Güncelleme Tarihi:
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Balyoz soruşturması kapsamında Eskişehir’de ele geçirilen belgelerle ilgili yürütülen soruşturmada hazırlanan iddianame 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dün kabul edilmişti. Tensip zaptında tutuklu sanıklar Orgeneral Bilgin Balanlı, Tümgeneral İsmail Taş, Albay Ahmet Erdem, Albay Ahmet Zeki Üçok, Albay Ahmet Dikmen, Albay Mehmet Erkorkmaz, Albay Halit Nejat Akgüner, Bülent Günçal, emekli Albay Hakan Büyük, Albay Onur Uluocak, Albay Rafet Oktar, Albay Servet Bilgin, Albay Sinan Topuz, Binbaşı Refik Levent Tezcan, Binbaşı Ayhan Üstbaş’ın ‘kuvvetli suç şüphesi, delillerin tam olarak toplanmamış olması, sanıkların delilleri karartma ihtimali’ gerekçe göstererek tutukluluk halinin devamına karar verildi.
6 GENERAL, 1 AMİRAL, 1 ALBAY’A YAKALAMA
Mahkeme, soruşturma kapsamında savcılık tarafından ifade alındıktan sonra serbest bırakılan Korgeneral Turgut Atman, Tümgeneral Nedim Güngör Kurubaş, Tümgeneral Bülent Kocababuç, Tümgeneral Beyazıt Karataş, Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul , Tuğgeneral Mehmet Eldem, Tuğgeneral Mustafa Erhan Pamuk, Albay Mehmet Örgen hakkında da yakalama kararı çıkarttı. Gerekçe olarak ise, sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin tam olarak toplanılmaması, sanıkların konumları itibariyle delillere etki yapma ihtimalinin bulunmasını’ gösterdi. Mahkeme bu sanıkların, mesai saatlerinde içinde davanın görüleceği İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne getirilmesini istedi.
TÜBİTAK’TAN RAPOR İSTENİLDİ
Duruşmanın sanık sayısının çok olması sebebiyle Silivri Cezaevi’nde salonda yapılmasını kararlaştıran mahkeme, sanıklardan emekli Albay Hakan Büyük’ün evinde bulunduğu iddia edilen belgelere ilişkin TÜBİTAK’tan bilirkişi raporu istedi.
GENELKURMAY’A SORU
Tensip ile birlikte Genelkurmay Başkanlığı’na da yazı yazan mahkeme, tüm sanıkların 2002 yılında bugüne kadar görev yaptıkları yerleri, görev sırasında yaptığı izinler, aldığı raporlar ve yurtdışında görev yapıp yapmadıklarını sordu. Mahkeme ayrıca tutuksuz sanıklardan Yüzbaşı Tülay Delibaş’ın da 2002-2003 yıllarında ve daha öncesinde çalıştığı yerlerde taşınabilir bilgisayar verilip verilmediğine ilişkin bilgi istedi.
20 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın da aralarında bulunduğu 28 şüpheli hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya eksik teşebbüs" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
TÜMGENERAL BEYAZIT KARATAŞ, RAHATSIZLIĞI NEDENİYLE ASKERİ HASTANEYE KALDIRILDI
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hakkında yakalama kararı verilen 8 sanık arasında bulunan Diyarbakır'daki 2. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Tümgeneral Karataş, rahatsızlanınca Diyarbakır Asker Hastanesinde tedavi altına alındı.
Mahkeme, Karataş'ın da bulunduğu 8 sanık hakkında “suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delillere göre kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin tam olarak toplanılmamış olması, sanıkların konumları itibarıyla delillere etki yapma ihtimalinin olması, atılı suçun CMK'nın 100. maddesindeki katalog suçlardan olması, sanıklar hakkında tutuklama şartlarının oluştuğu” gerekçesiyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağını belirterek, yakalama kararı çıkartmıştı.
İHBARI KİMİN YAPTIĞI TESPİT EDİLEMEDİ
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın da aralarında bulunduğu 28 sanık hakkında hazırlanan iddianame dün İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmişti. İddianamede bir numaralı sanık olarak Albay Ahmet Erdem yer alırken, ihbarın gönderildiği adreste oturan kişinin ifadesinin alındığı, ancak söz konusu ihbarın kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği belirtildi.
BALANLI 8 NUMARALI SANIK
Sanıkların "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya eksik teşebbüs" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenen iddianamede, bir numaralı sanık olarak Albay Ahmet Erdem yer aldı. İddianamede Orgeneral Balanlı 8. sırada, Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İsmail Taş ise 16. sıradaki sanık olarak bulunuyor.
BELGELER EMEKLİ ALBAY BÜYÜK’ÜN EVİNDE BULUNDU
İddianameye konu belgelerin sanık Emekli Albay Hakan Büyük’ün evinde bulunduğunun belirtilirken, Balyoz Darbe Planı iddialarına da yer verildi.
