OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 07, 2000 00:00
Merhabalar x :-)) Eveli günkü "evden çalışanların güvenliği" konusu yine Amerika'nın gündeminde… Yabancı Basın özetlerini düzenli okuyanlar (kimdir bunlar; öyle birileri var mıdır; bizim niye bunlardan haberimiz olmamaktadır??!!) hatırlayacaktır… Kısa adı OSHA olan Amerikan İş Güvenlik ve Sağlığı İdaresi, işverenleri "evlerinden çalışan" elemanları konusunda uyarmış ve "Evde çalışırlarken başlarına birşey gelirse bundan siz sorumlusunuz" demişti… Şimdi ABD'nin dört bir yanından tepkiler ve homurdanmalar yükseliyormuş. Beyaz Saray'dan bir yetkili, yapılan açıklamayı "şaşkınlıkla" karşıladıklarını, hatta "şok" olduklarını belirtmiş. OSHA'cılar da kıvırtmaya başlamış doğal olarak: "Canım, biz yasalar nezdinde, ölüm olayları veya çok ciddi yaralanmalar olması durumunda, işveren mes'ul OLABILIR dedik sadece" benzeri kaz çevirmeler… Şimdi neler olacak, ben size söyleyeyim… Evden çalışanlara şirketlerde dandik bir masa gösterilerek "ya burada çalış, ya da şu kağıdı imzala" denecek. Kağıtta da şöyle yazacak: "Evde çalışırken kendi güvenliğimden kendim sorumlu olacağım ve başıma birşey gelmesi halinde işverenimi bundan sorumlu tutmayacağım. İmza: John Smith!!" Yasalarda da gerekli değişiklik yapılarak "evden çalışanların çalışma koşullarının güvenliği konusundaki sorumluluk işverene ait olmayabilir" ibaresi falanca sayılı yasaya "dabulyu bendi" olarak eklenecek, bitti gitti… Aklın yolu bir ama Amerikalılar'ın bu noktaya gelebilmek için konuyu en az bir ALTI AY tartışmaları ve gazetelerinde tekrar tekrar yazıp hazmetmeleri gerekiyor… (Bu arkadaşlar bilgisayar ekranında "press any key" ibaresi çıkınca üzerinde "ANY" yazan bir tuş aramış, ve bulamayınca da bilgisayar şirketini aramış insanlar malum…) Washington Post'un ilk sayfasında bir Y2K haberi olduğunu söylememe gerek var mı bilmem… Buenos Aires sokaklarının birindeki bir ışıklı reklam panosu tarihlerde 1 ocak yazdığı andan beri çalışmıyormuş… San Francisco Gate'in ilk haberiyse eveli gün evinde silahlı bir saldırıya maruz kalıp yaşamını yitiren bir Amerikan vatandaşı hakkında… Saldırıya uğrayıp ölen Doktor Kim Fang'ın karısı ve evdeki dadı da ağır yaralıymış. Kimin niye saldırdığı bilinmemekle beraber polis hırsızlık maksatlı olduğu kanaatindeymiş şimdilik… Gate'te ilgimi çeken bir
haber de Mikrosoft'un agresif satış teknikleriyle ilgiliydi… California'da (5 yıl önce yürürlüğe giren yasalar buna cevaz verdiÄŸi için) yaÅŸayan ABD vatandaÅŸları, Internet'e 1 yıl süreyle MSN üzerinden baÄŸlanırlarsa kendilerine yıl sonunda 100 ABD Doları ödeniyormuÅŸ. Süre iki yıl olursa 225 Dolar, 3 yıl olursa 400 Dolar… Hiç fena deÄŸil, taÅŸ atıp da kolumu mu yoruyorum? Ha Yahoo, ha Altavista, ha MSN… ISP'nin parası çıkar hiç deÄŸilse… San Francisco Examiner'ın da ilk haberi öldürülen Doktor Kim Fang'la ilgili… Ä°kinci haber de 9 Aralık'ta ortadan kaybolan 7 yaşındaki Xiana Fairchild adlı kız çocuÄŸuyla ilgili. Annenin erkek arkadaşının verdiÄŸi ifadelerde çeliÅŸkiler varmış. ÇocuÄŸu en son ve evin dışında gören kiÅŸi olarak kızın üzerinde gri bir kazak vardı demiÅŸ; ama gri kazak evde bulunmuş… ÇocuÄŸun sınıf arkadaÅŸları ve öğretmenleriyle konuÅŸmuÅŸlar, falan, filan… Çok tatsız tabii… The New York Times'ın ilk haberi