Güncelleme Tarihi:
Suikasta kurban giden Kışlalı'yı günler öncesinden 5 kişinin izlediği belirlendi. Bu kişilere benzedikleri için gözaltına alınan biri kadın, 6 kişi MİT'te sorgulanıyor. İran Büyükelçiliği'nin protestosu üzerine serbest bırakılan 3 İranlı üzerindeki kuşkular ise dağılmadı.
Ahmet Taner Kışlalı suikastını çözmek için ortaklaşa hareket eden MİT, polis ve jandarma teşkilatları önemli ipuçları elde etti. Görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda robot resimleri çizilen biri kadın, 6 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin sorgusu, MİT'te büyük bir gizlilik içinde sürüyor. Yetkililer, sorguyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor. Robot resimleri çizilen kişiler gözaltına alındığı için, resimlerin ayrıca medyaya verilerek yayınlatılmasından da vazgeçildi.
5 KİŞİ İZLEMİŞ
Kışlalı'nın evinin çevresinde oturan kişilerin verdiği ifadeler tekrar tekrar değerlendiriliyor. Soruşturmayı yürüten görevlilerden biri, ‘‘Kışlalı'nın evinin çevresinde günler öncesinden 5 kişinin araştırma yaptığı anlaşılıyor. Gözaltına alınan kişiler, işte bu keşif yapan kişilere benzediği için sorgulanıyor’’ dedi. MİT tarafından gözaltına alınıp serbest bırakılan üç İranlı'nın üzerindeki şüpheler de tümüyle ortadan kalkmadı. İran Büyükelçiliği'nin protestosu üzerine serbest bırakılan üç İranlı'nın suikasttan üç gün önce, 18 Ekim 1999'da İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye girdikleri anlaşıldı. Bu kişiler, suikasttan bir gün sonra 22 Ekim'de Esenboğa'dan yurtdışına çıkmak isterken gözaltına alındılar. İran Büyükelçiliğinin, ‘‘Teknik personelimiz’’ diye sahip çıktığı üç kişinin, suikastla ilgileri ortaya çıkarılamadı. Ancak bu kişilerin Türkiye'ye giriş çıkış tarihi ile suikast tarihi arasındaki rastlantı dikkat çekti.
FAİLİ MEÇHUL OLMAYACAK
Soruşturmayı yürüten güvenlik birimleri, her gün MİT'te biraraya gelip durum değerlendirmesi yapıyor. Gözaltılarla ilgili sır vermeyen üst düzey bir güvenlik yetkilisi, ‘‘Hedefe kilitlendik. Kışlalı suikastı bu kez faili meçhul kalmayacak. Türk halkı bir süre daha sabretsin. Bu kez yapanın yanına kalmadığı görülecek’’ dedi. Jandarma ve polis kriminal laboratuvarı uzmanları, geçtiğimiz yıllarda meydana gelmiş bombalama olaylarıyla ilgili dosyaları yeniden açtı. Kışlalı suikastında bombayla önceki olayların arasındaki benzer noktaları çıkartan uzmanlar, yüzlerce bombalama dosyası arasında araştırmalarını sürdürüyor.
İsmi caddeye verildi
ZonguldakBelediyesi, evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Ahmet Taner Kışlalı'nın ismini Çaydamar Mahallesi'ndeki Devrek Caddesi'ne verdi. Tamamı DSP'li Belediye Meclisi, gündem gereği görüşülen bazı sokak ve caddelerin isimlerinin değiştirilmesi için Türlü İşler Komisyonu'nun raporunu onayladı. Buna göre, Başbakan Bülent Ecevit'in ismi Üzülmez Caddesi'ne, öldürülen Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden-İş Genel Başkanı Şemsi Denizer'in ismi Mithatpaşa Mahallesi'ndeki Okul Sokak'a, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'nun ismi Kozlu Belediye Durağı'ndaki alana, Abdi İpekçi'nin adı Belediye Sarayı'nın önündeki parka verildi.
Yılmaz: Tantan halleder
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Ahmet Taner Kışlalı suıkastının aydınlatılması için İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın gerekeni yapacağını belirterek, ‘‘Bu konuda endişemiz yok’’ dedi. Yılmaz başkanlığında dün toplanan ANAP Başkanlık Divanı'nda, ANAP Genel Başkan Yardımcıları suikastin ülkeyi karıştırmak için yapıldığını bildirerek, aydınlatılmasının zorunluluk olduğunu vurguladılar.
