OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 05, 2000 00:00
HÜRRİYETBiri Türk, diğeri Rum iki genç kansere yenilmiş. Tedavi sırasında tanışan aileleri arasında başlayan dostluk haberi manşette bugün. Güney Kıbrıslı Evlogimenos çifti kızları Sofia'yı, Kocaman çifti de oğulları Duhan'ı kaybetmişler bu hastalıktan. ABD'nin Houston Eyaleti'nde bulunan M.D. Anderson Kanser Tedavi Merkezi'nde tanışan ailelerin çocukları, yumuşak doku kanserine yakalanmış. Tedavi sırasında çocuklar da arkadaş olmuş.Önce Duhan veda etmiş yaşama. Ardından da Sofia. Dünyaları kararan Kocaman çifti, Evlogimenos çifti tarafından Güney Kıbrıs'a davet edilince kabul etmişler. Çift, Dışişleri Bakanlığı'nın özel izniyle gitmişler bu ülkeye.Gider gitmez Sofia'nın mezarı ziyaret edilmiş. Ardından da Güney Kıbrıslı çift gelmiş İstanbul'a. Bu kez de Duhan'ın mezarına ziyaret yapılmış.Hala süren ziyaret sırasında duygularını anlatmış bu aileler. Türk çifti, ellerinde yaprak dolması görünce tanımış Rum aile. Kızlarına bakan doktor da Türk olduğu için, daha bir yakınlık duymuşlar birbirlerini. Acı olayla karşılaşmaları, yakınlıklarını artırmış ve bugüne gelinmiş.DSP'li iki bakan, Gülen konusunda topu birbirlerine atmışlar. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e, yaptığı basın toplantısında Gülen'le ilgili bir girişim yapıp yapmadığı sorulmuş. O da, bu işin kendi bakanlığı ile bir ilgisi olmadığını, Fethullah Gülen'in yurtdışında yaşayan bir Türk vatandaşı olduğunu ve bu konularla ilgilenen bir devlet bakanının bulunduğunu söylemiş. Söz ettiği bakanlığın başında bulunan Şükrü Sina Gürel göre ise uzun yıllardır yabancı ülkelerde yaşayan ve çalışan Türk'lerin sorunlarıyla ilgilendiğinin doğru olduğunu, ancak bakanlığının yurtdışında 'geçici' ya da 'kaçak' olarak yaşayanların sorunları ile ilgilenmediğini söylemiş. Haberde iki bakanın bu konuda topu birbirlerine attığı yazılıyor. Eh! DSP içinde ateşten bir top bu Ecevit'in Gülen hakkındaki fikirleri bilinirken bu topla oynamak biraz yürek istiyor sanırım!Vatandaş Selahattin Özakın, kırmızı ışıkta durması nedeniyle kutlamak için bir faks çekmiş Çankaya Köşk'üne. Yıllardır özlediği Cumhurbaşkanı görmekten duyduğu mutluluğu anlatmış. Ancak cevap beklemiyormuş.Faksı çektikten 20 dakika sonra cep telefonu çalmış. Telefondaki ses Cumhurbaşkanı'nın kendisi ile görüşeceğini söyleyince çok şaşırmış.Tıpkı kendileri gibi, yani vatandaşlar gibi kırmızı ışıkta durmasının, umutsuzluğuna umut olduğunu belirten mektubunu aldığını söyleyen Sezer, "Çok teşekkür ederim. Duygularım demek ki yüzüme yansıyor" diye konuşmuş Özakın'a. Dün ABD'ye gitmek üzereyken GAP uçağı arızalanınca, Ahmet Necdet Sezer'in Genelkurmay Başkanı'nın uçağı ile gittiği belirtilmiş bu ülkeye. Giderken uğurlamaya gelenlere el sallamış.MİLLİYETÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın gözyaşları manşette bugün. Yolsuzlukları çözmek için sabaha kadar çalışan bakan isyan etmiş. Bazen bunalıp odasında ağlıyormuş.Dün Milliyet Gazetesi'ne yaptığı ziyaret sırasında anlatmış bunları. Bu sırada da gözleri dolmuş zaten. Geçen yıl üç kuruluşta 1 katrilyonluk soygun olduğunu söylemiş. Bu rakam 3 sosyal güvenlik kurumunun bütçesinin onda biriymiş.