A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2009 22:54
Türkiye'nin 5 kentini Avrupa kültür haritasına taşıyacak olan "Benim Kentim" projesi, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliğinde düzenlenen törenle tanıtıldı.
Avrupa Komisyonunca desteklenen ve British Council tarafından yürütülen projenin hayata geçirileceği 5 kent, Mardin, Çanakkale, Trabzon, Konya ve İstanbul olarak belirlendi.
Sözkonusu 5 kentten vali ve belediye başkanlarının da katıldığı törende konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB müzakere sürecinde üç önemli ayağın bulunduğunu belirterek, bunları reformlar, müzakereler ve sivil toplum diyaloğu olarak sıraladı.
Sivil toplum diyaloğunun önemine işaret ederek, kültür ve sanatın bu diyaloğun en önemli parçaları olduğunu kaydeden Bağış, sanatta ve kültürde gelişmiş ülkelerin demokrasilerinin de güçlü olmasının bir tesadüf olmadığını söyledi.
Türkiye'nin de kendi kültür ve sanatında her geçen gün daha da ilerlediğini ifade eden Bağış, "Artık Türkiye 50 yıl önceki gibi darbeler sonrası başbakanların idam edildiği veya 30 yıl önceki gibi Kafka'nın, Dostoyevski'nin kitaplarının komünizm propagandası iddiasıyla toplatıldığı ya da 10 yıl önceki gibi belediye başkanlarının şiir okuduğu için hapsedildiği bir ülke değil. Bugün aynı şehir İstanbul, Avrupa'nın ifade özgürlüğünün en önemli platformu kabul edilen kültür ve sanat alanında başkenti, aynı belediye başkanı da bugün Türkiye'nin lideri" diye konuştu.
Bağış, Türkiye'nin AB sürecinde daha atması gereken çok önemli adımların, kararlılıkla hayata geçirmesi gereken reformların olduğunu belirterek, "Türkiye'ye yakışır bir anayasaya kavuşmak durumunda. Türkiye'ye yakışır reform kanunlarını meclisten hep beraber iktidarı ve muhalefetiyle geçirmek durumunda" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin eninde sonunda AB müzakerelerinde başarıya kavuşacağına ve AB'nin saygın bir üyesi olacağına yürekten inandığını kaydeden Bağış, "Bu süreçte bizi pes ettirmek isteyen, gerek içerideki gerek dışarıdaki direnç odakları ellerinden geleni yapacaklardır ama biz sabırla, dostlarımızın desteğiyle bu süreci aşacağız" diye konuştu.
Sözlerini Türk kültürüne has bir söyleyişle tamamlamak istediğini ifade eden Bağış, "Türkiye'deki en büyük mimari yapıtlardan biri Edirne'deki Selimiye'dir. Bizde derler ki, Selimiye'yi yıkmak için bir çekiç yeter, ama bir Selimiye yapmak için hem bir Selim gerekir, hem de bir Sinan gerekir. Türkiye'nin AB sürecinde de İngiltere ve Miliband gibi dostlarının sayesinde biz daha çok büyük eserleri hep beraber dikeceğiz" şeklinde konuştu.
MILIBAND
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband da, "Benim Kentin" projesinin açılışını yapmaktan duyduğu heyecan ve mutluluğu dile getirerek konuşmasına başladı.
Miliband, projenin, Türkiye'nin AB'de çok iyi tanınmayan bazı şehirlerini tanıtmak için önemli bir adım olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak katılımı sürecinde, zihniyetlerin ve fikir yapılarının değiştirilmesinin çok önemli bir unsur olduğunu dile getiren Miliband, bunu yapmanın en iyi yolunun kültür ve sanatı kullanmak olduğunu kaydetti.
Miliband, halklar ve kültürler arasında temas sağlanamazsa siyasette de başarılı olunamayacağını belirterek, "Bu proje, Türkiye'nin AB ile gittikçe güçlenen bağlarının bir sinyali, öncüsü" dedi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird de, "projenin, modern ve çağdaş Türkiye'nin dinamik ve çok kültürlü yönünü AB'ye tanıtmak açısından büyük önem taşıdığını" söyledi.
“BENİM KENTİM” PROJESİ
Türkiye ile Avrupa arasındaki diyaloğun sanat ve kültür aracılığıyla güçlendirilmesinin hedeflendiği “Benim Kentim-My City” isimli proje, Avrupa Komisyonu tarafından “Sivil Toplum Diyaloğu: Kültür Köprüleri” programı kapsamında destekleniyor.
British Council tarafından yürütülen projeye, Anadolu Kültür, Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi de yerel ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında, alanlarında tanınmış 5 Avrupalı sanatçı, uluslararası komite tarafından seçilen Mardin, İstanbul, Çanakkale, Trabzon ve Konya'da kamusal alanda sanat projeleri gerçekleştirmek üzere davet edilecek.
Uluslararası proje komisyonunca belirlenecek Avrupalı sanatçılar, bu yıl Eylül ayında gerçekleştirilecek olan Uluslararası İstanbul Bienali sırasında açıklanacak. Önümüzdeki 2 yıl proje kentlerinde düzenlenecek bir dizi etkinlik aracılığıyla sanatçıların özellikle şehirlerdeki gençlerle iletişim içinde olmaları sağlanacak. Böylece Avrupalı sanatçılara, şehirlerin kültürel zenginliklerini gençlerden öğrenme ve bu zenginliği tüm dünyaya tanıtma fırsatı sağlanacak.
“Benim Kentim” isimli proje, ayrıca aynı zamanda Türkiye'den 5 sanatçıya da birikimlerini Avrupa ülkelerinde misafir sanatçı programı kapsamında sergileme şansı sunacak.
Sanatçıların “Benim Kentim” proje ekibi ve kentlerin yerel yönetimleri ile geliştirecekleri projeler 2010 yılında halka açılacak.
Proje, yalnızca görkemli sanat yapıtları üretmeyi değil, kent sakinlerini ve her kentteki farklı uzman alanlardan grupları ( kamu danışmanlığı, miras, bellek ve tarih, inşa edilmiş çevre, parklar ve kamusal alanlar ile sosyal iletişim) işin içine katan geniş çaplı bir programı içeriyor.