Çeçenya'dan. Direnişçilerin kesintisiz bombardıman karşısında Grozni'de gizlendikleri mekanları terkedip ÅŸehrin güneybatısındaki Alkhan Kala'yı mekan tuttukları haberi. Ruslar "sindirdik" derken Çeçen direnişçiler kesintisiz bombardımana "raÄŸmen" güvenli bir yere konuÅŸlanmalarını "baÅŸarı" olarak nitelendirmiÅŸler. Her iki taraftan birkaç kiÅŸiyle görüşmüş NY Times muhabirleri… Hemen tüm Çeçen direnişçilerin yaÅŸlarının yirminin altında (hatta 16-17) olması karşısında Ruslar'ın huzursuzluk duyduÄŸu konuÅŸmalardan anlaşılıyor… Yine de "yaÅŸları küçük ama sıkı dövüşüyorlar ve attıklarını vuruyorlar" ÅŸeklinde durumu mazur göstermeye çalışıyorlar. The New York Post'ta Bill Clinton'ın BaÅŸkanlık sonrasında çalışacağı iÅŸi baÄŸladığı haberi vardı… BaÅŸkanın Lazard Freres & Co. adlı yatırım bankasıyla yıllık 10 Milyon Dolar (bu rakamlar brüt oluyor genellikle) üzerinde mutabakata vardığı konuÅŸulmaya baÅŸlanınca Beyaz Saray hemen tepki göstermiÅŸ. Sözcü Jake Siewert'in yaptığı açıklamaya göre sözkonusu ÅŸirket elemanlarıyla Clinton arasında tek bir görüşme bile gerçekleÅŸmemiÅŸ. Ãœstelik de BaÅŸkan, baÅŸkanlık sonrası yıllarını kitaplar yazarak, okuyarak ve keyif yaparak geçirmek istemekteymiş… Los Angeles Times'ın ilk haberi California'lı 100.000 öğrenciye üniversite eÄŸitimleri sırasında verilecek 5000 Dolar'lık bursla ilgiliydi… Yaklaşık 3 Milyar… Ä°lk bakışta yüksek bir rakam gibi geliyor ama ABD'de üniversitelerin paralı olduÄŸu ve bu paranın bile kimi üniversitelerin ücretini karşılamadığı hatırlanınca, rakam makul geliyor kulaÄŸa... Ä°ngiliz gazetelerine Independent'la baÅŸladım zira Internet Muhabiri arkadaşımız KürÅŸat tepeme dikilip "Independent'ta Rus Gizli Servisiyle ilgili bir haber varmış, aç da ona bakalım" diye tutturdu. Baktık… Moskova ve Dağıstan'da birçok bina yıkıp yaklaşık 300 kiÅŸinin ölümüne neden olan patlamaların Rus Güvenlik Örgütü FSB'nin iÅŸi olduÄŸu haberi… Independent bir Video bantı geçirmiÅŸ eline… Çeçenler tarafından esir alınan bir Rus TeÄŸmenin itirafları varmış içinde. TeÄŸmen Alexei Galtin iÅŸinin mayın döşemek olduÄŸunu, ve zaten Moskova Dağıstan sınırına mayın döşerken yakalandığını söylemiÅŸ. Havaya uçurulan binalarla ilgisi olmadığını ama bunu kimin yaptığını bildiÄŸini söyledikten sonra FSB'nin ve oradaki sorumluların adını da vermiÅŸ. Bombalama olaylarını Çeçenlerin üzerine atıp Grozni bombardımanını kamuoyuna "haklı" göstermek için aynen yapmışlardır. Haberin baÅŸlığı "Bir Rus KlasiÄŸi" olabilirdi zaten… Herneyse… Bu haber önümüzdeki birkaç gün boyunca pekçok ülkede gündemi oluÅŸturacak ve Moskova üzerindeki ABD ve Avrupa baskısı da artacak gibi görünüyor. The Times'ın manÅŸetinde Ä°ngiltere Hükumetinin asgari ücret konusundaki karar ve açıklamaları yer almıştı. 1 Saatlik asgari ücretin 3.60 Sterlin olarak açıklanması minimum 4.00 Sterlin umuduyla dolu olan sendika liderlerinin tepkisini çekmiÅŸ. 1 saatte 2.750.000 TL ediyor yaklaşık olarak. Ve sendikaların beklentisi olan 4 Sterlinse yaklaşık 3.500.000 Türk Lirasına karşılık geliyor. Bizde 1 saatlik çalışma karşılığında ödenen asgari ücretin 394.785 (dörtyüzbin bile deÄŸil yani) olduÄŸunu da belirtelim ki mukayese yapmak için zihninizi yormayın… Bizde böyle, okuyucu memnuniyeti herÅŸeyden önce gelir! Hadi kaçtım x :* Ece S. - 7 Ocak 2000, Cuma Â
button