Güncelleme Tarihi:
Müdahale yetkisi BM'de olacak
Annan Planı, sekizinci maddesinde Garanti Anlaşması'nın hedefleri, Türk ve Yunan askerlerinin adadan çekilişi ve adanın silahsızlandırılması ile ilgili ana ilkeleri düzenliyor. Plan, getirdiği düzenlemelerle, tüm rütbeler dahil olmak üzere her biri 6 bini aşmayan Yunan ve Türk birliklerinin, Kıbrıs Rum ve Türk oluşturucu devletlerinde konuşlandırılmasına izin veriyor. İzin süresi, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasıyla sona eriyor. Plan, Türkiye'nin AB'ye girdiği gün tüm Yunan ve Türk askerlerinin -Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye arasında aksine bir uzlaşmaya varılmadıkça- adadaki sayısının sınırlanmasını öngörüyor.
29 AYLIK TAKVİM
Plana göre, bir geçiş dönemi içinde Türk ve Yunan kuvvetleri ile silah ve teçhizatları önceden belirlenecek yerlerde yeniden konuşlandırılıyor ve üzerinde uzlaşılan düzeye getiriliyor. Planda adada kalacak olanlar dışındaki Türk askerlerinin çekilişi toplam 29 aylık bir takvim içinde şöyle düzenleniyor:
1- Anlaşmanın yürürlük gününden sonraki 5. aydan 9. aya kadar: Yüzde 20,
2- Sonraki 6 ay yüzde 25,
3- Sonraki 6 ay yüzde 25,
4- Sonraki 8 ay yüzde 30.
ASKERSİZLEŞTİRME
Plan, nihai hedef olarak, Kıbrıs'ın askersizleştirilmesini öngörüyor. Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan'a ait askeri birlikler geri çekilirken, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk kuvvetleri de seferi birlikler dahil olmak üzere dağıtılıyor.
BM BARIŞ GÜCÜ
Anlaşmanın uygulanmasını izlemek için bir BM Barış Gücü oluşturuluyor ve bu güç anlaşma hükümlerine uyumu sağlamak için tüm gayretini sarf ederek, güvenli bir ortamın yerleşmesine ve sürdürülmesine katkıda bulunuyor. Bu güç, her iki oluşturucu devletin onayı alınarak, federal hükümet tarafından aksine bir karar alınıncaya kadar adada kalıyor.
SİLAHLAR YASAK
Anlaşma ile Kıbrıs'a silah satışı ve sevkıyatı hem ithalatçıları hem de ihracatçıları hukuki olarak bağlayacak şekilde yasaklanıyor. Ayrıca, paramiliter ya da seferi birlikler ve vatandaşların, askeri veya paramiliter eğitimi de yasaklanıyor. Lisanslı, spor amaçlı tüfeklerden başka tüm silahlar yasaklanıyor. Avcılık spor olarak değerlendirildiğinden avcılıkta kullanılan kırma tüfekler yasaktan etkilenmiyor.
Kıbrıs, oluşturucu devletlerin rızası olmaksızın, toprağını uluslararası askeri operasyonlara tahsis edemiyor. Ayrıca, Türkiye'nin AB'ye katılımına kadar geçen sürede uluslararası operasyonlara onay için Yunanistan ve Türkiye'nin rızası gerekiyor. Plan, federal hükümet ve oluşturucu devletlerin, BM operasyonları için BM örgütüyle işbirliği yapacaklarını da öngörüyor.
YETKİ BM'DE
Kıbrıs'ın her iki kesiminde kalacak olan ve her biri 6 bin askerden oluşan Türk ve Yunan birliklerinin faaliyetleri A) kamp içi ve askeri bölgelerdeki eğitimler, B) silah ve teçhizat bakımı, C) tören ve resmi geçitler ve D) ‘‘belirlenmiş alanlar’’da eğitimlerini içeren rutin barış dönemi faaliyetleri ile sınırlanıyor.
Görüleceği gibi, bu birliklerin operasyonel yetkisi yok. Operasyonel yetki, olduğu gibi BM Barış Gücü'ne ait.
EĞİTİM SINIRI
Ayrıca, belirlenmiş askeri tesis ve eğitim alanları hiçbir şekilde oluşturucu devletler arasındaki sınırın 1 kilometre içinde olamıyor. Dolayısıyla Türk ve Yunan birliklerinin sınır güvenliğini sağlamak için rol üstlenmeleri önlenmiş oluyor.
