyetle inanılması, üçüncüsü ise uygulayıcıların ehil kişiler olması ve teşkilatlandırılmasıymış. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel daha önce enflasyonun düşmesi için kadınlardan biber satın almamalarını istemişti. Bu kez de ekonomideki olumlu gidişi, suşi tüketiminin artması ile savunmuş. Bir ülkede suşi fazla tüketiliyorsa durum iyi demekmiş. Türkiye'de son zamanlarda Çin ve Japon lokantaları artmış ve suşi yiyenler fazlalaşmış. Bu nedenle durum iyiymiş.MİLLİYETManşette "Terleten saatler" denmiş. Erbakan dün sıkıntılı bir yarım gün geçirmiş. Hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası için 'yakalama emri' çıkarılan Erbakan'ın avukatları, 'cezanın ertelenmesi' kararı aldırana kadar yarım gün geçmiş. Önce Altınoluk'taki evinde aranan Erbakan burada bulunamayınca Edremit'e bildirilmiş bu durum. Saat 13.30'da infaz evrakını isteyen Ankara Başsavcılığı, yakalama emrinin hemen kaldırılmasını istemiş. Saat 15'de de emrin kaldırıldığı resmen bildirilmiş.FP milletvekili Şeref Malkoç, bir yıllık cezanın erteleme başvurusu için gereken sürenin 7 gün olduğunu söyleyerek, Cumhuriyet Savcısının ne hikmetse çok acele ettiğini söylüyor. Bunun bir hukuki yanlışlık olduğunu, hele Cumhuriyet Savcısı olan bir kişinin bu hatayı yapmasının kabul edilemez olduğunu söylemiş.Altınoluk'da arandığı sırada Hoca'nın Swissotel'de bulunduğunu öğrenen gazeteciler de burayı kuşatmışlar. FP Genel Başkanı Recai Kutan, alınan bu kararın hukuki bir yanlışlık olduğunu söylüyor. Bülent Ecevit ise bir yorum yapmamış.Fikret Bila, Güneydoğu için uygulamaya konan 107 önlemi anlatıyor bugün. Devletin bu bölge için ilk kez bu kadar kapsamlı bir eylem planı hazırladığını yazmış.Bu çalışmanın hareket noktası, 1999 yılı Aralık ayında yapılan MGK toplantısı olmuş. Bu toplantıda alınan karar uyarınca devletin bütün kurumları bir plan yapmış ve bunlar toparlanarak Mayıs 2000 tarihinde yürürlüğe girmiş.Plan durum saptaması ve öneriler olarak iki bölümden oluşuyormuş. Planın diğer bir önemi de, Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı görevini devrederken A. N. Sezer'e bıraktığı ve çok önemli olduğunu söylediği 4 dosyadan biri olmasıymış.Bu bölgedeki sorunun temelinin sosyal nitelikli olduğu saptanmış önce. Terör nedeniyle yaşanan güvenlik sorunu, kamu kurumlarının çalışmalarındaki aksaklıklar. Eğitim ve sağlıkta yaşanan sorunlar. En önemlisi de ekonomik sorun olarak saptanmış.Ardından çözüm için yapılması gerekenler sıralanmış. Tarımdan güvenliğe, işsizlikten eğitime kadar her konuda yapılması gerekenler var bu kısımda. Bila yazısının sonunda bu planın amacını da özetlemiş. Bölgedeki ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm bularak, halkın bölücü ve irticacı örgütlere sempati duymasının önüne geçilmesi.SABAHBir özel