Üstelik yaptığı soruşturmalardan sonuç da alamıyormuş. Sahte imzalı bir Bağ-Kur reçetesini anlatmış. 46 milyar liralıkmış. Doktorun imzasının sahte olduğu kanıtlanmış. Hasta da almamış böyle bir ödeme. Müfettişler hakkında soruşturma açtırmış. Sadece kınama cezası almışlar. İşte bu yüzden bir daha soruşturma açmasam mı diye de düşünüyormuş bakanımız. 2002 yılının sonuna doğru bizi kurtaracak 'süper kart' uygulamasına başlanıyormuş. Bu kart nelere yaramıyor ki. Sağlık karnesi, vizite kağıdı ve sevk evrakı tarihe karışıyormuş. Yaş, kilo, alerjiler ve kan grubu da yazılı olan bu kart sayesinde reçete de tarihe karışacakmış. Emeklilik işlemleri de yarım günde bitirilecekmiş. Hadi hayırlısı. Bakan sayesinde geciken emekliliğimizin işlemleri, uğraştırmayacak bizi hiç olmazsa! Zaten o yaşta emekli olacaklarda pek uğraşacak halde kalmamış olacak!Maliye Bakanı Sümer Oral ve IMF Türkiye Masası Şefi Cottarelli'nin ele aldığı konuların haberi de yer alıyor ilk sayfada. "Artçı vergiler yolda" denmiş.IMF, 2001 bütçesinde faiz dışında hiçbir harcamanın reel olarak arttırılmamasını istiyormuş. Ayrıca ek vergilerin bu yılda sürmesi gerektiğini düşünüyorlarmış.2000 cc'nin üzerindeki ithal otolardan ek vergi alınmasını da isteyen IMF, tüketimi kısmak için Kaynak Kullanım Destekleme Fonu'nun da artırılmasından yanaymış. Cottarelli'ye göre program, yolunda gidiyormuş. Ancak ithalat ve iç talepteki artışa dikkat edilmeliymiş.Sümer Oral ise, bunların Türkiye'nin sorunu olduğunu, yapılacak işlerin IMF istediği için değil, Türkiye'nin ihtiyacı olduğu için yapıldığını söylemiş. Dün açıklanan enflasyon rakamlarını da olumlu bulmuş Başbakan Ecevit. Toptan eşya fiyatlarındaki düşüşün, tüketici fiyatlarındakinden daha hızlı olması konusunda da özel sektöre yüklenmiş. Tüketici fiyatlarını onların artırdığını ima etmiş.Venedik
Film Festivali hakkındaki yazı da, Nilgün CerrahoÄŸlu'na ait. Bu yıl festivalde gerilim ve heyecan filmleri revaçtaymış. BaÅŸrollerini Harrison Ford ve Michelle Pfeiffer'ın paylaÅŸtığı "Gizli Gerçek" filmi, adından en çok söz edilen filmmiÅŸ.Pfeiffer, Sharon Stone'u eleÅŸtirice ilgi odağı olmuÅŸ. Festivale kendi uçağı ile gelen Harrison Ford ise, gazetecilerden ve hayranlarından kaçıyormuÅŸ sürekli.SABAHManÅŸette, "Tasarrufçu duman oldu" deniyor. Faizden dövize, borsadan altına kadar tüm yatırım araçlarının getirisi enflasyonun gerisinde kalmış. Yıllardır enflasyon rakamlarının çok üstünde faiz alarak rahat yaÅŸayan kesim için kabus olmuÅŸ 2000 yılı. Bu yıl hangi yatırım aracına elini atsan, yüzde 23.5 olan 8 aylık enflasyon karşısında tutunamamış. Bunun nedenleri anlatılıyor haberde. Kur artışına sınırlama getirilmiÅŸ. Dövize yatırım bu nedenle cazibesini yitirmiÅŸ. Devletin eskisi kadar borçlanmaması nedeniyle