Güncelleme Tarihi:
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün YÖK, Türk Tabipleri Birliği (TBB), Türk Sağlık Sen, Sağlık Bakanlığı, TÜİK ve OECD verilerinden yararlanarak hazırladığı raporunda özetle şu bilgiler yer aldı:
“Türkiye’de 144 bin 827 doktor görev yapıyor. Bu doktorların 27 bin 853’ü özel hastanelerde çalışıyor. 80 milyonu aşan Türkiye nüfusu göz önüne alındığında, 1 doktora 568 kişi düştüğü görülecektir. Bu rakam OECD ülkeleri ile kıyaslandığında çok aşağılarda kalıyor.
Türkiye’de 10 bin kişiye yaklaşık 17 doktor düşerken, bu rakam OECD ülkelerinde 10 bin kişiye 30 hekim civarındadır. Türkiye, kişi başına düşen hekim sayısında Güney Afrika, Endonezya gibi ülkelerle birlikte en alt sıralarda kalmaktadır.
ÇALIŞMA SAATLERİ BELİRSİZ
Doktor başına düşen hasta sayısının çok yoğun olduğu Türkiye’de bir hekim bir yılda yaklaşık 3 bin 316 muayene gerçekleştirmektedir. Bu hastaların çoğu ise acil servislerden başvuru yapmaktadır. Sağlık sistemi normal ülkelerde yüzde 5-6 olan acil servislere başvuru oranı ülkemizdeki sağlık politikaları nedeniyle yüzde otuzlardadır. Devlet Memurları Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca haftalık çalışma süresi 40 saattir. Kamuda görev yapan hekimlerin günlük çalışma sürelerine yönelik bir üst sınır belirtilmemiştir.
18 BİN FİZİKSEL, 42 BİN SÖZEL
Sağlık alanında hizmet verenler diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğramaktalar. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, günde ortalama 33 sağlık çalışanına şiddet vakası kayıtlara geçiyor. Sağlıkta Dönüşüm Programı, hastaları müşteri haline getirdiği ve sağlık sistemini dönüştürdüğü için sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti arttırıyor. Beyaz Kod’a yapılan son 5 yıllık başvurulara bakıldığında 60 bin sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığı görülmekte. Bunlardan 18 bini fiziksel, 42 bini ise sözel şiddet.”
‘TIP FAKÜLTELERİNDE PUANLAR DÜŞÜYOR’
TÜRK Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Adıyaman, tıp fakültelerinin sayısının 103’ü bulduğunu belirterek, “Tıp fakülteleri eskiden ilk sıradaydı. Vakıf üniversitelerinde tıp fakülteleri arttı, puanlar düştü. Puanlar da düştüğü için başarı oranı daha düşük öğrenciler bu fakültelere girebiliyor. Bu durum niteliği düşürdü. Tıp fakülteleri iyi değildi daha kötü hale gelmeye başladı” dedi. Prof. Dr. Adıyaman özetle şunları söyledi:
“Tıpta eğitim önce anatomiden geçer. Hastalıkları, tedavisini anlamak için anatomi bilgisi çok iyi olmalı. Olmazsa olmazdır, bu yüzden iyi öğrenilmeli. Maddi durumu güçlü olanlar kadavra buluyor. Yurtdışından satın alıyorlar. Kadavranın bulunmaması ise anatomi eğitiminin yeterli olmamasına neden olur. Bu da tıp eğitimini olumsuz yönde etkiler.
GÜNDE 30 ŞİDDET VAKASI
Sağlıkta şiddet o kadar yaygınlaştı ki lise talebeleri buralara girmek istemiyor. Günde ortalama 30’un üzerinde şiddet vakası söz konusu. Bu da öğrencilerin gözlerini korkutuyor. Daha başarılı öğrencilerin başka dallara gitmesine sebep oluyor. Uzmanlık sınavlarında dermatoloji birinci sırada. Beyin, kalp, damar son sıralarda yer alıyor. Bunun nedeni cerrahi branşlarda eğitim daha zor. Doktora şiddet uygulanıyor, gerekli tedbirler alınmıyor. Yeni mezun arkadaşlar daha çok dahili branşları, ölümün, yoğun bakım olayının az olduğu, hizmet olarak daha kolay iletişim kurulabilecekleri branşları tercih ediyorlar.” (ESRA ÜLKAR)