haber var manşette. 12 Eylül döneminde Kurmay Yüzbaşı olan Şakir Önem, gizli suikast planını anlatmış Evren'i kendisinin öldüreceğini söylemiş.O dönemde Kayseri Hava İndirme Harekat Şube Müdürü olan Önem, daha sonra MHP ana davasında Türkeş'le birlikte yargılanmış. Bu ülke için canını veren milliyetçilerin üzerine gidilince planlamışlar ihtilali yapanları öldürmeyi. İşin başında kendisinin olduğunu söylüyor.Karşı darbe yaparak konsey üyelerini öldürmek için adam toplamaya başlamışlar. Nurettin Ersin'i lider olarak düşünüyorlarmış. Ancak bundan onun haberinin olmadığını söylüyor. Ve Kenan Evren'in korkutmak için ortaya yaydığı, "Karşı çıkan örgütün tüm adamlarını hapiste öldürme" tehdidi etkili olmuş. Vazgeçmişler bu plandan.İlk sayfadaki diğer bir haberde de, "İşte Hoca'yı terleten celp" deniyor. Edremit Savcısı Erbakan hakkında yakalama emri çıkarınca ortalık karışmış. Altınoluk'ta bulunan evi basılan Hoca, burada bulunamamış. Gelişmeler üzerine Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e koşmuş FP'liler. Türk'ün araya girmesiyle olay çözülmüş. Alınan bu karara göre Erbakan 14 Ocak 2001 tarihinde giriyormuş cezaevine.IMF Türkiye Masası Şefi Cottarelli, Türkiye'den ayrılmadan önce Londra'da Türkiye'yi öveceğini söylemiş ve sözünü tutmuş. Enflasyonun 1986 yılından beri en düşük seviyeye indiğini, bunun yaşanan petrol krizine rağmen başarılabilmesinin hükümetin kararlılığını gösterdiğini söylemiş.Bir başka haberde de, devletin petrol fiyatlarındaki zammı aynen yansıtsa, benzinin litre fiyatının 750 bin lira olması gerektiği yazılıyor. Bu durumda 650 bin lira gibi bir fiyata, yani 1 dolara sevineceğiz. Sanırım istenen de bu.Murat Yetkin de, diğer gazetelerde de yer alan Doğu için hazırlanan eylem planını anlatıyor bugün. MGK kararı ile başlatılan ve 'gizli' damgalı olan planın uygulanmaya başlandığını yazmış.Derya Tuna, Tarabya'da sattığı villanın fiyatıyla ilgili fazla açıklama yapınca Maliyeciler tarafından sorgulanmış. Denetçiler dün 20 dakika süren bir görüşme yapmışlar kendisiyle. Bu evi Gülben Ergen'e satmış. Bir önceki gün de o sorgulanmış 4 saat kadar.RADİKALDoğu'da terörün gerilediği, ancak eğitimsizliğin sürdüğünün belirtildiği haberin başlığı, "Bataklık yerli yerinde" Eğitim yılının her zaman olduğu gibi bu yıl da sorunlarla başladığı, burada yaşayan nüfusun %34'ünün okuma-yazma bilmediği yazılmış.3 bin 500 okul kapalı, 14 bin de öğretmen açığı varmış. Sınıfların 80 kişilik olduğu belirtiliyor. 15 yıldır terör bahane ediliyordu ancak artık bu bahanenin de kalmadığının belirtildiği haberde, Eğitim-Sen'in verilerine dayanılıyor.Kapalı olan okulların yanı sıra bir de temeli atılıp tamamlanmayan okullar varmış. Sınıfların kalabalık olmasının nedeni olarak da göç gösteriliyor. Kırsal kesim terör nedeniyle kente göç edince yaşanmış bu yığılma. Bu okulları bitirenlerin durumları da malum. Bu çocuklar, diğer kentlerde okuyanlarla aynı sınava giriyorlar. Tabii ki başarı oranları da çok düşük oluyor.Okuma-yazma bilmeyenlerin oranlarının da Türkiye ortalamasının çok altında olduğu yazılıyor. İki katına çıkmış bu oran Doğu bölgesinde. Kadınlardaki ise korkunç. %47'si bilmiyormuş okuma-yazmayı bu bölgede. Şırnak'ta %73'e kadar yükselmiş.Hemen altındaki haberde de, bütçeden eğitime ayrılan payın yarıya indiği yazılmış. 