de piyasadaki para bollaÅŸmış. Paranın bollaÅŸması, faiz ve repo pınarını kurutmuÅŸ.Aralık ayında yükselen borsa da 8 ay boyunca kaybettirince, yatırımcının sarsıldığı belirtiliyor. Haberde yazılmayan bir kesim de, zaten yatırım yapacak parası olmayanlar. Eh! Onların bir kayıpları yok anladığım kadarıyla.Fatih Terim kitap yazmaya baÅŸlamış. Adı "21. Yüzyılda Kulüpler Nasıl Olmalı" imiÅŸ. Floransa da yapılan bir kongreye giden Türk doktorlar, kongredeki konuÅŸmaları dinlemek yerine Fatih Terim'i dinlemiÅŸler. Siyaseti düşünmüyormuÅŸ. Zorla toplanmış insanlara, yapamayacağı ÅŸeyleri vaatte bulunmak ona göre deÄŸilmiÅŸ.BaÄŸ-Kur'un Vakıf Gureba Hastanesi'nde reçete yolsuzluÄŸu yapıldığı gerekçesi ile bu hastane ile olan anlaÅŸmasını feshetmesi, kuruma baÄŸlı hastaları periÅŸan etmiÅŸ. Bir çok hasta, ölüme terk edildiÄŸini düşünüyormuÅŸ.Ombudsman adaylığı için adı geçen Süleyman Demirel, geleceÄŸi görmüş. CumhurbaÅŸkanlığı döneminde bu sistemi incelettirdiÄŸi ortaya çıkmış Baba'nın.Dün Binyıl Zirvesi'ne katılmak üzere ABD'ye giden CumhurbaÅŸkanı Sezer'in, uçağında meydana gelen arıza nedeniyle Genelkurmay BaÅŸkanı'nın uçağı ile gittiÄŸi haberi de yer alıyor ilk sayfada.Nokia'nın yeni modeli olan 3310 ile, hareket halindeyken bile chat yapılabilecekmiÅŸ. Ne mutlu bize!RADÄ°KALEski Fazilet Partili Recep Tayyip ErdoÄŸan manÅŸette bugün. Yeni bir parti kurmak için harekete geçtiÄŸi belirtilen ErdoÄŸan'la bir araya gelmek istiyormuÅŸ Recai Kutan. Niyetini anlamak için.Fazilet Partisi hakkında açılan kapatma davasının sonuçlanmasına az bir süre kala yenilikçiler harekete geçmiÅŸ. ErdoÄŸan arkadaÅŸlarına kapatma davası sonuçlanmadan partiden ayrılmayı önermiÅŸ. Ancak grup bu konuda zorlanıyormuÅŸ. Taban tarafından 'hain' damgası yiyebileceklerini düşünüyorlarmış.Bu geliÅŸmeler parti yönetimini de kaygılandırıyormuÅŸ. Recai Kutan, önümüzdeki hafta ErdoÄŸan'la görüşerek niyetini anlamaya çalışacakmış. Deprem felaketinin ardından çadırları dolaÅŸarak propaganda yapan ÅŸeriatçılar, çocukların yüreklerine korku salmışlar. Ä°stanbul Ãœniversitesi'nin burada yaptığı araÅŸtırma sonuçlarına göre, çocuklarda yoÄŸun olarak suçluluk duygusu yaÅŸanıyormuÅŸ.Depremzede çocukların yüzde 49'u stres, yüzde 52'sinde de depresyon varmış. Uzmanlar bu olumsuz etkinin ömür boyu sürebileceÄŸini söylüyorlar.AraÅŸtırma ekibinin saptamalarına göre ÅŸeriatçıların söylemleri sonucu çocuklar depremin kendi yüzlerinden olduÄŸunu düşünüyorlarmış. EÄŸer dua etseler, baÅŸlarına bu gelmeyecekmiÅŸ. Ayrıca yakınları ölüp kendileri hayatta kalan çocuklar da yaşıyormuÅŸ bu suçluluk duygusunu. Kimileri de çok küçük yaÅŸta olgunlaÅŸmışlar. Bazıları içe kapanıp intihara yatkın kiÅŸilere dönüşürken, bazıları da dışa dönük saldırganlık ve aşırı küfür etme eÄŸilimindelermiÅŸ.Beyazlar, Yeni Dünya'da yakında azınlıkta kalacakmış. Yapılan araÅŸtırmalara göre Kalforniya'da beyazlar yüzde 49.8'e gerilemiÅŸ. Gelecek 30 yıl içinde de Ä°ngiltere'de siyahlar çoÄŸunluk oluyormuÅŸ.The