ÇETİN DOĞAN’IN BOŞBOĞAZLIĞI
İddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında 2009 yılında teknik takibe takılan emekli askerler Çevik Bir ve Erol Özkasnak arasındaki telefon konuşması da yer aldı. Bir ile Özkasnak’ın, Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan’dan ‘boşboğaz’ diye bahsettiğinin belirtildiği iddianamede, "Çetin Doğan’a ait planlamaların şahsın boşboğaz olması dolayısıyla herkes tarafından duyulduğunun bu açık kaynak bilgisinde yer almasına paralel olarak Çevik Bir ve Erol Özkasnak arasında geçen bir konuşmada da benzer hususların dile getirilmesi dikkat çekici ve birbiri ile örtüşür niteliktedir" değerlendirilmesi yapıldı.
İHBARIN GELDİĞİ ADRESİN SAHİBİ İFADE VERDİ
İddianamede, emekli Albay Hakan Büyük’ün Eskişehir’deki evinin emniyete gelen bir ihbar maili sonucu arandığı belirtildi. İhbar mailinin kimden geldiğine ilişkin araştırmanın da yapıldığının anlatıldığı iddianamede, ihbarın gönderildiği 85.96.244.116 nolu IP numarasının Savaş Kumanlı adına kayıtlı 0 212 369 .. .. nolu telefondan internete bağlanılan adres olduğu belirtildi. İddianamede söz konusu şahsın ihbar ile ilgili ifadesine başvurulduğu anlatıldı. Savaş Kumanlı’nın ifadesinde, "85.96.244.116 nolu IP adresi, söz konusu telefon numarası üzerinden yaklaşık 2 yıldır benim adıma kayıtlı. Çay bahçesine gelen müşteriler genelde; eczacılar (ilaç plasiyerleri), askerlik şubesi konum itibariyle yakın olması hasebiyle askeri görevliler, adliye çalışanları, öğretmenler ve normal vatandaşlardır. Gelen müşteriler genellikle kendilerine ait dizüstü (laptop) bilgisayarları ile geliyorlar ve çay bahçesine ait internet ağı üzerinden internete bağlanıyorlar. Bahse konu ihbarı da gelen müşterilerden tanımadığım birisi kullanmış olabilir. Ancak şüphelendiğim herhangi bir kimse yok" sözleri iddianamede yer aldı.
EMEKLİ ALBAY BÜYÜK: DİJİTALLERİ POLİS KOYDU
İddianamede evinde belgelerin bulunduğu iddia edilen emekli Hakan Büyük’ün ifadesinde, "Belgeleri polisler koydu" şeklindeki suçlamaları da savcılıkça çürütülmeye çalışıldı. Savcılık yaptığı değerlendirmede, ‘şüphelinin ikametinde gerçekleşen arama-el koyma işlemi usulüne uygun mahkeme kararı doğrultusunda gerçekleştirildiği, arama işlemi kamera ile kayıt altına alındığı ve el konulan hiçbir materyalin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde usulüne uygun olarak elde edildiği’ belirtildi.
Şüpheli Hakan Büyük’ün aramalar yapıldığı sırada evde olduğu ve yapılan aramalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığının belirtildiği iddianamede savcılık "Ancak söz konusu dijital medya hakkında şüpheli Hakan Büyük savcılık ifadesinde bu dijitallerin polis tarafından konulduğunu veya evinde meydana gelen elektrik kesintisi sırasında tanımadığı kişilerce evine girilmiş olabileceğini iddia etti" sözlerine yer verdi.
SAVCI: SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK SAVUNMA
Savcılık iddianamede şu görüşlere yer verdi :
" Bu durumun suçtan kurtulmaya yönelik savunma olarak değerlendirildiği, ayrıca evine girildiği şüphesini doğrulayacak somut bir olgu olmadığı gibi şahsın bu yönde adli birimlere intikal etmiş bir müracaatının da olmadığı Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğünün 13.06.2011 tarihli cevabi yazısından anlaşılmıştır. Dolayısıyla şüphelinin bu yöndeki savunmalarının somut bir olguya dayanmadığı görülmüştür" yönünde değerlendirmede bulundu.
ASKERLER: ASKERİ YAZIŞMA KURALLARINA AYKIRI
Bir kısım şüphelilerin savunmalarında söz konusu belgelerin askeri yazışma kurallarına uygun olmadıklarını beyan ettikleri anlatılan iddianamede, savcılığın bu konuya ilişkin değerlendirmesi yer aldı.
SAVCI:İLLEGAL YAZIŞMADA LEGALYAZIŞMA KURALLARININ OLMAMASI NORMAL
Savcılık yaptığı değerlendirmede, "Şüphelilerin içinde yer aldıkları yapının illegal bir yapı olduğu, devlet idaresinin kendilerine vermiş olduğu silahlı gücü, rahatsızlık duydukları yürütme organını devirmek amacına yönelik kullanmak için harekete geçtikleri, bu amaçla yürüttükleri faaliyetlerin bir kısmını yazıya döktükleri, doğal olarak illegal yazışmaların legal olan yazışma kuralları içinde gerçekleşmesinin aranamayacağı, bu yazışmalardaki uygunsuzluk ve eksikliğin nedeninin illegal yapıdan kaynaklandığı açıktır." dedi.