1990'lı yılların başında 11 milyon 700 bin olan öğrenci sayısı şimdi 15 milyonu aşmış. Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan payın oranı ise %13.21'den %7.13'e düşmüş. Başka söze gerek yok zaten...Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs'ta tarafların siyasi eşitliğini vurgulayınca Denktaş dört köşe olmuş. Dördüncü tur görüşmeleri öncesinde yapılmış bu açıklama. Annan, "Herkes kendi tarafını temsil ediyor ve siyasi bakımdan birbirlerine eşitler" diye konuşmuş.Bu konuşmayı yorumlayan Denktaş, "Bu Klerides'e, "Ben Kıbrıs Cumhurbaşkanıyım' iddiasından vazgeç mesajıdır" demiş. Dışişleri Bakanı Cem ise bu durumu "İleri bir adım" olarak yorumlamış.Sağlığa zararlı olan cep telefonlarının baz istasyonları Bodrum'da yoğunlaşınca, sivil toplum kuruluşları ayağa kalkmış. Sadece Barlar Sokağı'nda 15 istasyon varmış. Wet'n Wild Waterworld Su Parkı'ndaki yer istasyonu da palmiye şekline sokularak kamufle edilmiş.Dün akşam oynadığı Milan maçında 4-1 yenilen
BeÅŸiktaÅŸ için "Kötü baÅŸladı" deniliyor. Önce kazandığı penaltıyla 1-0 öne geçen takım, ardından yediÄŸi 4 golle taraftarını üzdü. CUMHURÄ°YET12 yıl önce yaÅŸanan bir olay manÅŸette bugün. Karadeniz Bölgesi'ni tehdit eden varillerle ilgili gerçek, tam 12 yıl sonra ortaya çıkmış. FP Samsun milletvekili Musa Uzunkaya'nın verdiÄŸi soru önergesini yanıtlayan Çevre Bakanı Fevzi Aytekin açıklamış bu konuyu.Variller 1987 yılı başında AKBAY-1 ve Corina isimli gemilerle Ä°talya'nın iki limanından çıkmış yola. Romanya'nın Sulina Serbest Bölgesi'ne götürülen bu variller, Temmuz ve AÄŸustos 1988 aylarında Ä°talyan kimyagerlerin kontrolü altında Panama bayraklı Türk gemilerine yüklenerek Karadeniz'e bırakılmış. Bunun kanıtları varmış ellerinde.Bu varillerde merkezi sinir sistemini etkileyen maddeler bulunuyormuÅŸ. Halen Sinop'un SoÄŸuksu Köyü'nde bir depoda bekletiliyormuÅŸ variller. Raporun kamuoyundan gizlenmesine tepki gösteren çevreciler, bunun Çernobil sonrası Türk yetkililerin gösterdiÄŸi tavrın aynısı olduÄŸunu söylemiÅŸler.Milletvekili Uzunkaya, bölgede kansere baÄŸlı ölüm vakalarının artması, hayvanlarda nedeni bilinmeyen ölümlere rastlanması gibi gerekçelerle vermiÅŸ bu soru önergesini.Dünya Bankası, 2000 yılı için çıkarılan geçici vergilerin sürekli hale getirilmesinin de içinde olduÄŸu sert önlemler almasını istemiÅŸ Türkiye'den. Kıdem tazminatının kaldırılması, tarımda üretim ve pazarlamada devlet rolüne son verilmesi, ormancılıkta ticari faaliyetlerin özelleÅŸtirilmesi de istekler arasında.Yine saÄŸlık konusunda da istekler sıralanmış. Hastaneler özel sigorta ÅŸirketleriyle anlaÅŸarak saÄŸlık hizmeti satan özel kuruluÅŸlar haline getirilecekmiÅŸ. Bankacılıkta da birleÅŸme ve bölünmeler yaÅŸanabilirmiÅŸ.Hukukçular, 12 Eylül darbecisi Kenan Evren'in itiraf ettiÄŸi öldürme emrini 'vahÅŸet' olarak niteleyerek, yargılanmasını istemiÅŸler. Bu tip emirlerin aÅŸiretlerde verildiÄŸini söyleyen hukukçular, Evren'in de aynı Pinochet gibi yargılanması gerektiÄŸini söylüyorlar.Ä°yi günler.Asuman ALPASLAN - 14 Eylül 2000, PerÅŸembe Â
button