Kuruluş Anlaşması'nın yürürlüğe girmesini izleyen üç ay içinde Yunanistan ve Türkiye; Kıbrıs'ı, birbirlerini ve BM'yi, eğitim alanları, belirlenmiş askeri tesisler ve aynı zamanda her tesise yerleştirilecek birliklerin kesin konumu, büyüklüğü ve sayısı hakkında bilgilendiriyorlar.
KESTİRME GİDİN
Kıbrıs'ta kalan Türk ve Yunan birliklerinin ada içindeki hareket serbestisine Annan Planı ile ciddi kısıtlamalar getiriliyor. Bu kısıtlamalara göre, örneğin, birlikler yer aldıkları oluşturucu devlet içerisinde sevk noktası ile garnizon ve eğitim alanları arasındaki en kestirme yolda hareket etmek zorundalar. Bir başka deyişle, farklı bir güzergáh izleyerek yolu uzatamayacaklar.
SAKIN YAKLAŞMA
Türk ve Yunan birliklerinin ‘‘mecbur kalmadıkça’’ yaklaşamayacakları yerler de şöyle sıralanıyor: A) Oluşturucu devletler arasındaki sınır, B) Kıbrıs Rum Devleti bölgesinde toprak ayarlamalarına tabi olmuş veya olacak bölgeler, C) Kuzey Lefkoşa ve Gazi Magosa'yı birleştiren anayolun güneyinde kalan Kıbrıs Türk Devleti'ne ait bölge, D) Var olan yol ve liman altyapısı.
48 SAAT ÖNCEDEN HABER VERECEKLER
Annan Planı, şeffaflığı sağlamak ve karşılıklı güveni oluşturmak amacıyla oldukça sıkı bir denetim rejimi getiriyor. Bu çerçevede, birlikler, arazideki eğitim dahil, tüm önemli kara, hava ve deniz ‘‘sevkıyatı’’nın, zaman, konum ve amacını birbirlerine ve BM'ye yazılı olarak en az 48 saat içerisinde bildirmek zorundalar.
Plan, 4 ya da daha fazla askeri aracın hareket etmesi, 3 ya da daha fazla askeri uçağın bir arada aynı anda uçması, 1 ya da daha fazla askeri geminin veya 100 ya da daha fazla askerin hareket etmesini, hangi nedenle olursa olsun ‘‘sevkıyat’’ kategorisine sokuyor.
72 SAATE DE ÇIKABİLİR
Hareketin amacı arazi eğitimi olduğu zaman, bu bildirim 72 saate çıkartılıyor. Bildirimin, çalışmanın diğer amaç ve aktiviteleri hakkındaki gerekli bilgiyi de içermesi gerekiyor. (Örneğin, canlı yangın eğitimi, tankların ve topların hareketi ve piyade manevraları, vb.)
PSİKOLOJİK CAYDIRICILIK
YORUM Burada getirilen kısıtlamalar, adada kalacak Türk ve Yunan birliklerinin işlevlerini önemli ölçüde psikolojik bir caydırıcılık yaratma etkisine indirgiyor.
Tarafların bir bölük kadar askeri kaydırabilmek için iki gün önceden izin almak zorunda olması, istedikleri gibi hareket edebilmelerini engelleyecek.
Türk birlikleri ancak küçük formasyonlar içinde hareket edebilecekler.
Türk tarafının talepleri arasında, adada kalacak olan Türk birliklerinin tabi olduğu hareket sınırlamalarının gevşetilmesi, birliklerin sınır güvenliği gibi konularda işlevsel olması da yer alıyor.
MÜDAHALE
Bir saldırı meydana gelirse müdahale etme yetkisi BM Barış Gücü'nde. Türk birlikleri ise Annan Planı çerçevesinde ‘‘seyirci’’ durumuna düşüyor.
Kolordu yerine tugay
YORUM 1
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin KKTC'de bulundurduğu asker sayısının 35-36 bin dolayında, yani bir kolordu büyüklüğünde olduğu biliniyor. Bu durumda TSK bu gücünün yaklaşık 30 binini, bütün silah ve teçhizatı ile birlikte adadan çekmek durumunda kalacak. Bu durumda geride tugay büyüklüğünde bir askeri güç kalmış olacak. Rum kesimine bakıldığında, ihtiyatlarla birlikte sayısı 20 bin dolayında olan modern donanımlı Ulusal Rum Muhafız Ordusu, olduğu gibi dağıtılacak. Bu durum Türk tarafının güvenlik kaygılarını önemli ölçülerde rahatlatıyor. Yunanistan, halihazırda Rum kesiminde 6 bin dolayında asker bulunduruyor. Plan uygulandığı takdirde, Yunanistan adadaki mevcut askeri gücünü aynen koruyabilecek.
