OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 09, 2000 00:00
Merhaba Washington Post'un ilk sayfasındaki ilk haberde FBI'ın yüksek teknoloji kullanan ya da kullanmayı planlayan teröristlere karşı tedbirler almaya başlayacağı bildiriliyor.FBI, bu amaçla çok üst düzey bilgisayar sistemleri kurmayı tasarlıyor. Amaç, FBI ajanlarının daha fazla bilgi toplamasını sağlamak. FBI, bu iş için hükumetten epey yüklü bir ödenek isteyecekmiş: 75 milyon dolar. FBI yetkilileri, kompüterize olan haydutları çelik çomak ile yakalayamayacaklarını ifade ederek bu yenileşmenin şart olduğunu söylüyorlar. Haksız da değiller… Gelişen bilgisayar ve Internet teknolojisi suçun kavramı ve niteliğinde akılalmaz değişiklikler yarattı. Suçla mücadeleyi amaç edinmiş her kurumun da bu tarz devrimlere gereksinmesi olduğu yadsınamaz bir gerçek.The Usa Today'den gene bizde görmeye alıştığımız bir
haber: Amerikalı doktorlar ve klinikler, sigortalı hastaları için yazdıkları ilaç paralarını devlete fazla göstererek aradaki farkı cebe indiriyorlarmış. Bir tür SSK ve Emekli Sandığı yolsuzluğu olayı yani. Bu tırtıklamalarla Amerikalı vergi ödeyen kesimin cebinden yılda 1 milyar dolar para çalınıyormuş. Bu durumu Adalet Bakanlığı ortaya çıkarmış. ABD'de ve birçok Batı ülkesinde vergi vermek size birçok konuda hak tanıyan bir durum. Adamlar, yolda can çekişen birini bile görseler "Bana ne, ben vergi veriyorum. O vergi ile maaş alan devletin sağlık personeli var. Onlar ilgilensin" diyebiliyorlar. Ha bir de küçük not: Bir çok Batılı ülkede vergilerinizi kendiniz beyan ediyor ve posta ile ödüyorsunuz. The New York Times'ın başlıklarından enteresan bir haber: 1996 yılında bir kadın generale cinsel tacizde bulunan bir erkek general geçtiğimiz günlerde ordudaki "yanlış işleri" araştırmakla görevli birimin başına getirilmiş. Kadın, ordudaki en yüksek rütbeli kadın subaymış. Tuğgeneral Larry G. Smith, Tuğgeneral Claudia J. Kennedy'ye, üstelik kadının ofisinde tacizde bulunmuş. Ama kadın general olayı geç intikal ettirdiği için erkek generalin siciline işlenme ihtimali zayıfmış. International Herald Tribune'ün ilk haberi iki büyük bankanın birleşmesine dair: John Schmid imzasıyla yayımlanan habere göre Dresdner Bank AG, Deutsche Bank AG ile gündemde olan birleşme faaliyetlerini askıya almış. Bu birleşme, dünyanın en büyük bankasının doğmasını sağlayacaktı. Bankacılık dünyasında bu duruma tek kelimelik bir yorum getiriliyormuş: "Fiyasko".The Times'dan size İngilizlerin kendilerini nasıl mahçup hissettiklerini gösteren bir haber. Adamlar adeta yerin dibine geçmişler. Neden mi? Bildiğiniz gibi Londra bir mali merkez. Ve Londra Borsası da dünyanın en önemli borsalarından biri. İşte bu borsa, basit bir bilgisayar hatası yüzünden tam yedi saat kapalı kalmış. Sistem resmen felç olmuş. Gazete "itibarımız iki paralık oldu" diyor yumuşatılmış bir şekilde. Üstüne üstlük bu durum, Wall Street'teki rekor işlem hacmi sonrasında, Londra Borsası'nda da benzer bir hacmin yaşanmasının beklendiği günde olmuş. Zararın boyutlarını kimse kestiremiyormuş.Gazetede, bir de Leeds taraftarlarının ölümüne nasıl değinildiğine bakmak istiyorum. Haberin başlığında "İki futbol taraftarı çıkan arbedede bıçaklanarak öldürüldü" deniyor. Devamında olayların nasıl patlak verdiğine dair farklı ifadeler aktarılıyor ve sonra da baş spor yazarları olan Oliver Holt'un konu hakkındaki yorumuna yer veriliyor: "Bu olay, geçmişini temizlemeye çalışan Leeds United'ın üzerindeki 'futbol barbarlığının yatağı' imajını daha bir pekiştirdi. Oysa bundan kurtulmak için çok çalışıyorlardı… Türkiye de yabancı taraftarlara ve futbolculara iyi davranmaya meyilli bir ülke değil. Manchester United ile Türkiye'ye gelen Eric Cantona bir polisin dayağını yemişti. Geçtiğimiz sonbaharda İstanbul'a gelen 'Chelsea'li oyuncuları havaalanında karşılayan
Galatasaray taraftarları oyuncuları çirkin ÅŸekilde taciz etmiÅŸlerdi. Ayrıca G.Saray taraftarı her konuÄŸunu 'Welcome to Hell' ÅŸeklinde karşılıyor…"The Independent'a da bir bakalım…Gazetenin birinci haberi Navaz Åžerif'in almış olduÄŸu ömür boyu hapis cezası. Pakistan'ın eski baÅŸbakanı Navaz Åžerif, cinayete teÅŸebbüs ve adam kaçırma suçları ile suçlanmış. GeçtiÄŸimiz Ekim ayında, ülkenin Genelkurmay BaÅŸkanı Müşerref'i Pakistan'a getiren yolcu uçağının inmesine izin vermeyip uçaktaki 198 kiÅŸinin hayatıyla oynaması da alehindeki en büyük suçlama olmuÅŸ. Bu durum da askeriyenin ihtilal yapmasında en önemli unsurlardan birini teÅŸkil ediyor deniyor haberde. Askeriye ihtilal yapıncaya kadar uçak havada kalmış ve yere indiÄŸinde sadece 7 dakika yetecek kadar yakıtı varmış. Askerle oyun olmaz Sayın Åžerif…Mutlu Tatiller...Levent GÖKTEM - 7 Nisan 2000, Cuma Â
button