60 ay alt 72 üst sınır

EĞİTİM muhabirleri ile biraraya gelen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, , 4+4+4 yasa teklifi kabul edildiği takdirde, okula başlama yaşının 72 ayın üst limit olarak kabul edileceğini belirtti. Dinçer “Üst limit 72 alt limit 60 ay olacak. Kanun bize çerçeve oluşturuyor. Biz bunu nasıl dolduracağımızı yönetmelikle belirleyeceğiz. Pedagojik olarak sistemi alt üst eden bir uygulama değil. Çocuklara bir yıl kazandırmış olacağız. Şu an okula başlama hukuken 72 -84 ay arası olsa da, fiilen 68’inci ayda çocuğu okula vermek isteyen aileler oluyordu. Bakanlık kabul etmeyince de mahkemeye veriyorlardı. Ben kendimden örnek vereyim. 5 yaşımı doldurdum 6 yaşıma girdiğimde okula başladım” dedi. Dinçer, eğitim sisteminde çözüm bekleyen birçok konu olduğunu belirterek, teklifin 3 amacının olduğunu bildirdi. Dinçer,  “Eğitimi 12 yıla çıkartıyoruz. Eğitimi kademeli hale getiriyoruz. Okula başlama yaşını bir yıl erkene çekerek çocukların ömründen bir yıl kazanıyoruz” dedi.  4+4+4 kademeli eğitim sisteminin uygulamaya geçmesiyle çift müfredat uygulanacağını da belirten Dinçer, özetle şunları söyledi:
Çift müfredat olacak
“Eğitim yaşının bir yıl geri çekilmesiyle ilgili olarak tedirginliğe gerek yok. Mevcut öğrenci için müfredatta bir değişiklik olmayacak. Yeni başlayacak olan birinci sınıflara yeni müfredat hazırlanacak. Teklifin yasalaşmasıyla okula yeni başlayan çocuklar için ilk 4 yıllık ilkokul müfredatı değişecek. Geçiş sürecinde çift müfredat olacak. İlköğretime bir yıl erken başlayacak çocuklar için okul öncesi öğretmenleri de sisteme dahil edilebilecek. Okul öncesi öğretmenleri birinci sınıf öğretmeni olabilecek demek tam manada uygun değil ama müfredat değişecek.  Teklifte okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmamasını yerleşim şartını da göz önüne alarak zorunlu yapmadık. Zorunlu demek devletin ücretsiz, çağ nüfusunda olduğu halde okula gelmediğinde devletin hesap soracağı bir eğitim demek. Türkiye’de 36 bin civarında köy, 44 bin civarında mezra var. Çocuğu 2-3 haneli yerden alıp getirmek zor bir şey. Bu alanı esnek bırakmak bize daha rasyonel geldi.�
Sistemin değişmesine rağmen üniversite sınavı halen var. Bu kanun eğitim sisteminin sorunlarını çözen bir kanun değil, yapısal düzenleme yapan bir kanun.  Bu sorun bunun kanunu çıkarmasaydık da vardı. Çıkardığımız zamanda devam edecek.”

Din dersi zorunlu olarak verilmeli

BAKAN Ömer Dinçer, yeni eğitim sisteminde din dersinin zorunlu olmaya devam edip etmeyeceği sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Bugün okutulan gerçek anlamda din dersi değil. Bir anlamda değerler eğitimi. Şahsi düşüncem din dersinin zorunlu olarak verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun dışında isteyenin kendi dinlerini, inanışlarını öğrenebileceği bir din dersi de getirilmeli. Hıristiyanlık, Musevilik, Alevilik öğretilen seçmeli dersler getirilebilir. Türkiye çok sesli, renkli bir ülke. Temel dersleri herkese vermeliyiz. Zorunlu derslerin üzerine herkes kendine uygun ders alabilsin bunun mahsuru yok. Biz o zaman Türkiye olacağız. Artık eski alışkanlıklardan vazgeçelim”
Hafızlık yaşı
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘hafızlık eğitimi geç veriliyor’ eleştirisine Dinçer, “yeni sistemle birlikte okula başlama yaşının bir yıl erken alınması hafızlık eğitimini de bir yıl öne çekecek” dedi.�
Kürtçe öğretmeni
Bakan Dinçer, Kürtçe’nin seçmeli ders olması halinde öğretmenleri nasıl bulacakları sorusuna da, “Türkiye’de öğretmen olmanın şartları belli. Ona göre de buluruz” dedi.�

Okul müdürleri odaları boşaltıyor

ÖMER Dinçer, yeni sistemle birlikte ortaya çıkacak olan derslik ihtiyacına yönelik yeni bir uygulamaya geçildiğini anlattı. Dinçer “Şu an sadece Antalya’da başladı. Okul binalarında müdür, müdür yardımcısı ve idarecilerin kendileri için kullandıkları odalar tekrar tanzim edilip eski projedeki haline döndürülüyor. Bu sayede sadece Antalya’da 470 derslik kazandık. Şimdi başlatacağımız yeni uygulama ile her il düzeyinde okul okul gezilip okulun ilk yapılış projesine uygun hale getirip derslik kazanacağız” diye konuştu.

Açıköğretime devam sınırlı sayıda

Dinçer ikinci kademeden sonra geçiş yapılabilecek olan açıköğretim modelinin keyfiyet içermeyeceğini belirtti, “İsteyenin istediği zaman tercih edeceği bir sistem olmayacak. Sistemde açıköğretime devam edecek öğrenciler Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek, zorunlu eğitim çağ nüfusunun yüzde 1 veya 2’sini geçmeyecek. Zorunlu eğitim 12 yıl olduğu için bu süre içinde okula gelmeyen çocuğa devlet hesap soracak. 9’uncu sınıftan sonra da eğitim zorunlu olarak devam edecek” dedi.