OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 01, 2000 00:00
HÜRRİYETAnkara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından Fethullah Gülen hakkında terör örgütü kurmak suçundan açılan davanın iddianamesinde yer alan suçlamalar manşette bugün. Savcının 10 yıl hapis istediği iddianamede, şok suçlamalar yer almış.13 klasör ve 79 sayfa tutan iddianamede, Gülen'in önündeki tek engel olarak TSK'yı gördüğü yazılıyormuş. Bu iddialar emniyetin, askerlerin, tanık ve nur talebelerinin itiraflarına dayandırılıyormuş. Gülen terör örgütünün başıymış. Şu an emanette bulunan mal varlığına da el konması isteniyormuş.Bazı politikacılardan aldıkları tavizlerle orduya karşı polisi güçlendirme ve gerektiğinde bunları orduya karşı kullanma taktiği uyguluyorlarmış. Bir yandan da orduya sızma çalışmaları devam ediyormuş. Subay ve astsubayların kızlarıyla cemaat üyelerini evlendirmek, bunların çocuklarını kendi denetimlerindeki dershanelere kaydettirmeye çalışmak da yöntemleri arasında yer alıyormuş.Yurtiçi ve yurtdışında kurduğu okullar aracılığı ile küçük yaşta çocukların beyinlerini yıkayarak gelecek nesil içinde sağlam bir alt yapı kurmaya çalışan Gülen, Papa ile görüşerek, sadece Türkiye'deki değil tüm dünyadaki Müslümanları yönetmeye talip olmakla suçlanıyor. Bu şekilde ruhani liderliğe olan ilgisini de gösteriyormuş.Savcı Yüksel, Gülen'in bu cesareti son yıllarda iyice güçlenen ve taraftarı olan sermayeden ve politikacılardan aldığını da söylüyormuş. Bu satırlarla, Gülen hakkında çıkarılan tutuklama kararının 'içine sindiremediğini' söyleyen Başbakan Ecevit'e de dokundurduğu yazılmış haberde.Erbakan'ın hapse girmesini önlemek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu reddeden yargıç, Yunanlı imiş. Christos Rozakis adlı yargıcın, Kardak Krizi sırasında Dışişleri Bakan Yardımcısı olduğu, bu olay sırasında da hükumetiyle ters düşerek Türkiye'nin yanında yer aldığı yazılmış haberde.Bu tavrından dolayı üyesi olduğu partinin de tepkisini çekmiş o dönemde. İstifa etmeye zorlanmış ve etmiş de. Daha sonra yeniden yapılanma sırasında yargıçlığa başlamış. Bu kriz döneminde, Mesut Yılmaz'ın yaptığı diyalog çağrısına olumlu yanıt verilmesini istediği için dışlanmış partisinden.Ürdün Kralı Hüseyin'in 49 yaşındaki eşi Kraliçe Nur, büyük bir aşk yaşadığı Bahreynli petrol milyarderi ile, üvey oğlu Kral Abdullah izin vermediği için evlenemiyormuş.Bu evliliğe ne yasal ne de dini bir engel bulunmadığı yazılıyor haberde. Ancak Ürdün Kralı, ülke yönetimindeki muhafazakar ve yenilikçi kanatlar arasındaki hassas dengenin bozulmasını istemediği için karşı çıkıyormuş yeniden evlenme olayına.MİLLİYETFethullah Gülen hakkında hazırlanan iddianame, bu gazetede de manşette. "Aşk militanları" başlığı ile verilen habere göre, orduya sızmak için cemaatteki başı açık kızlar, askeri öğrencilerle evlendirilmeye çalışılıyormuş. Gülen'ın subay ve astsubay çocuklarını okullarına kaydettirmeye çalıştığı, bu yöntemle 10 yıl içinde orduda söz sahibi olmayı hedeflediği iddia ediliyormuş. Cemaatin diğer bir politikası da, polisle askeri karşı karşıya