OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 31, 2000 00:00
HÜRRİYET30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri sonrası Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen resepsiyonda konuşan Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, zehir zemberek açıklamalar yapmış. İrticacı memurların devletin altını oyduğunu ama hiçbir şey yapılamadığını söylemiş.Geçtiğimiz günlerde yaşanan KHK krizi sırasında hiç konuşmayan Kıvrıkoğlu, resepsiyon sonrası bozmuş bu suskunluğunu. Gazeteciler ne sorduysa yanıtlamış.Resepsiyon sırasında Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile uzun uzun sohbet etmiş. Ardından da soruları yanıtlamış. KHK için siyasilerin Ekim ayında çıkacağını söylediklerini, zaten bu işin artık prestij meselesi haline geldiğini belirtmiş. Ancak önemli olanın da uygulama olduğunu belirtmeden geçememiş.Bu yasa tasarısı geldiğinde partilerin grup kararı almaları gerektiğini söyleyen Genelkurmay Başkanı, eğer bunu yapmazlarsa bu işin de 5+5'e dönüşeceğini düşünüyormuş.Bu açıklamalar üzerine bir gazeteci, son durumun kendilerini pek tatmin etmediğinin anlaşıldığını söylemiş. O da, "Nasıl tatmin olabiliriz? Devleti yıkmak isteyen her kademede binlerce memur var. Devleti yıkmak isteyenlerin gidip elini öpenler var" diye konuşarak, bunlar karşısında çaresiz olduklarını anlatmış. Bu memurların devletin finans kuruluşlarından ve karar kademesinden temizlendiğini, ancak daha alt düzeyde sayılarının çok fazla olduğunu belirtiyor. Her yerde TSK'nın örnek gösterildiğini, ancak siyasilerin bu temizlik konusunda bu kurumu örnek almadığını da söylüyor.Gülen davası hakkında verilen iki farklı karar konusunda da konuşmuş. Bunu düşündürücü buluyor. Ancak davanın da süreceğini, bunların yargı da dahil her yere sızdıklarını belirtmiş.Dün yapılan resmi geçit sırasında da bir ilk yaşanmış. Töreni ayakta izleyen Cumhurbaşkanı Sezer, bir süre sonra yorulunca Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'na "Oturabilir miyim?" diye sormuş ve oturmuş. Bugüne kadar bütün Cumhurbaşkanlarının törenleri sonuna kadar ayakta izlediği yazılıyor haberde. Tören sırasında Mesut Yılmaz'ı görmediği için tokalaşamayan Sezer, ardından Yılmaz'la göz göze gelerek selamlaşmak istemiş. Ancak bu kez de Yılmaz ona hiç bakmamış.Hollanda polis teşkilatında çalışan Hülya Varol adlı Türk kızı, başına polis kepi yerine türban takınca, bu ülke karışmış. Almere Polis Müdürlüğü'nde resepsiyonda çalışıyormuş Hülya; türbanlı olduğu için dış göreve çıkmıyormuş. 3 yıldır da bu kurumda görev yapıyormuş.Türban konusunda, daha önceden güvence aldığı için girmiş bu işe. Bu konunun bu ülkede de sorun olacağını bilse, kendine başka bir meslek seçeceğini söylemiş.Türk Deniz Kuvvetleri, önümüzdeki ay denizaltı kurtarma tatbikatlarına başlıyormuş. Mersin'de, bir denizaltı gerçekten batırılarak gerçekleşecekmiş bu tatbikat. Karar 1.5 yıl önce alınmış ama Körfez depremi nedeniyle ertelenmiş. Deniz Kuvvetleri Komutanı Org. İlhami Erdil, bugün olsa Dumlupınar denizaltısını kurtarabileceklerini açıklamış.MİLLİYETAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Erbakan'a verilen hapis cezasının durdurulması için yapılan 2 başvuruyu reddetmiş. "Erbakan'a şok" deniyor manşette.Avukatlar ilk yaptıkları başvuruda, kendisine verilen 1 yıllık hapis cezası için 'yürütmeyi durdurma kararı' talep etmişler. Cezanın ifade özgürlüğünü zedelediğini ve hukuka aykırı olduğunu öne sürüyorlarmış. Erbakan'ın yaşlılığı ve önemli bir siyasetçi olması nedeniyle bu durum kamuoyu vicdanında rahatsızlık yaratırmış.Bu başvuru 28 Temmuz'da görüşülmüş ve reddedilmiş. Bu kararın tekrar gözden geçirilmesi istemiyle bir başvuru daha yapılmış. Bu da 11 Ağutos'ta reddedilmiş. Hukukçular, hapis cezasının yerine getirilmesi için hiçbir engel kalmadığını söylüyorlarmış artık.Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun ev sahipliği yaptığı resepsiyonda gazetecilere verdiği cevaplar, bu gazetenin de ilk sayfasında yer buluyor. Siyasilerin 8 yıllık eğitimi nasıl çıkardılarsa, memurlarla ilgili yasayı da öyle çıkarmalarını istemiş Kıvrıkoğlu."İrtica kritik noktalara sızdı. Memleketin altına dinamit koyan tebrik ediliyor. Bunların cezasız kalmaması lazım. TSK'da en çok Fethullahçı var. Ama ordu neşteri vuruyor, defterini dürüyor. Diğer kurumlar da yapmalı." İşte Genelkurmay Başkanı'nın sözleri böyle.Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal için üçüncü bir ülke arayan Belçika, başvurduğu 44 ülkenin çoğundan ret yanıtı almış. Bu ülkeler, Türkiye ile ilişkilerinin bozulmasını istemiyorlarmış. Bunun üzerine bu formülden vazgeçen Belçika, Erdal'ı kendisi yargılamaya karar vermiş.Erdal 8-12 yıl hapis istemiyle yargılanacakmış. Haberde, Belçika'nın bu kararı almasındaki bir diğer etkenin de, Erdal için Abdullah Öcalan gibi bir yakalama operasyonu yapılacağı duyumları. Kendilerinin gönderdiği bir üçüncü ülkede böyle bir durumla karşılaşılmasının, Belçika'yı hedef ülke haline getirebileceğini düşünmüşler.Melih Aşık, son günlerde gündeme gelen Ombudsman kavramı üzerine yazıyor. Bu kurumu anlatmış. Genelde devlet tarafından atanmasına karşılık, hakemlik sırasında vatandaşın yanında yer alırlarmış. Geçmişleri temiz olurmuş ve genelde de hukukçulardan seçilirlermiş. Demirel adının bu niteliklere pek uymadığını düşünüyor Aşık. Ancak bu kavramın tanıtılmasında önemli bir etken olduğu da gerçek Demirel adının.SABAHMesut Yılmaz, kararname krizine yeni bir çözüm önerisi getirmiş. Bakanlar Kurulu Yüksek Askeri Şura gibi çalışarak temizleyecekmiş irticacı memurları. "Hükümete yeni görev" deniyor haberin başlığında.Yasa tasarısının Meclis'ten geçebilmesi için önermiş bunu Yılmaz. Eğer kabul edilirse, bölücü ve irticai faaliyetlere karışan memur hakkında iki müfettiş rapor hazırlayacakmış. Bu raporlar, ilgili bakanlarca Bakanlar Kurulu'na getirilecek, kurul da bu dosyaları ya kabul ya da reddecekmiş.İhracı kesinleşen memurların listesi, Resmi Gazete'de yayınlanacakmış. Tam da diyordum ki, bari yargı yolunu da kapatın ama, haberin devamında YAŞ kararlarından farklı olarak bu kararların yargı denetimine açık olacağı yazılıyor.Cumhurbaşkanı'nın yetkileri konusunda yapılacak değişiklikler için de iki ayrı çalışma yürütülüyormuş. Biri Anayasal yetkileri diğeri ise yasal yetkileri. Bunlar paket halinde getirilecekmiş Meclis'e. Bazıları yasa tasarısı, bazıları ise KHK ile düzenlenecekmiş.30 Ağustos Zafer Bayramı'nın coşkuyla kutlandığı yazılmış bir başka ilk sayfa haberinde de. Özellikle geçen yıl deprem nedeniyle yapılamadığı belirtilmiş. Tüm yurtta yaşanmış bu coşku.
Trafik kazasında kaybettiği oğlunun projesini hayata geçiren bir babanın öyküsü de var bugün. Dr. Ekber Onuk, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencisi olan oğlu Kaan'ın projesini gerçekleştirmek için, aynı fakülteden arkadaşları ile çalışıyormuş. İlk Türk hayalet gemisini yapıyorlarmış.Ekonomiyi IMF heyecanı sarmış. IMF heyetinin denetimi öncesi bir aksaklık olmaması için çalışıyormuş tüm bürokratlar. İkinci çeyrekte büyüme %2'nin üzerine çıkarsa, yıllık büyüme rakamı %7'ye ulaşabilirmiş. Büyüme oranının bir sürpriz yapabileceği belirtilmiş bu konudaki haberde.İçişleri Bakanı Tantan, valilerin kendisini anlamadığını söylemiş. Yayınladığı genelgede kimseyi karşılamayın demediğini, sadece il sınırlarına giderek karşılama yapmanın zaman kaybına neden olduğunu belirttiğini söylüyor. İçişleri, Kültür, Turizm bakanlıkları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı, hurafelerle savaşmak için ortak bir çalışma başlatmış.RADİKALEski MİT'çi Mehmet Eymür'ün, yaşamını sürdürdüğü ABD'den yaptığı internet yayınlarında çarpıcı iddiaları varmış yine. Bugün bunlar manşette Radikal Gazetesi'nde. "Çakıcı'yı MİT eğitti" deniyor.