Güncelleme Tarihi:
Kütahya merkeze 25 kilometre uzaklıktaki Seyitömer Höyüğü kazısını yürüten Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen başkanlığındaki ekip, geçen yıl topraktan yapılmış içki kabı buldu.
Kabın, iki küçük kurbağanın, bir büyük kurbağanın sırtına binmiş şekilde figürle oluşturulmasına başlangıçta bir anlam veremeyen Prof. Dr. Bilgen, bir yerel gazetede yer verilen ve Domaniç-İnegöl karayolunda yollara dökülen kurbağaların fotoğraflarını inceleyince ilginç bir sonuca ulaştı.
Prof. Dr. Bilgen, 5 bin yıl öncesine ait figürün, kurbağaların ilkbahar aylarındaki çiftleşme döneminde gruplar halinde araziye dağılmalarıyla ilgili olduğunu fark etti.
Kurbağaların eski devirlerde bölgede yaşayan insanlar tarafından kutsal varlıklar olduğu bilgisine ulaşan Prof. Dr. Bilgen, içki kaplarının da bu düşünceden hareketle yapıldığını belirledi.
“BUNA BENZER DÜNYADA BAŞKA BİR BULUNTU YOK”
Prof. Dr. Bilgen, AA muhabirine, geçen yıl buldukları kurbağa figürlü içki kabının, Kütahya Arkeoloji Müzesinde sergilendiğini söyledi.
Fotoğraflarını gördüğü birbirini sırtında taşıyan kurbağaların bilimsel bir bulguya ışık tuttuğunu ifade eden Prof. Dr. Bilgen, şöyle konuştu:
“Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı Seyitömer Linyit İşletmesi (SLİ) Müessesesi havzasındaki Seyitömer Höyüğü'nde kazıları yaklaşık 5 yıldır sürdürüyoruz. Burada geçen yıl Erken Tunç Çağına ait tapınakta bir içki kabı bulduk. Bu kap, bir büyük kurbağanın sırtına binmiş iki küçük kurbağadan oluşuyordu. Bilim dünyasına ışık tutmak amacıyla bunun nedenini araştırmaya başladık ve çok ilginç bilgilere ulaştık. Dünyada çeşitli hayvan figürlerinden sunu kapları vardı ancak ilk kez Seyitömer'de rastlanan kurbağa formundaki kaplarının esin kaynağına ulaşmamız bizi heyecanlandırdı.
Ryton denilen bu kaplar, eski çağlarda tanrılara içki sunulan özel kaplardır. Buluntu, Domaniç-İnegöl karayolunda görülen ve bu bölgede halen yaşadıkları anlaşılan aynı tür kurbağalarla anlam kazandı. Tesadüfen gördüğüm fotoğrafla önemli bir konu aydınlandı. Hala bölgede yaşadığı anlaşılan kurbağalar, bize o dönemlerde de yaşayan bu kurbağaların esin kaynağı olduğunu gösterdi. Buna benzer dünyada başka bir buluntu yok. Anlaşılan o ki, bölgede yaşayan bu tür, Erken Tunç Çağı insanını 5 bin yıl önce etkilemiş. Bu, tabiatın görkeminin, tabiatı gözlemenin inanca yansımasının bir örneği olarak karşımıza çıktı.”
GECELERİ YOLLARA DÖKÜLÜYORLAR
Bahar aylarında geceleri yollara dökülen kurbağalara, Türkiye'de olduğu gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde de sıkça rastlanıyor. Hatta bazı ülkelerde çiftleşmek amacıyla birbirlerini sırtlarında taşıyarak dereye ulaşmaya çalışan kurbağaların yoğun olduğu karayolları bir süreliğine ulaşıma kapatılıyor.
Çiftleşme dönemine rastlayan nisan ve mayıs aylarında araziye dağılarak bir bölümü karayollarında görülen kurbağalar, bilim insanlarını olduğu gibi sürücüleri de şaşırtıyor.
İkişerli ya da üçerli gruplar halinde birbirlerini sırtında yolun karşısına taşıyan kurbağalar, Domaniç-İnegöl karayolunun yolunun Kocayayla mevkisinde bahar aylarında geceleri görülüyor. Yoldan karşıya geçmeye çalışan yüzlerce kurbağa ilginç görüntüler sergiliyor.
Dünyanın diğer ülkelerinde yollarda görülen kurbağaların birbirlerinden ayrı olarak bulunduğu, birbirlerinin sırtlarına binmiş şekilde yollarda bulunmalarının sadece Domaniç ve İnegöl'e özgü olduğu iddia edildi.