getirmeye çalışmak olmuş. Polisi güçlendirerek, gerekirse orduya karşı kullanmayı hedefliyorlarmış.Partilere verdiği destek sonucu elde ettiği devlet imkanları, cemaatin gelir kaynakları içinde sayılıyormuş bu iddianamede. Son olarak Gülen'in amacının Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarak, yerine şeriat yasalarının hakim olduğu bir devlet kurmak olduğu belirtiliyormuş. Grubun faaliyetlerinin tüm yurda yayıldığı, ancak yoğunluğun Adana-Samsun hattının batısında kalan yörede olduğu da yazılmış. Fethullah Gülen'in gıyabi tutuklama kararını kaldıran İstanbul 2 No'lu DGM Savcısı Şerafettin İste, Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun Gülen konusunda yaptığı açıklamalar hakkındaki sorulara sinirlenmiş. "Demişse doğru demiştir" diyerek, soruyu soran Milliyet muhabirinin yüzüne kapatmış telefonu.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Erbakan hakkında yapılan itiraz başvurusunu reddetmesi kararı, hukukçuları şaşırtmamış. Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, "AİHM hürriyeti bağlayıcı cezalar konusunda tedbir kararı koymaz. Bu iç hukuka müdahaledir" diye konuşmuş.Prof. Dr. Bakır Çağlar da, başvuruda yer alan 'yaşlılık, eski başbakan olma' gibi gerekçeleri estetik bulmadığını söylüyor. Bu mahkemenin hürriyeti bağlayıcı cezalar konusunda sadece yargılananın neden mahkum olduğuna baktığını, tedbir konulması kararını da, sadece idam cezası varsa aldığını söylemiş. Abdullah Öcalan konusunda bu böyle olmuş. Çünkü Türkiye, idam cezasını kaldıracağını taahhüt etmiş.Son alınan kararın sonrasında bazı milletvekilleri, Erbakan'ın demokrat olmadığını artık Avrupa'nın gördüğü yorumunu yapmışlar. FP milletvekilleri ise Öcalan kararı ile karşılaştırmışlar bu kararı.Fikret Bila'nın bugünkü yazısının başlığı, "Think-tank ve oda orkestrası" Yeni Jandarma Komutanı Org. Aytaç Yalman'la son resepsiyonda konuşma olanağı bulmuş. Yalman'ın OYAK'tan iki isteği varmış. Biri think-tank kurulması, diğeri ise bir oda orkestrası oluşturulması. Think-tankların bir çok kuruluş tarafından kullanıldığını ve başarılı da olduğunu düşünüyormuş. Burada özellikle tarikatları kastetmiş. Klasik müziği çok sevdiği için istemiş oda orkestrasını da. Bila bu iki isteğin de, sadece askerlerin değil sivillerin de ihtiyacını karşılayabilecek istekler olduğunu düşünüyor. OYAK'ın yeni genel müdürünün de bu istekleri yerine getirebileceğini yazmış. SABAHGülen davası bu gazetenin de manşetinde. Savcı Nuh Mete Yüksel'in hazırladığı iddianamede, "İslam diktatörlüğü isteyen Gülen grubu ülkenin en güçlü irticai yapılanmasıdır" deniyormuş.Hazırlanan 79 sayfalık iddianamede, İslam diktatörlüğü kurmak için "Devletin tüm sistemlerinde İslam hükümlerini egemen kılmaya çalıştığı" savlanan Gülen hakkında 10 yıl hapis isteniyormuş.Önündeki tek engel olarak gördüğü TSK'ya sızmak için türbansız kızlarını askeri okul öğrencileri ile evlendirmeye çalışmak, böylece önümüzdeki 10 yıl içinde orduda söz sahibi olmak arzusundaymış Gülen. Askerlerin karşısında polise sızarak gerektiğinde onları kullanmak amacında olan Gülen, siyasilerden aldığı tavizler sonucu bu konuda epey adım atmış. Köy ve mahallelerden topladığı zeki çocukları da okullarında eğitiyormuş. Bu okullarda
