OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 03, 2000 00:00
HÜRRİYETİçişleri Bakanı Saadettin Tantan, valilerin il sınırında bakan ve milletvekili karşılamasını yasaklamış. "Sınırda bakan beklemeyin" deniyor manşette.Yeni atanan 27 valiye konuşan Tantan, halkın kendilerinden gösteriş değil hizmet beklediğini hatırlatmış. Sınırda beklemek yerine halkın içinde kazma, kürek, ya da bir okulda ellerinde tebeşirle ders verirken görmek istiyormuş onları.Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele etmelerini, halkı meyhane köşelerinden kurtarmalarını da istemiş. Neden meyhane köşelerinde olduklarını da araştıracaklarmış. Bilim ve teknolojiden de sonuna kadar yararlanmalarını önermiş yeni valilere Tantan.Dinde reform çalışmalarını başlatan Diyanet İşleri Başkanlığı ile ters görüşlere sahip Diyanet Vakfı'nı dağıtmaya karar vermiş bu vakıftan sorumlu bakan Yüksel Yalova.Son olarak kadın dövmenin yollarının anlatıldığı kitapla gündeme gelmesine rağmen, aslında rahatsızlığın yalnız bu konuda olmadığı yazılmış haberde. Yasa gereği başkanı olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz da şikayetçiymiş bu vakıftan.Yüksel Yalova, Cuma namazı için gittiği camide vakıf adına para toplandığını görmüş. Makbuzu inceletince sahte olduğunu tespit ettirmiş. Bu konu mahkemelikmiş.Haberde, daha önce defalarca hakkında söylenti çıkan ve soruşturulan bu vakfa bu kez neşter vurulacağı belirtilmiş.Sel baskını için gittiği yörede muhtar ve 2 koruma görevlisi tarafından çizme giydirilirken görüntülenen Samsun Valisi Metin İlyas Aksoy, bu fotoğraf yüzünden merkeze alındığını iddia ederek, resmi çeken DHA muhabirine sert çıkmış.Eşi de, muhabire bu resmi çekmek için para aldığını söylerse kendisini affedebileceğini söylemiş. Yoksa asla affetmezmiş.Bu aralar eşlerin fırçaları da moda oldu ya! Hadi hayırlısı!Enflasyon ve faiz artışlarındaki gerileme, özellikle beyaz eşyada bir yıl vadeli faizsiz taksit dönemini başlatmış.MİLLİYETManşette, "Sri Lankalı Kürtler" deniyor. İtalya, teröre verdiği desteğin bedelini ağır ödüyormuş. Sri Lanka'dan gelen kaçaklar, sığınma hakkı almak için Kürt olduklarını söylüyorlarmış.Kaçaklar İtalya'ya girdiklerinde bu ülkede kalmıyor, hemen Avrupa Birliği ülkelerine dağılıyorlarmış. Roma, son çare olarak Büyükelçimiz Necati Utkan'a başvurmuş. Dün de Ankara'ya bir heyet göndererek, "Kaçakları birlikte durduralım" demişler."Temmuz alarmı" deniyor bir başka ilk sayfa haberinde de. Enflasyon oranının %1.7 olması bekleniyormuş. Bu rakamın hükümetin hesaplarına uymadığı belirtiliyor. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, bu yüksek rakamdan özel sektörü sorumlu tutuyormuş. Özel sektör ise reddetmiş bu suçlamayı. İSO Başkanı Hüsamettin Kavi, "Yuvarlak konuşmayalım, kimdir oturup konuşalım" diyormuş yüksek zam yapan varsa.Türksat'tan Güneydoğu'ya yayın yapan TRT-3'te, at yarışlarının yayını sırasında fonda Kürtçe yayın çıkıyormuş bir başka habere göre.Diyarbakır'da 15 yıl önce bomba koyulduğu gerekçesiyle kaldırılan çöp kutuları, yerlerine monte edilmiş. Suikasta kurban giden DİSK eski Başkanı Kemal Türkler'in eşi, her hafta mezarına giderek DİSK'te yaşananları anlatırmış eşine. Ancak son kongrede yaşananları anlatamadığını söylemiş.İlk sayfalarda göremedim ama,