Müthiş emirdeki tarihi söz:
Kışlalı basın şehidimiz
Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı'nın cenazesinde binlerce rütbeli askeri biraraya getirerek çağdışı güçlere karşı verilen mesajın arkasında, tarihi bir emrin olduğu ortaya çıktı. Genelkurmay tarihinde eşine ender rastlanan bir üslupla kaleme alınan ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Edip Başer imzasını taşıyan emirde, ‘‘Basın şehidimiz Ahmet Taner Kışlalı’’ ifadesi yer aldı. Ankara'daki tüm birliklere yazılı olarak gönderilen 8 maddelik emirde, aynen şu sözlere yer verildi:
‘‘Menfur bir suikaste uğrayan basın şehidimiz Ahmet Taner Kışlalı'nın cenaze töreni Cumartesi günü (yarın) saat 15.00'de Kocatepe Camii'nde yapılacaktır. Törene, Ankara Garnizonu'ndaki kurum, birlik ve karargahlarda görev yapan izinli, istirahatli, nöbetçi ve raporlu personel haricinde tüm subay ve astsubayın katılması.’’
Genelkurmay'ın emrinde komuta kademesine hitaben de, ‘‘Cenaze törenine tek çelenk değil, Genelkurmay Başkanlığı, Kara, Deniz, Hava ve Jandarma Komutanlıkları ayrı ayrı çelenk göndereceklerdir’’ ifadesi yer aldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesi, Kışlalı suikastı haberini alır almaz derhal kendi iç mekanizmalarını harekete geçirdi. Haber, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na acil kodu ile bizzat bir orgeneral tarafından ulaştırıldı. Kıvrıkoğlu derhal, ‘Cumhuriyet Gazetesi’ne başsağlığı telgrafı çekilmesi' ve ‘karargáhı temsilen gazetenin ziyaret edilmesi’ talimatını verdi. Genelkurmay Karargahı, Jandarma'dan suikastın nasıl gerçekleştiği ile ilgili tüm detayları aldı. Bu arada Orgeneral Kıvrıkoğlu, Romanya'ya gitti, ancak cenaze töreni için, programının bazı bölümlerini iptal etti. Aynı gün Orgeneral Kıvrıkoğlu ile telefon koordinesinde gerçekleşen toplantıda, bu saldırının Kışlalı'nın kişiliğinde laik, demokratik cumhuriyet ve onun savunucularını hedeflediği vurgulandı, ‘en anlamlı ve sert cevabın verilmesi’ kararlaştırıldı. Laikliğin savunucusu Kışlalı'nın cenazesine bir asker, bir şehit muamelesi yapıldı ve selam duruldu. Sadece nöbetçi ve izinli personel haricinde Ankara Garnizonu'ndan cumartesi mesai günü olmamasına rağmen tüm askeri personel cenazeye katıldı. Katılımın 4 binin üzerinde olduğu ifade edildi.
MGK: Artık geç kalmayın!
Milli Güvenlik Kurulu, yarın yapacağı aylık olağan toplantısının gündemini, Türkiye'deki irtica tehdidine ayıracak. Ahmet Taner Kışlalı suikastının masaya yatırılacağı toplantıda askeri kanat, ‘İrticaya karşı en ufak bir tavizin verilmemesi ve en kısa sürede, en etkin tedbirlerin alınması için artık geç kalınmaması’ mesajını iletecek. İrticanın ülke içi ve dışındaki faaliyetlerinin ayrıntılı inceleneceği toplantıda özellikle, ‘devlet içi kadrolaşma, dinci kadroların temizlenmesi, provokasyon temeline dayalı türban eylemleri, tarikatlar ve bunların devlet içi bağlantıları, irtica ile mücadele kapsamında TBMM’den hálá çıkmayan yasalar, irticaya verilen dış destek' ana gündemi oluşturuyor. Askeri ve sivil birimlerin ortak hazırladığı ve irticanın son dönemdeki seyrinin ayrıntılı incelendiği bir rapor da oturumda kurul üyelerine ayrıntılı olarak sunulacak.
Bu arada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, irtica gündemli MGK toplantısının öncesinde bugün bir basın toplantısı düzenliyor. Kışlalı'nın suikasta kurban gitmesine büyük tepki gösteren ve bazı çevreleri ‘timsah gözyaşları dökmekle’ suçlayan Savaş'ın da basın toplantısında bu konuyu değerlendirmesi bekleniyor.