Güncelleme Tarihi:
17 Ağustos depreminden sonra, büyük yıkıntı ve binlerce can kaybıyla ilgili ilk ceza davası, dün Yalova Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı. Dava başladı ama sadece şeklen. Çünkü her nasılsa depremde ciddi bir hasar görmemiş, ama bir küçük ağır ceza salonu dışında mahkeme salonu bulunmayan Yalova Adliyesi'nde, asliye ceza davaları yıllardır hakim odasında yapılıyordu.
Yalova Ceylankent'in müteahhidi Ceylanlar'ın tutuksuz olarak yargılandığı dava için Asli Ceza Hakimi Nusret Dursun'un beş metrekarelik odası uygun görülmüştü. Binlerce kişinin ölümünden sorumlu olanlara ‘‘ağır’’ değil ‘‘asliye’’ cezalar uygun görülünce, duruşma salonu olarak da küçük bir odanın seçilmesi doğaldı. Yıkılan koca bir sitenin daire sahibi, cesedi bulunabilen 90'dan fazla kişinin yakını depremzedeler, üstüne bir de avukatlar ve tv kameraları eklenince bu odaya sığılamadı.
SAVCI SIKIŞTI
Sanık avukatlarıyla savcı ve müdahil avukatlar, gazetecilerle davacılar birbirine karıştı. Savcı pencere kenarındaki kalorifere yaslanarak, az sonra camdan çıkacakmış gibi izledi duruşmayı. Duruşmaya gelenlerin ancak onda biri odaya girebildi. Oysa davanın, sekizi Ceylan soyadlı 10 sanığı, 28 davacısı vardı. Dava ayrıca kimliği tespit edilemeyen yaklaşık 50 ölü adına Cumhuriyet Savcısı Abdüllatif Çakır tarafından açılmıştı. Duruşmaya gıyabi tutuklu teknik uygulama sorumluları Teoman Kızılova ve Zeki Kurdoğlu ile Ceylanlar katılmamıştı ama yine de odaya sığışmak mümkün olmadı.
MÜBAŞİR AĞLADI
Duruşmanın, hakimin odasından sadece biraz daha büyük Ağır Ceza Mahkeme Salonu'nda yapılan öğleden sonraki oturumunda ilk kez söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin inşaatın yapımında sorumluluğu olmadığını sadece bu evleri sattıklarını belirtince, depremzedelerin tepkisi aldılar. Mahkeme salonundaki gürültüyü yatıştırmaya çalışan mübaşir Ekrem Gülay ‘‘Onları anlıyorum. Benim de evim çatlak ama böyle bağırmasınlar’’ diye ağladı. Duruşma Aralık'ın 24'üne ertelendi.
Haber verseniz salon tutardık
600 haneli Ceylankent depremzedelerinin oluşturduğu platformun sözcüsü Cüneyt Yüksel, odaya giremediği için bağırdı:
- Burada salon yok mu ya! Hani salon?
Hakim Nusret Dursun, onlarca kez tekrarlanan soruya sinirlendi:
- Herhalde salonumuz olsa buraya sıkışmazdık. Önceden haber verseydiniz salon tutardık.
29 davacının vekili avukat Ergin Cinmen söz aldı:
- Bu salon bu yargılamaya müsait değil. Kim sanık vekili, kim müdahil anlaşılmıyor. Savcı Bey'i cübbesinden tahmin ettim. Beni arkamdan itiyorlar, dosyamı koyacak yer yok. Müvekkillerimin burada olup olmadığını bilmiyorum. Ben bu durumdan ve diplomamdan utanıyorum.
Hakim cevap verdi:
- Yalova hálá il olamadı. İlçe olmaktan gelen şartlarımız bunlar. Sizi anlıyorum. Ben de depremzedeyim benim de evim yıkıldı.
(Daha sonra hakimin Adalet Bakanlığı'nın kampında iki odaya sığıştığını öğreniyoruz.