Beşiktaş'ın dün oynadığı maçın sonucu, spor sayfasında yer almış bu gazetenin. "Levski'ye Osmanlı tokadı" deniyor.Son günlerde savaş çığlıkları atan Bulgar takımına ders verdiğini söylemişler Beşiktaş'ın. Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmesi için, şimdi de Lokomotiv Moskova takımını geçmesi gerekiyor Beşiktaş'ın.SABAHÜnlü Vefa Bozası'nın sahibi Yusuf Ziya Vefa'nın mirası için ailede yaşanan kapışma manşette bugün gazetede. "Çıldırtan miras" deniyor. Yusuf Bey'in ölümünün ardından eşi ve oğlu arasında yaşanıyormuş bu kavga.Miras büyük tabii. Kanlıca'da yalı, Eminönü ve Aksaray'da çok sayıda büro ve işyeri, gayrimenkuller, arsalar, yazlıklar...Oğul, bir punduna getirip anneden vekaletname alıyor ve tapuları iş ortağı Cansel Ünbay'ın üzerine geçiriyor. Anne ise, oğlunun bu kişiyle eşcinsel ilişkisi olduğunu iddia ediyor ve 4 tetikçi tutuyor oğlunu öldürtmek için. Tetikçiler ve oğul Cem Ziya Vefa anlaşmak için masaya oturduklarında silahlar konuşuyor. Halit Çakır adlı tetikçi öldürülüyor. Sonuç olarak anne, oğul ve iki arkadaşı polis tarafından aranıyormuş.Yine bir cinayet gibi kaza haberi. 4 yıl önce balığa çıkan bir aile, deniz kazasına kurban gitmiş. Balığa çıkan Tüpraş mühendisi Ayhan Taşdemir, oğlu ve kız kardeşinin bindiği tekne batmış ve hepsinin cesedi bulunmuş.Kazayı aydınlatanlara 5 bin dolar ödül vaat etmiş aile. Polisin de tüm çabalarına rağmen bu tekneyi batıran deniz taşıtı hakkında hiçbir bilgi alınamamış. Ancak aradan 4 yıl geçtikten sonra, adını açıklamayan bir kişi, cinayeti aydınlatmış.Bu küçük tekneye çarpıp kaçan tankerde çalışan bu kişi, tankerin kaptanının tehditleri dolayısıyla sustuğunu söylüyor. Marmara Tankeri'nin kaptanı Aslan Cömert susturmuş herkesi. Ancak bir süre sonra bu tekne batmış. Kaptanı da ölmüş.Görgü tanığının oğlu da depremde yaralanmış. Daha fazla vicdan azabına dayanamayan A. O. İtiraf etmiş ve rahatlamış. Ailenin ödülünü ise reddetmiş...İzmir Emniyet Müdürü, rüşvetle mücadele için ilginç bir yöntem uyguluyormuş. Rüşvetçiyi yakalattırana, teklif edilen paranın iki katını ödeyeceklermiş.Eski RP milletvekili Şevki Yılmaz'a pasaport vermiş Almanya. Yılmaz da Alman makamlarına teşekkür etmiş.RADİKALSadettin Tantan, yeni atanan ve görev yerleri değişen valilerle görüşmesinde konuşmuş. Gösterişi bırakıp aslî görevlerini yapmalarını isteyen İçişleri Bakanı, valilerin artık il sınırında kimseyi karşılamamalarını istemiş. Halk içinde çalışmalarını, halkı kucaklamalarını da isteyen Tantan, bölgelerinin inanç haritalarını çıkarmalarını da istemiş valilerden. Bu haritayı ezberleyip bilgisizlikle savaşacaklarmış. Adil, tarafsız ve insancıl çözümler üretip, yararlı sivil toplum örgütlerini destekleyeceklermiş.Jurnalci olanları da halk vicdanında mahkum etmelerini söylemiş.Körfez krizinin başlamasına yol açan Irak'ın Kuveyt'i işgalinin üstünden tam 10 yıl geçmiş. 