OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 16, 2002 00:00
Diyanet İşleri Başkanlığı'nca KKTC'de Gazimağusa'daki Salamis Bay Conti Oteli'nde düzenlenen 5. Avrasya İslam Şurası, çalışmalarını sürdürüyor.
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, terörden Protestan zihniyetinin çok şikayet ettiğini, ancak terörü 18. yüzyıldan beri kendilerinin yarattıklarını kaydetti. Şura'nın ikinci gününde, ''İslam'ın Evrenselliği, Barış ve Hoşgörü Anlayışı ile Teröre Bakış Açısı'' sabahki oturumda ele alındı. Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz'ın oturum başkanlığını yaptığı toplantıda tebliğ sunan Prof. Dr. Ortaylı, gizli cemiyetlerin ve terörörgütlerinin İslam'dan önce de sonra da var olduğunu belirterek, terörün insanları etkilediğini ve aklı evvel insanların da buna sempati duyduğunu anlattı. Teröre karşı savaşı kazananın sadece Türk Ordusu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, terörden en çok Protestan zihniyetin şikayet ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Ortaylı, ''18-19. yüzyıldan beri Protestan zihniyet terörü yaratmaktadır. Bu terör de misyonerlikle iç içedir. Farklı mezhepler ve farklı dini anlayış sahipleri buna çok dikkat etmelidir. Meseleyi kendi içlerinde çözmelidirler'' diye konuştu. CİHAT KAVRAMI    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. il Dağcı da Batı'da İslam'ı bir şiddet dini olarak takdim eden anlayışın arkasında, ''cihat'' kavramının yanlış anlamlaştırılmasının yattığını söyledi. Dağcı, ''Batı'da cihat kavramı genellikle İslam'ı, şiddet kullanarak yaymak için yapılan kutsal savaş şeklinde algılanmaktadır'' dedi. Cihat kavramının etimolojisi analiz edildiğinde, bu anlayışın yanlışlığının ortaya çıkacağını belirten Dağcı, ''Teknik bir kavram olarak 'sıcak savaş' kavramı karşılığında cihat değil, harp kavramı kullanılmaktadır. Cihat, uyumu, sulhu, barışı tesis etme mücadelesi olarak tanımlanabilir'' diye konuştu. İslam dininin ister milli isterse milletlerarası olsun, beşeri ilişkilerde dini inancı değil insan olmayı esas aldığına dikkati çekenDağcı, şunları kaydetti: ''Ancak ülke bütünlüğüne, vatandaşların can ve mal güvenliğine yönelik, fiili tecavüzde bulunulması durumunda mukabelede bulunma, kendini savunma, kısaca meşru müdafaa hakkı da artık bütün hukuk sistemlerinde kabul edilen temel ilkedir. Bu terör ve şiddetten tamamen uzaktır.''     MEVLANA VE YUNUS EMRE MERKEZLERİ    Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz ise İslam dininde misyonerlik faaliyetleri bulunmadığını,İslam'ın inancı esas aldığını söyledi. Terörde korku ve dehşetin olduğunu anlatan Prof. Dr. Yılmaz, terörist eylemlerin insanlık ve Müslümanlık adına kabul edilemeyeceğini kaydetti. Prof. Dr. Yılmaz, ''Hazreti Mevlana ve Yunus Emre'' merkezlerinin açılmasını, bu görevi de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın üstlenmesini istedi. Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı (ASAM) Başkanı Prof. Dr. ÜmitÖzbağ da İslami terör eylemlerinin dinsel bir arayış değil, bir güç arayışı olduğunu kaydetti.     ŞURAYA KATILANLAR    Şuraya, Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanı Fatri Sinani, Azerbaycan Dini İdare Başkan Yardımcısı Selman Musaoğlu, İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Belarus Müftü Yardımcısı İbrahim Kanapatski, Saray-Bosna Müftüsü Hüseyin Smajiç, Bulgaristan Başmüftüsü Selim Mehmet Gazi ile Gürcistan, Hırvatistan, Kazakistan, Kırım Özbek Cumhuriyeti, Kosova, Kuzey Irak, Litvanya, Makedonya, Moğolistan, Moldova, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu Kazan, Karaçaş-Çerkesya, Kabardey-Kalkarya müftü yardımcıları ile Slovenya, Tacikistan ve Yugoslavya'dan temsilciler katılıyor.     EROĞLU'NDAN ŞURA ÜYELERİNE
YEMEK    Öte yandan, ÅŸuraya katılanlar öğleden sonra Sandallar, Murat AÄŸa, BoÄŸaz ve KaraoÄŸlanoÄŸlu ÅŸehitlikleri ile Girne'yi ziyaret edecekler. Üyeler akÅŸam da BaÅŸbakan DerviÅŸ EroÄŸlu'nun Girne Dome Oteli'ndeki akÅŸam yemeÄŸine katılacaklar.Â
button