Observer Gazetesi'ne konuÅŸan Londra'daki Dış Politika Merkezi'nde çalışan Uganda asıllı Yasmin Brown, bu deÄŸiÅŸimden sadece beyazların rahatsız olduÄŸunu söylemiÅŸ. Beyazların söylediÄŸi, "Siyahlar tavÅŸanlar gibi ürüyor" sözünü de ırkçı bir yaklaşım olarak görüyor. "Sadece beyazsan doÄŸrusun" tezinden yola çıktıklarını belirtmiÅŸ bu sözü söyleyenlerin.Yedi asker ve bir mankenden oluÅŸan 13 kiÅŸilik bir çete ele geçirilmiÅŸ. Ä°ÅŸadamı Mehmet Selim Tekyürek'in oÄŸlunu fidye için kaçıran çete, yakalanmış.CUMHURÄ°YETCumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer'in ABD gezisi manÅŸette bugün. "Sezer'in diplomasi sınavı" deniyor. Gezinin olaylı baÅŸladığı belirtilmiÅŸ. GAP uçağının kabin basıncında meydana gelen bir arıza nedeniyle gezi 2 saat gecikmeli olarak baÅŸlamış. Genelkurmay BaÅŸkanı'nın uçağının kullanıldığı yazılıyor.BM Milenyum DoruÄŸu'nda bir de konuÅŸma yapacakmış Sezer. Bu konuÅŸmada, Türkiye'nin üçüncü bin yıldan beklentilerini anlatacakmış. ABD BaÅŸkanı Bill Clinton ve Rusya Devlet BaÅŸkanı Putin'le de görüşecek olan CumhurbaÅŸkanı'nın, çok sayıda devlet ve hükumet baÅŸkanı ile de tanışma fırsatı bulacağı yazılıyor.Bu doruÄŸa katılacak olan BM Genel Sekreteri Kofi Annan, zirve öncesi bir rapor yayınlamış. Bu raporda liderlerden gerçek bir yapısal reform için harekete geçmeleri isteniyormuÅŸ.Arızalanan uçak GAP, Özal'ın CumhurbaÅŸkanlığı döneminde alınmış. Haberde Sezer'in göreve gelmesinin ardından, bu uçağın satılarak yerine ihtiyaç halinde THY'den uçak kiralanmasının daha ekonomik olup olamayacağını sorduÄŸu belirtilmiÅŸ. Bu uçağın bakım masrafları da çok ağırmış. "Yargıda Kazan ekibi" ilk sayfadaki diÄŸer bir baÅŸlık. Eski Adalet Bakanlarından Hasan Denizkurdu, "Yargıda Kaplancılar da var" diye konuÅŸmuÅŸ. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Genelkurmay BaÅŸkanı ve Danıştay BaÅŸkanı tarafından yargıda bulunan irticacılar konusunda yapılan açıklamalara tepki göstermiÅŸti. Haberde bu bakanın bürokratları tanıtılıyor.İçlerinde Kuran okuyan mahkumun cezasının affedilmesini savunan ve Genelkurmay tarafından irtica konusunda verilen brifinge katılımı engellemeye çalışan bürokratların bulunduÄŸu kadroyla çalıştığı belirtilmiÅŸ Türk'ün. Adalet Bakanlığı Personel Daire BaÅŸkanı Ä°lhan Ayaz, 2 türbanlı hakim adayının mesleÄŸe kabul dosyalarını gizleyerek hakim olarak atanmalarını saÄŸlamış bir süre önce. Eski bakanlardan Hasan Denizkurdu da, HSYK'nun görevini yapmadığını söylemiÅŸ. Hükümeti temsilen 2 kiÅŸi varmış bu kurulda. Aslında 5'e 2 karar alabilirlermiÅŸ. Ama hiçbir zaman bakanın görüşleri dışında bir karar almamışlar.2000 Olimpiyatlarının baÅŸlamasına 9 gün kala son hazırlıklar da tamamlanıyormuÅŸ. Ãœlkede alınan güvenlik önlemleri, daha önce böyle bir ÅŸeye alışkın olmayan Sidneyli'leri ÅŸaşırtıyormuÅŸ. Ãœlkemizi temsil eden sporcular da, sabah ve akÅŸam saatleri arasında yaÅŸanan sıcaklık farkına alışmaya çalışıyorlarmış.Ä°yi günler.Asuman ALPASLAN - 5 Eylül 2000, Salı Â
button