2 Ağustos 1990 tarihinde yakılan fitilin 10 yıl sonrası anlatılmış haberde.Körfez Savaşı'nın etkilerinin 10 yıl sonra hala hissedildiği belirtiliyor. BM yönetiminde yapılan müdahale ile kurtulduğu anlatılmış Kuveyt'in. Irak, hala maddi ve manevi kayıplarını telafi edemedi. Bölgedeki dengeler ise altüst oldu deniyor.Bu krizin Türkiye'ye faturası da çıkarılmış. Tam 35 milyar dolar. Türkiye'nin en önemli ritimcilerinden kurulu bir grup, "Harem" tanıtılmış Göksan Göktaş'ın haberinde. Yeni bir albüm çıkaran grup, "darbuka müziğin direksiyonu" diyormuş. O durursa orkestra durur, yürürse canlanırmış. "Ruhun gıdası ritmik yenir" denmiş haberin başlığında.Bir de deprem mağdurunun haberi var ilk sayfada. Enkazdan kurtulan Ömür Kınay, gülümseyerek tutunmuş hayata. Ömür'ü hepimiz hatırlıyoruz. Hani şu boynu bükük bir şekilde enkaz altındaki fotoğrafları yayınlanmıştı basında. Şimdi yürüyemiyor. Evlenip mutlu olmak diye hayal ettiği yaşamı değişmiş. Artık grafik okuyup çalışmak gibi bir hayali varmış. Ve gülümseyerek acılarını unutmaya çalışıyor.CUMHURİYETManşette, "Hükümet oyalıyor" denmiş. Konu, zorunlu tasarruf kesintilerinin hak sahiplerine ödenmesi. Ödemelere zaman sınırı koymak istemeyen Hazine, seçenekli ödeme çalışmalarını sürdürüyormuş.Toplantılarda net öneriler getirilmiyormuş gündeme. Katılan bürokratlar da, yetkisiz bir görüntü çizmişler. Toplantıya katılan işçi temsilcilerini de rahatsız etmiş bu durum.Haberde, Temmuz sonu ya da Ağustos başında yapılması planlanan toplantıdan da haber çıkmadığı belirtilmiş.YAŞ toplantısında Orgeneralliğe yükseltilen Genelkurmay Harekat Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın yolu açılmış. Bir aksilik olmazsa, 2006 yılında Genelkurmay Başkanı olacakmış.Memur sendikaları, savunulacak yanının olmadığını söyledikleri, memurları işten atmayı kolaylaştıracak Kanun Hükmünde Kararname'yi iade etmesini istemişler Cumhurbaşkanı Sezer'in.İsrail Başbakanı Barak, çifte darbe yemiş. Önce Dışişleri Bakanı istifa etmiş. Bir saat sonra da Parlamento erken
seçim kararı almış.Batı Çalışma Grubu'nun irtica raporu mahkemeyi kilitlemiş. Bir davada kanıt olarak istenen raporun varlığını Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kabul ediyormuş. Genelkurmay ise böyle bir raporun olmadığında ısrarlıymış. Bu durumda mahkeme de kilitlenmiş. Aydın Engin'in bir haberi bu...Atatürkçü Düşünce Derneği, 19 Mayıs Üniversitesi öğretim üyelerinin
Atatürk Anıtı'nda yaptığı eylemin demokrasiye yakışmadığını açıklamış. Bu öğretim üyeleri ise Ankara'ya gitmiÅŸler. Prof Dr. Osman Çakır hakkında yanlış bilgilendirme yapıldığını anlatacaklarmış yetkililere.Ä°yi günler...Asuman ALPASLAN - 3 AÄŸustos 2000, PerÅŸembe Â
button