ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2011 00:00
MHP Lideri Devlet Bahçeli, hükümetin Van’daki çalışmalarını eleştirerek, “2. Van depremi (5.6’lık deprem) bir cinayettir ve bunun faili de hiç şüpheniz olmasın ki Adalet ve Kalkınma Partisi’dir” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Suriye ile yürütülen diplomatik ilişkilere de “Bayrağımızın yakılması, gururumuzun çiğnenmesinin vebali de Başbakanın omuzlarında olacaktır” tepkisini gösterdi, özetle şunları söyledi:
Van-Erciş makyajı aktı
- Van’da meydana gelen deprem afeti AKP’nin başarısızlığını tescil etmiştir. Özellikle ikinci Van depremi affedilemez ihmal ve aymazlıklar neticesinde canımızı yakmıştır. Felaketin başından beri yanlış teşhisler, yapılan siyasi gösteriler depremin faturasını ağırlaştırmıştır. AKP, Van ile Erciş arasında erimiş ve makyajı akmıştır. Dünyanın yardımına koşma iddiasında bulunan AKP, Erciş’in, Van’ın elinden dahi tutmakta zorluk çekmiştir. Başbakan sırf güçlü görünmek için uluslararası yardımları başta reddetmiştir. Çocuklar, analar, babalar acılar içinde kıvranırken, AKP ne yapabileceğini test etmeye ve gücünü sınamaya kalkışmıştır. Vatandaşlarımız can derdindeyken, AKP kendini deneme derdine düşmüştür.
Cem’in hesabını kim verecek
- Başbakan hasarlı binalara girerek hayatlarını toprak ve beton yığınlarının altında bırakan vatandaşlarımızın vicdani sorumluluğunu nasıl taşıyacaktır? Yalnızca görevlerini yapmak maksadıyla bölgeye gelen ama deprem çöküntüsünün altında kalan DHA’nın değerli temsilcileri Sebahattin Yılmaz ile Cem Emir’in ve Japonya’dan gelen yardım gönüllülerinin hesabını kimler verecektir? Önlem almayan, hasarlı binaları görmezden gelen, kaosa ortam hazırlayan AKP Hükümeti’dir. Başbakan, asıl sorumluyu görmek isterse, boy aynasına bakması yeterli olacaktır. Madem Başbakan Erdoğan müsebbiplerin yakasından tutmaya bu kadar meraklıdır, o zaman hemen harekete geçip kendi bakanlarından ve Van Valisi’nden işe koyulmasına herhangi bir mani olmayacaktır.
‘One man şov’u gösterimde
- Vanlı kardeşlerimizin takati tükenmişken, fütursuzca gelecek yılın ağustos ayına kadar dayanmalarının tavsiye edilmesi kabulü mümkün olmayan bir vicdansızlık örneğidir. Çadırda kalmaya meraklı ve ‘Sarayda oturuyorsunuz’ diyerek kardeşlerimize istihzayla yaklaşan AKP’nin bir bakanı gerçekten de bu niyetinde samimiyse, vatandaşlarımızla aynı kaderi paylaşacak iradeyi ahlaken göstermekten kaçınmamalıdır. One minute’tan sonra, gösterime ‘one man şov’ sokulmuştur. Başbakan Erdoğan, şimdiden cumhurbaşkanlığı hesaplarıyla kafasını meşgul etmemelidir.
Suriye ateşi körükleniyor
- Başbakan kimi dost ya da kardeş olarak ilan ettiyse sırtından hançerlemiştir. Çadırlarında diz dize oturduğu Kaddafi’yi en ağır eleştiren, kardeşi Esad’ı sözleriyle kurşun gibi vuran Erdoğan olmuştur. Başbakan’a yaklaşan, dokunan ve dostu olan kim varsa bir zaman sonra sonu gelmiş ve koltuğundan düşmüştür. Suriye’deki taşkınlıklar neticesinde bayrağımıza el uzatan şerefsizlerin bu cüretleri yanlarına bırakılmamalıdır. Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir. AKP Hükümeti Suriyeli muhalifleri yönlendirmekte, içişlerine karışmakta ve yanan ateşi körüklemektedir.