İngiliz varlığı tezat
YORUM 2
Türk tarafının görüşmelerdeki en kritik taleplerinden birini, Türkiye'nin AB tam üyeliğinin gerçekleşmesinden sonra da adada belli sayıda Türk askerinin bulundurulması beklentisi içeriyor. Özellikle TSK, yeni önerilerin hazırlanması aşamasında bu konuda büyük bir hassasiyet gösterdi. Annan Planı'nın, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni silahsızlandırırken, adadaki İngiliz üslerinin varlığını kabullenmiş olması, Ankara'ya göre önemli bir tezat oluşturuyor. (NOT: İngiliz üsleri, Kıbrıs Cumhuriyeti değil İngiltere toprağı sayıldığı için Kıbrıs Cumhuriyeti'nin dışında kalıyor.)
Böylelikle Kıbrıslı Türklerin güvenliği açısından kalıcı, etkin bir garantinin korunması hedefleniyor. Özellikle AB çevreleri, bu talebe ‘‘AB ülkelerinin birbirlerinin topraklarında asker bulundurması AB'nin temel felsefesine aykırıdır. Hem Kıbrıs Cumhuriyeti, hem de Türkiye'nin Avrupa Birliği coğrafyası içinde yer aldıkları bir durumda adada Türk askerinin bulunmasına gerek olmayacaktır’’ karşılığını veriyorlar.
Bu arada, üzerinde durulan formüllerden biri, Türkiye'nin AB'ye tam üye olduktan sonra da 650 askerden oluşan sembolik bir birliği Yunanistan'la birlikte adada tutması. 1960 ittifak anlaşması, Türkiye ve Yunanistan'a her biri için 650 askerden oluşan bir alay bulundurmasına izin veriyordu.
Türk tarafı ayrıca AB tam üyeliğine kadar adada kalacak olan asker sayısının 6 binin üstüne çıkarılmasını da istiyor.
Başarı puanı
YORUM 3
Türk tarafının bu taleplerinin kabul görüp görmeyeceği, müzakerelerdeki başarı performansının anlaşılması açısından önemli bir ölçü olacak.
İÇİ BOŞALTILMIŞ MÜDAHALE HAKKI
Türkiye garantör ama...
Annan Planı, 1960 tarihli Kuruluş Anlaşması, 1959 tarihli Garanti Anlaşması ve 1959 tarihli İttifak Anlaşması'na atıf yaparak, bu metinleri yeni anlaşmanın bir parçası haline getiriyor.
Böylelikle, Türkiye'nin garantörlüğü eskiden olduğu gibi Annan Planı'nda da káğıt üstünde tescil edilmiş oluyor. Garantörlük, Türkiye'ye 1974'te olduğu gibi hukuki dayanakları ortaya çıktığında Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak için müdahalede bulunma hakkını veriyor.
Bununla birlikte, nihai aşamada bütün Türk ve Yunan askerlerinin adadan çekilmesini öngördüğü için Türkiye'nin garantörlüğü etkisizleştiriliyor.
Ayrıca, adadaki Türklerin bir saldırıya hedef olmaları halinde Türk birliklerinin müdahale etme yetkisi şu nedenle de ortadan kalkıyor:
İlk bakışta 1959-60 Garanti ve İttifak Anlaşmaları korunduğu için bu metinlerin sağladığı müdahale hakkı da sürüyor gibi gözüküyor.
Ancak Annan Planı'nda Garanti Anlaşması'nın ‘‘değişen koşullara, yeni duruma uygun bir şekilde uygulanacağı’’ belirtilerek, müdahale hakkının içi boşaltılmış oluyor.
Çünkü, yeni koşullarda Kıbrıs Cumhuriyeti, AB üyeliğini kazandığı ve Türkiye de AB tam üyesi olacağı için, bir AB ülkesinin bir başka AB ülkesine askeri müdahalesi söz konusu olamayacak. Çünkü, bu durum AB'nin temel felsefesine aykırı.
Türkiye, etkin garanti sisteminin korunmasını isterken, Türklerin bir saldırıya uğraması halinde müdahale edebilme hakkını da elinde bulundurmak istiyor.