Güncelleme Tarihi:
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, terörden Protestan zihniyetinin çok şikayet ettiğini, ancak terörü 18. yüzyıldan beri kendilerinin yarattıklarını kaydetti.
Şura'nın ikinci gününde, ''İslam'ın Evrenselliği, Barış ve Hoşgörü Anlayışı ile Teröre Bakış Açısı'' sabahki oturumda ele alındı.
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Yılmaz'ın oturum baÅŸkanlığını yaptığı toplantıda tebliÄŸ sunan Prof. Dr. Ortaylı, gizli cemiyetlerin ve terörörgütlerinin Ä°slam'dan önce de sonra da var olduÄŸunu belirterek, terörün insanları etkilediÄŸini ve aklı evvel insanların da buna sempati duyduÄŸunu anlattı.Â
Teröre karşı savaşı kazananın sadece Türk Ordusu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, terörden en çok Protestan zihniyetin şikayet ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Ortaylı, ''18-19. yüzyıldan beri Protestan zihniyet terörü yaratmaktadır. Bu terör de misyonerlikle iç içedir. Farklı mezhepler ve farklı dini anlayış sahipleri buna çok dikkat etmelidir. Meseleyi kendi içlerinde çözmelidirler'' diye konuştu.
CÄ°HAT KAVRAMI
   Â
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. il Dağcı da Batı'da İslam'ı bir şiddet dini olarak takdim eden anlayışın arkasında, ''cihat'' kavramının yanlış anlamlaştırılmasının yattığını söyledi. Dağcı, ''Batı'da cihat kavramı genellikle İslam'ı, şiddet kullanarak yaymak için yapılan kutsal savaş şeklinde algılanmaktadır'' dedi.
Cihat kavramının etimolojisi analiz edildiğinde, bu anlayışın yanlışlığının ortaya çıkacağını belirten Dağcı, ''Teknik bir kavram olarak 'sıcak savaş' kavramı karşılığında cihat değil, harp kavramı kullanılmaktadır. Cihat, uyumu, sulhu, barışı tesis etme mücadelesi olarak tanımlanabilir'' diye konuştu.
İslam dininin ister milli isterse milletlerarası olsun, beşeri ilişkilerde dini inancı değil insan olmayı esas aldığına dikkati çekenDağcı, şunları kaydetti:
''Ancak ülke bütünlüğüne, vatandaşların can ve mal güvenliğine yönelik, fiili tecavüzde bulunulması durumunda mukabelede bulunma, kendini savunma, kısaca meşru müdafaa hakkı da artık bütün hukuk sistemlerinde kabul edilen temel ilkedir. Bu terör ve şiddetten tamamen uzaktır.''
   Â
MEVLANA VE YUNUS EMRE MERKEZLERÄ°
   Â
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz ise İslam dininde misyonerlik faaliyetleri bulunmadığını,İslam'ın inancı esas aldığını söyledi. Terörde korku ve dehşetin olduğunu anlatan Prof. Dr. Yılmaz, terörist eylemlerin insanlık ve Müslümanlık adına kabul edilemeyeceğini kaydetti. Prof. Dr. Yılmaz, ''Hazreti Mevlana ve Yunus Emre'' merkezlerinin açılmasını, bu görevi de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın üstlenmesini istedi.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı (ASAM) Başkanı Prof. Dr. ÜmitÖzbağ da İslami terör eylemlerinin dinsel bir arayış değil, bir güç arayışı olduğunu kaydetti.
   Â
ÅžURAYA KATILANLAR
   Â
Åžuraya, Arnavutluk Dinler Komitesi BaÅŸkanı Fatri Sinani, Azerbaycan Dini Ä°dare BaÅŸkan Yardımcısı Selman MusaoÄŸlu, Ä°skeçe Müftüsü Mehmet Emin AÄŸa, Gümülcine Müftüsü Ä°brahim Åžerif, Belarus Müftü Yardımcısı Ä°brahim Kanapatski, Saray-Bosna Müftüsü Hüseyin Smajiç, Bulgaristan BaÅŸmüftüsü Selim Mehmet Gazi ile Gürcistan, Hırvatistan, Kazakistan, Kırım Özbek Cumhuriyeti, Kosova, Kuzey Irak, Litvanya, Makedonya, MoÄŸolistan, Moldova, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu Kazan, KaraçaÅŸ-Çerkesya, Kabardey-Kalkarya müftü yardımcıları ile Slovenya, Tacikistan ve Yugoslavya'dan temsilciler katılıyor.Â
   Â
EROÄžLU'NDAN ÅžURA ÃœYELERÄ°NE YEMEK
   Â
Öte yandan, ÅŸuraya katılanlar öğleden sonra Sandallar, Murat AÄŸa, BoÄŸaz ve KaraoÄŸlanoÄŸlu ÅŸehitlikleri ile Girne'yi ziyaret edecekler.Â
Üyeler akşam da Başbakan Derviş Eroğlu'nun Girne Dome Oteli'ndeki akşam yemeğine katılacaklar.