Güncelleme Tarihi:
HERKES ACI ÇEKTİ
Shaw, Başbakanlık Osmanlı arşivlerinin açıldığını kaydederek, Türkiye’nin diğer dört büyük arşivinin de araştırmacıların hizmetine sunulmasını istedi. Bunların ilkinin Genelkurmay Harp Tarihi Arşivi olduğunu belirten Shaw, diğerlerinin de Kızılay, Aşair ve Muhacirin Müdürlüğü ile Teşkilat’ı- Mahsusa Arşivi(Dönemin Gizli İstihbarat Teşkilatı, bugünkü MİT) olduğunu söyledi. Shaw, Erivan’daki Daşnaksityun Partisi’yle Boston’daki Zoryan Enstitüsü Arşivleri’nin mutlaka açılması gerekektiğini kaydetti. Prof. Shaw, bunların dışında İngilizler tarafından Resmi Sırlar Yasası nedeniyle gizli tutulan özel arşivle Yunan arşivinin de araştırmacılara kapalı olmasını eleştirdi. Shaw şöyle dedi:
Osmanlı İmparatorluğu’nda 1911-1923 yılları arasında savaşlarda ölenlerden daha fazlası kıtlık, açlık ve hastalıklar yüzünden öldü. Bu, her bölge ve etnik köken için geçerlidir. Sadece bir grubun acı çektiğini iddia etmek ve bütün sorumluluğu Osmanlı hükümetine yüklemek kısıtlı bir değerlendirmedir. Bunu ‘Osmanlı Holokostu’ olarak adlandırmak gerekir. Bu konuda sorumluluk kime aittir? Avrupa ve ABD’de genel eğilim, kuruluşundan çok daha önce gerçekleşmiş olaylarla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni sorumlu tutmaktır. Bu elbette çok anlamsızdır ve gerçeklerden çok uzaktır. Olaylara karışmış herkes, bu sorumluluğu paylaşmalıdır.’
16 MART’TA YÜRÜYÜŞ
53 kişinin sunum yaptığı sempozyumda konuşan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de sözde Ermeni soykırımı iddialarına bugüne kadar net cevap verilmediğini belirtti. Perinçek, ‘Avrupa’daki 4 milyon, ABD’deki 1 milyon Türkü ayağa kaldıracağız, Talat Paşa’nın vurulduğu 16 Mart’ta Berlin’de, ABD’de 10 binlerle yürüyecek, ‘bu yalanı artık terk edin’ diyeceğiz’ dedi.
Soykırım yok, terör var
Sempozyumda konuşan araştırmacı yazar Aytunç Altındal, şunları söyledi: ‘Benim için Ermeni soykırımı yok, Ermeni terörü var. Bu bir şantaj ve tehdit planıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Almanya gibi tazminata mahkum edilmesi için hazırlanmış bir şantajdır. 1915’te Avrupa’da dağıtılan kitaplar ‘1,5 milyon Ermeni öldürüldü’ safsatasının da temelini oluşturur. Özellikle Yohannes Lepsius’un kitabı en önemli kaynak olarak zikredilir.’