Güncelleme Tarihi:
Toplantının açılışında konuşan Sami Güner, insan hakları konusunun özellikle son 10 yıldır Türkiye'nin gündemine oturduğunu belirtti. Güner, öncelikle insan haklarına inanmak gerektiğini, bu olmadığı taktirde, insan haklarına ilişkin yapılan tüm faaliyetlerin sonuçsuz kalacağını kaydetti.
İnsan haklarında temel olan hukuk kurallarının öncelikle Avrupa'da başladığını ifade eden Güner, bunun Türkiye'de çok uzun yıllar sonra Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözüyle yerleştiğini belirtti.
AVRUPA'DAKİ HÜKÜMLÜ SAYISI TÜRKİYE'NİN İKİ KATI
İnsan haklarının uygarlığın bir ölçüsü olduğunu kaydeden Güner, zayıfların sorunlarına eğilmeyen bir toplumun özgür olamayacağını vurguladı. Güner, "Bir ülkede insan hakları güvenceye alınacaksa, kolluk güçlerinin çok bilgili, eğitimli ve kuvvetli olması gerekir" dedi.
Avrupa'nın insan hakları konusunda ileri olduğunu ve Avrupa'daki hükümlü sayısının Türkiye'deki hükümlü sayısının 2 katı olduğunu ifade eden Güner, şöyle konuştu:
"İnsan hakları konusunun mantıklı, rasyonel ve hukuki çerçeveye oturtulması gerekir. Bu gerçekleşmediği için insanların aklı bulanıyorve insan haklarına bilinçsizce karşı çıkıyorlar. Avrupa'da tabandan gelen bir hareketle insan hakları ihlali yapılmıyor. Bizde de daha önce Atatürk'ün yaptığı gibi, devlet büyüklerinin toplumu bu konuda örgütlemesi gerçekleştirilmeli. Bu yapılmadan insan haklarının güvenceye alınması mümkün değildir. Toplum huzurunun temeli de yine insan haklarıdır."
AKGÜL: İNSAN HAKLARI BİR BİRİKİMDİR
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hüseyin Akgül ise Türkiye'de insan haklarıyla ilgili hergün yeni adımlar atıldığını belirtti.
Akgül, insan hakları eğitiminin insan kaynaklı olması gerektiğini ifade etti. Akgül, "Çünkü insan hakları bir kültürdür, birikimdir. Bu bilgi birikimi ve kültürün kavranması, o seviyeye ulaşılması ancak zihniyetin değişmesiyle mümkün olacaktır" diye konuştu.
Akgül, Türkiye'de insan hakları ihlallerinin mevzuat eksikliğinden çok, uygulamadan kaynaklandığını söyledi. Akgül, Türkiye'de ülke, il, ilçe, köy, kasaba gibi her türlü yerleşim alanında bulunan yöneticilere seslenerek, "Türkiye'de insan hakları standartının yükselmesi için ne yaptıysak, bundan sonra 2 kat daha fazlasını yapmak zorundayız" dedi.