Çakıcı'nın eski MİT'çi Korkut Eken tarafından eğitildiğini yazan Eymür, bu kurumla irtibatının da, Şenkal Atasagun'un İstanbul Bölge Başkanı olduğu dönemde gerçekleştiğini söylüyor.Çakıcı'nın yurtdışında başarılı çalışmalar yaptığının da doğru olmadığını, çünkü böyle bir becerisi olmadığını belirtmiş. Buna örnek olarak da, bomba eğitimi sırasında tir tir titremesini göstermiş. Kendileri sadece ülkücülerle ilgili istihbarat alımında kullanılmış. Bunu da beceremeyince fırça yemiş.Bu sıralar bir otelde silah kullanıp adam yaralayınca, dönemin yöneticilerinden Hiram Abbas, "Götürün bir yere kafasına sıkın" talimatı vermiş adamlarına. Korkut Eken hakkında ise, onun fikir değil daha çok aksiyon adamı olduğunu, çok iyi silah kullandığını belirtiyor. Abdullah Çatlı'yı da teşkilattayken değil, emekli olduktan sonra tanımış Eken. Çakıcı ve arkadaşlarını yurtdışında PKK ve ASALA örgütleri ile mücadele etmek için Korkut Eken eğitmiş. Bu eğitim sırasında anlamış Çakıcı'nın işe yaramaz olduğunu. Ancak diğer arkadaşları üzerinde bir hakimiyeti varmış. Giriştikleri operasyonların hiçbiri de başarılı olamamış. Bunun dışında da bir görev verilmemiş Alaattin Çakıcı'ya MİT tarafından.Dünya Bankası, 760 milyon dolarlık krediyi çözmek için kamu bankalarının özelleştirilmesi yasasını bekliyormuş. Haberde Japonya'nın da bu nedenle kredi vermediği yazılmış. Dünya Bankası yetkilisi Lalit Raina, hükümetin bu konuda verdiği sözü yerine getirmesini istemiş. "Mali sektör kredilerinin önündeki tek engel bu" diye konuşmuş. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Üst Kurulu da bugünden itibaren bütün organlarıyla faaliyete geçiyormuş. Merkez Bankası ve Hazine'nin bankacılık alanındaki tüm yetkileri de bu kurula devredilecekmiş bir protokol ile.Geçen yıl Marmara depremi nedeniyle iptal edilen 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın bu yıl coşkuyla kutlandığı haberi de yer alıyor ilk sayfada. Özellikle Deniz Kuvvetleri'nin İstanbul Boğazı'nda yaptığı geçit töreninin güzelliği anlatılmış. Sivil katılım da yüksek olmuş bu yıl geçen yıllara göre.CUMHURİYETZafer Bayramı kutlamaları manşette bugün. Tüm yurtta yapılan törenlerde, "Laik devletin teminatıyız" mesajının verildiği yazılıyor. İlk tören Anıtkabir'de yapılmış. Genelkurmay Başkanı ve tüm kuvvet komutanları varmış bu törende.
Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan törene CumhurbaÅŸkanı Sezer de katılmış. Kapıda KıvrıkoÄŸlu karşılamış CumhurbaÅŸkanı'nı. Haberde Ä°zmir ve Ä°stanbul'da da coÅŸkulu törenler yapıldığı anlatılıyor.Ä°stanbul Sultanbeyli'de yapılan törenin ardından Atatürkçü Düşünce DerneÄŸi üyeleri, Fethullah Gülen'i protesto etmiÅŸler.Konya'daki kutlamalarda korteje giren Ä°slamcı kuruluÅŸlardan Endüstri Holding'in aracı halkın tepkisini çekmiÅŸ. Siirt'in HADEP'li Belediye BaÅŸkanı da, protokolde olmadığı için törenlere alınmamış.Bürokraside Ä°MF hareketliliÄŸi yaÅŸandığı belirtilen diÄŸer bir haberin baÅŸlığında da, "Hükümetin özelleÅŸtirme kavgası" denmiÅŸ. IMF'nin bir an önce yapılmasını istediÄŸi kamu bankalarının özelleÅŸtirilmesi konusunda yaÅŸanan bir yetki karmasıymış bu. Devlet Bakanı Faruk Bal, kamu bankalarının baÄŸlı bulunduÄŸu bakanlıklar tarafından özelleÅŸtirilmesi konusunda anlaÅŸtıklarını söylüyormuÅŸ. Ancak bu iÅŸleri Hazine yürütüyormuÅŸ. Bunun koalisyon protokolüne aykırı olduÄŸunu iddia ediyormuÅŸ Bal.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da, KHK ile çözülemeyecek olan sosyal güvenlikle ilgili yasa tasarısının mali ve cezai düzenlemeleri için çalışıyormuÅŸ. TEAÅž, yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili bir daire baÅŸkanlığı oluÅŸturuyormuÅŸ. Bakanlığın Türk mühendislerinin teknolojilerini kullanmak yerine, yabancı teknolojiyle yap-iÅŸlet-devret ya da yap-iÅŸlet modelleriyle rüzgar santralı kurmak istemesi dikkat çekmiÅŸ.Ä°yi günler.Asuman ALPASLAN - 31 AÄŸustos 2000, PerÅŸembe Â
button