Atatürk düşmanlığı öğretildiği öne sürülmüş. Bu okulların imkanlarının devletten fazla olduğu da belirtilmiş iddianamede.İddianamenin sonunda da siyasiler ağır bir dille suçlanıyormuş. "Tarikat okullarını övmek moda haline geldi. Oysa bu okullarda yetişenlerle siyasi İslam'ın iktidarı hedeflenmekte. Bu itibarla bu okullara destek verenler Atatürkçü olamaz." Böyle bitiyormuş iddianame.Sevgili 'Tombalak' da gitmiş. Ünlü sinema oyuncusu Necdet Tosun'un oğlu olan Gürdal Tosun, İzmir'de vefat etmiş önceki gece. Uzun bir süredir böbrek yetmezliği çeken Tosun, 22 Ağustos'tan beri hastanede yatıyormuş. "Bir Demet Tiyatro" adlı televizyon dizisinde canlandırdığı bakkal çırağı Tombalak tiplemesiyle sevilen Tosun'un ölümü, Doğu'da
film çeken Yılmaz Erdoğan ve ekibi arasında şok etkisi yapmış. Oyuncular çekime ara vererek İstanbul'a dönmüşler.30 Ağustos gecesi Genelkurmay Başkanlığı'nda verilen resepsiyonda zirvedekiler çok şıkmış. Yemin töreninde bile smokin giymeyen Cumhurbaşkanı Sezer, bu davette giymiş smokini.Erbakan'ın, AİHM'nin verdiği son karara da itiraz edeceği yazılıyor bir başka ilk sayfa haberinde. Konuyla ilgili açıklama yapan Şevket Yılmaz, bu kararın ana davayı etkilemeyeceğini, sadece yürütmenin durdurulmasının reddedildiğini söylüyor. Ancak yine de yürütmenin durdurulmasının reddi kararına da itiraz edeceklermiş.Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, irticanın yargıya da sızdığını söylemişti önceki gün. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, yargı mensupları hakkındaki tüm iddiaların incelenebileceğini, tüm yargı mensuplarının töhmet altında bırakılmaması gerektiğini söylemiş.RADİKAL"Yüksel, Gülen'e 'terör örgütü kurmak'tan dava açtı. Fethullah'a 10 yıl" deniyor manşette. Soruşturmayı yürüten Savcı Nuh Mete Yüksel, iddianameyi mahkemeye sunmuş dün. Gülen'in en tehlikeli ve güçlü irtica örgütünün başı olduğunu yazıyormuş.Terörle Mücadele Yasası'nın 7. maddesine dayanarak açılmış bu dava. Örgüt hakkındaki ikinci soruşturma da devam ediyormuş. Hedefin ordu ve Meclis olduğunun yazıldığı iddianamede, örgütün silsilesi de anlatılmış. Tarikatın başının Gülen olduğu, diğer unsurlarının da şehir imamları, esnafı organize eden imamlar, semtlerden sorumlu imamlar, ev düzeyinde görevli imamlar ve bireyleri kontrol eden imamlar olduğu saptanmış. Gizli bir örgütlenmeye gidildiği, halk üzerinde de 'manevi baskı ve cebir' uygulandığı belirtiliyormuş. 88 vakıf, 128 özel okul, 218 şirket, 129 dershane ve yaklaşık 550 öğrenci yurdu, 17 yayın organı, gazete, TV istasyonu ve 2 ulusal radyo bunların denetimi altındaymış.Bağlı kuruluşlardan 'vergi' adıyla aylık ve yıllık paralar toplayan örgüt, Kazakistan'daki okullar için Denizli'de 1 milyon dolar toplamış.Mehmet Y. Yılmaz, DGM Savcısı'nın iddianamesinden, Fethullah Gülen'in tek kişilik silahsız bir örgüt kurmakla suçlandığının anlaşıldığını yazıyor. Bunun nasıl bir hareket olduğunu hukukçuların tartışacağını, savcının teolojik tartışmaya girmesini de tuhaf bulduğunu belirtmiş.Bu davanın önümüzdeki ayların en sıcak siyasi tartışmalarına yol açacağını, bütün bu süreçte de en çok yıpranan kurumun, bizzat yargının kendisi olacağını düşünüyor.Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, IMF heyetinin başkanı Cottarelli ile görüşmüş. Demiralp, ekonomide önlem gerektirecek bir durum olmadığını açıklarken, Cottarelli özelleştirmelerin daha da hızlanabileceğini söylemiş.Bursa 2. İdare Mahkemesi, İznik Gölü yakınında ve fay hattı üzerinde kurulu Cargill fabrikasına izin veren YPK kararını, yetki gaspı gerekçesiyle iptal etmiş.Bu yıl ders kitapları %25 zamlanmış. Haberde her yıl değişen kitapların, velilere yine ağır maddi yük getireceği yazılıyor."F tipinde 'parmak dayağı'" başlıklı bir
haber de yer almış ilk sayfada. Kartal Cezaevi'nde Çakıcı'nın adamı Timuçin Kaplan'ın parmakları mazgala sıkışıp kopmuÅŸ. Bunun üzerine Çakıcı'nın adamları gardiyanlara meydan dayağı çekmiÅŸler. CUMHURÄ°YET"Amaç polis-ordu kavgası" deniyor manÅŸette, Savcı Nuh Mete Yüksel'in Gülen hakkında açtığı davanın haberi verilirken. Gülen için, 'ÅŸeriat devleti kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurmak' suçlamasıyla dava açıldığı yazılıyor.En güçlü irtica yapılanması olarak nitelenen bu örgütlenme hakkında 1.5 yıldan beri soruÅŸturma yapıyormuÅŸ Nuh Mete Yüksel. 12 bölüm ve 79 sayfadan oluÅŸan bir iddianame hazırlanmış. Sahip olduÄŸu yurt ve okullarda yetiÅŸtirdiÄŸi kadrolarla Atatürk ilkeleri ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçladığı belirtilmiÅŸ Gülen'in.TSK'ya sessizce sızmışlar. Siyasilerin tavizleriyle polis örgütü içinde geliÅŸmiÅŸler. GerektiÄŸinde polis örgütünü ordu karşısında kullanmayı amaçlıyorlarmış.Yüksel, Gülen'in devlet olanaklarından yararlanmasına göz yumulduÄŸunu da vurgulamış. 1997 yılında kendisine baÄŸlı Asya Finans Kurumu, devletten 533 milyar lira teÅŸvik almış. Bu destek için siyasi partiler ve bürokratlardan yardım gördüğü saptanmış.Haberde, Gülen'i geçmiÅŸte de siyasi gücün kurtardığı belirtiliyor. 1980 yılında Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nın kendisini yakalamak için düzenlediÄŸi operasyonu önceden duyarak kaçmış. 1986 yılında yakalanınca da, serbest bırakılması için Turgut Özal'ın aracılık ettiÄŸi öne sürülmüş.Hükümet ortakları, memurlar ile ilgili kanun hükmünde kararnameye karşı çıkan ve Meclis'te yapılan düzenlemelere tepki gösteren milletvekillerini 'grup kararı' ile kıskaç altına alıyorlarmış. En fazla muhalif sesin çıktığı ANAP'ta, Genel BaÅŸkan Mesut Yılmaz, bu konuda aleyhte konuÅŸmayı yasaklamış.Yılmaz, seçmen tabanının da ürkütmeyecek bir çözüm önerisi hazırlıyormuÅŸ ortaklarına sunmak üzere.Kamu denetçiliÄŸi kurumunun başına Demirel'in getirilmesine yönelik hazırlıklar, Meclis'te yeni tartışma yaratmış. DSP milletvekili Uluç Gürkan, "Denetçi yapılma hazırlığında olan bir kiÅŸinin 'aile fotoÄŸrafı' olmamalı" demiÅŸ. FP milletvekili Mehmet BekaroÄŸlu da, Demirel'in bu iÅŸi yapacak en son kiÅŸi olduÄŸunu düşünüyormuÅŸ.Ä°yi tatiller.Asuman ALPASLAN - 1 Eylül 2000, Cuma Â
button