Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2011 00:00
Çoğu gazeteci 35 yabancı, Trablus’ta geceliği 500-800 dolar arasındaki lüks Rixos Al Nasr Oteli’nde Muammer Kaddafi yanlısı silahlı adamlar tarafından 6 gündür rehin tutuluyordu.
6 gün önce basın toplantısı çağrısıyla toplanan gazeteciler o günden beri Muammer Kaddafi’nin silahlı adamlarınca rehin tutuluyordu. Ancak olayın dünya basınına taşınması, İngiltere’nin baskın düzenleyebileceği iddialarının ardından dün akşam saatlerinde serbest kaldıkları haberi geldi. Muhabirler, güvenli bir bölgeye gitmek üzere gözyaşları içinde otelden ayrıldılar. Birçok bölümünde elektrik olmayan otelde su ve gıda stoklarının da giderek azalması insani durumu dayanılmaz hale getirmişti. En büyük kabus senaryosu ise gazetecilerin canlı kalkan olarak kullanılmasıydı. İngiltere’nin silahlı adamların direnmesi halinde SAS gibi özel birliklerle kurtarma operasyonu yapmayı değerlendirdiği bildirilmişti.
Kalaşnikof doğrulttularOtelde bulunan BBC’den Matthew Price dün BBC2’ye verdiği röportajda durumu şöyle anlatmıştı: “Şu anda burada İngiliz ve Amerikalı gazetecilerin yanı sıra, eski bir ABD Kongre üyesi ile Hintli bir parlamenter var. Kaddafi’nin paralı askerleri olduğu sanılan silahlı kişiler sürekli otel koridorlarında dolaşıyor. Otelin çatılarında keskin nişancılar var. Televizyonumuz yok. Uydu antenleri çatışmalar sırasında zarar gördü ve bu sebeple
haber alamıyoruz. Ne yazık ki rejim gazetecileri de hedef aldı ve NATO’ya bilgi sızdırmakla suçlanıyoruz. ITN kanalının kameramanına Kalaşnikof doğrulttular. Otelde kalan gazeteciler arasında büyük bir gerginlik var.” Associated Press ajansı için çalışan Dario Lopez-Mills ise durumu, “Mum var ama romantizm yok. Pencereden vızır vızır kurşun geçiyor. Rixos’un dışarıyla bağlantısı o kadar kopuk ki sokakların kimin kontrolünde olduğunu bilmiyoruz. Barut ve ter kokusu geliyor. Silah sesleri başlayınca otelin bodrumundaki konferans salonuna gidiyoruz. Balkondaki iki uydu telefonu silahlara hedef oldu. Silahlı adamların her an bize çevirmelerinden korkuyoruz” sözleriyle aktarmıştı.