Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Ergenekon soruşturması kapsamında 2’si İstanbul’da, 17’si ise Ankara’da olmak üzere 19 noktada arama yapıldı. Danıştay saldırısına ait kamera görüntülerinin silindiği raporlarına ilişkin operasyonda Danıştay binasının güvenliğini sağlayan OYAK’a ait güvenlik şirketinde görevli 8 kişi gözaltına alınırken, OYAK Genel Müdürü Şerif Coşkun Ulusoy’un ve Nurol Holding’in sahibi Nurettin Çarmıklı’nın evleri de arandı. Ulusoy hakkında gözaltı kararı bulunmuyor. Aramalara ilişkin 9 kişi hakkında gözaltı kararı bulunuyordu.
MAHKEMENİN NAİP HAKİMİ DE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTU
OYAK GENEL MÜDÜRÜ'NÜN EVİNDE ARAMA / WEB TV
8 kişi gözaltında
Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün sabah OYAK Güvenlik’in Balgat’taki binasında, 17 Mayıs 2006’da Alparslan Arslan’ın gerçekleştirdiği Danıştay saldırısının görüntülerini aradı. Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in hayatını kaybettiği, 4 üyenin de yaralı olarak kurtulduğu saldırı ile ilgili görüntülerin silindiği yönündeki iddiaların ardından yapılan aramalarda, bazı belgelere ve bilgisayar disklerine el konuldu. Operasyon kapsamında OYAK Genel Müdürü Ulusoy’un İstanbul’daki evi ve iş yerinde arama yapılırken, Ankara’da eski OYAK Genel Müdür Yardımcısı Orhan Ç., eski yöneticilerden Mustafa Tarık Ö., Donanım ve Bilgi İşlem Memuru Celalettin Y., OYAK Güvenlik teknisyenleri Barış D., Serkan A., Metin A. ve iş adamları Osman E. ile Eyüp Sabri Ç. gözaltına alındı. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı ile gözaltına alınan şüpheliler sorgu için İstanbul’a gönderildi.
7 kasa Emniyet'te
Nurol Holding’in sahibi Nurettin Çarmıklı’nın evinde yapılan aramada bulunan 8 kasadan 1’i açıldı. Açılamayan 7 kasa da emniyete götürüldü. Arama kararında Çarmıklı’nın oğlu Sabri Çarmıklı’nın da adı vardı. Evdeki 1 bilgisayara el konuldu. Baba ve oğul Çarmıklı’nın yurtdışında oldukları bildirildi.
Ergenekon davasıyla birleştirilmişti
DANIŞTAY saldırısının ilk duruşması 11 Ağustos 2006’da Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 7 tutuklu sanık ve diğer sanıklar “anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs” ve “silahlı örgüt kurma” suçlarından yargılandı. Arslan’ın saldırıda kullanılan silahları Osman Yıldırım adlı Ergenekon Davası sanığından aldığını itiraf etmesiyle, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 20 Nisan 2009’da yeniden görülmeye başlanan Danıştay davasının, Birinci Ergenekon davası ve Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik saldırıya ilişkin davalar ile birleştirilmesine karar vermişti.
TÜBİTAK ve Emniyet: SİLİNDİ
BİRİNCİ Ergenekon’a bakan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi görüntülerin silinmesine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırmıştı. TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi Hayrettin Bahşi’nin hazırladığı raporda, sonu 93 ile biten seri numaralı hard diskte silinmiş dosyalar tespit edildiği vurgulanarak, “Dosyaların önemli bir kısmı geri döndürülemez şekilde silinmiş olup, söz konusu dosyaların sadece isimlerine erişilmiştir. Dosyaların büyük bir bölümünün 16 Mayıs 2006’da 19.47- 19.50’de silindiği tespit edilmiştir” denilmişti. Firmanın ilettiği DVD’deki dosyaların, 6 Haziran 2006’da oluşturulduğu ya da kopyalandığı vurgulanan raporda, “Bu tarihle ilgili DVD’de kamera kayıtları mevcut ama içinde görüntü bulunmamaktadır. Dolayısıyla firma tarafından o tarihte hard diskle bir işlem yapıldığı sonucuna varılmıştır” ifadeleri kullanılmıştı. Arslan, Danıştay saldırısını, 17 Mayıs 2006’da gerçekleştirmiş ancak saldırıdan bir gün önce Danıştay binasının çevresinde keşif yaptığını söylemişti. Bu rapordan önce hazırlanan ön rapora göre mahkemenin naip hâkimi Hüsnü Çalmuk, Danıştay binasına ait kayıtların silinmesiyle ilgili, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine 19 Ocak 2010’da Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan, soruşturma başlatmış, Pehlivan Yargıtay’da görevlendirilince soruşturma Savcı Muammer Akkaş’a devredilmişti. Hard diskleri inceleyen emniyet de savcılığa raporunu ulaştırmış, bu rapor da TÜBİTAK’ın raporuna benzer bir sonuca varmıştı.