Güncelleme Tarihi:
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Anayasa'da yapılacak değişiklik kapsamında, durumun daha da net ifade edilmesi için Anayasa'nın 42'nci maddesine "yükseköğrenim" ifadesini de koyacaklarını bildirdi.
Bozdağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, teklife son şeklini vermeye çalıştıklarını ifade ederek, "Anayasa'nın eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42'nci maddesine, 'yükseköğrenim' ifadesini koyuyoruz" dedi.
Bugün CNN TÜRK'te Gürkan Zengin'in sorularını yanıtlayan AKP'nin anayasa taslağını hazırlayan Bilim Kurulu'nun Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, Anayasa'nın 42'nci maddede yapılacak değişiklikte "yükseköğretim" ifadesinin geçmemesinin, "serbestiyi ortaöğretime kadar genişletebileceği" uyarısında bulunmuştu.
Anayasa'nın 42'nci maddesine "yükseköğretim" ifadesinin konulması gerektiğini söyleyen Özbudun, üniversite öğrencilerinin reşit olmayan ortaöğretim öğrencilerinden farklı değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmişti.
MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı, gazetecilerin, "Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, düzenlemede 'yükseköğrenim' ifadesinin bulunması gerektiğini savunuyor" sözlerine, "Bulunmasında gerek olsaydı koyardık" karşılığını vermişti.
AK Parti TBMM grup toplantısından ayrılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, gazetecilerin bu yöndeki sorularını yanıtsız bırakmıştı.
HUKUKEN VE SİYASETEN YANLIŞ DEMİŞTİ
AKP'nin anayasa taslağını hazırlayan Bilim Kurulu'nun Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, AKP ve MHP'nin üniversitelerde türban yasağını kaldırma formülünün hukuken ve siyaseten sakıncalı olduğunu söyledi.
AKP ve MHP, yasağın kalkması için Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddeleri ile Yüksek Öğretim Yasası'nın ek 17'nci maddesinin değiştirilmesi konusunda mutabakata vardı.
CNN TÜRK'te yayınlanan "Editör" programında Gürkan Zengin'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özbudun, 42'nci maddede yapılacak değişiklikte "yükseköğretim" ifadesinin geçmemesinin, "serbestiyi ortaöğretime kadar genişletebileceği" uyarısında bulundu.
Anayasa'nın 42'nci maddesine "yükseköğretim" ifadesinin konulması gerektiğini söyleyen Özbudun, üniversite öğrencilerinin reşit olmayan ortaöğretim öğrencilerinden farklı değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Özbudun, maddenin uygulanması konusunda, kişilerin "iyi niyet" beyanlarının anayasal güvencelerin yerini tutmayacağının da altını çizdi ve bir takım kriterlerin Anayasa'ya konulması gerektiğini vurguladı.
ÇARŞAFLI GERİLLA KIYAFETLİ DE GİRER
Özbudun, YÖK Kanunu'nun ek 17'nci maddesinde yapılacak değişikliğin ise, üniversitelere çarşafla girişin önünü açabileceğini kaydetti.
Bu maddede yapılacak değişiklikle üniversiteye peçe, sarık ve cüppe ile girişlerin engellenebileceğini kaydeden Özbudun, ancak düzenlemenin çarşaf, hatta istenirse Nazi veya gerilla kıyafetiyle üniversiteye gidilmesine bile engel olamayacağını kaydetti.
Özbudun, "Üniversiteye çağdaş kıyafetle girilir ve ama baş ve boyun nahiyesinin kapatılması yasaklanamaz, gibi bir formül kullanılabilirdi" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin YÖK Kanunu'nda yapılacak bir değişikliği esastan ve şekilden inceleyebileceğini söyleyen Özbudun, "Ama ortada Anayasa'nın böyle bir düzenlemeye müsaade eden hükmü olursa, nasıl olur da Anayasa'ya aykırılık bulur, bilemiyorum" dedi.
Mevcut Anayasa Mahkemesi ve yargı kararlarının Anayasa değişikliğiyle etkisiz kılınabileceğini belirten Özbudun, yargının yeni anayasal düzenlemeye uygun karar vermekle mükellef olduğunun altını çizdi.
"Bu konunun Türkiye'yi lüzumundan fazla gerdiği bir gerçek" diyen Özbudun, AKP ve MHP'nin mevcut formülünün "bazı şüpheleri artıracak bir ilk adım olarak görüleceği" yorumunda bulundu.
Özbudun, bu şüpheleri şöyle aktardı: "(Türban serbestisi) Bugün yükseköğrenime, yarın fırsat geldiğinde ortaöğretime uyarlanacaktır. Öbür gün kamu yönetimine... Gitgide Türkiye'de İslami bir hayat tarzı empoze edilecek".
Kendi adına bu şüpheleri şu ana kadar "abartılı" bulduğunu aktaran Özbudun, ama toplumun önemli bir kesiminde ciddi endişeler olduğunu vurguladı.
Özbudun, bunu ortadan kaldırmak mümkün olmasa bile asgariye indirecek düzenlemelerin gerekli olduğunu belirtti.
"Türkiye'de deniliyor ki; üniversitelerde türban yasağı kalkarsa öyle fiili baskılar oluşacaktır ki başını örtmeyenler üzerinde, özellikle taşra üniversitelerinde başını örtmemek pratikte imkansız hale gelecektir" diyen Özbudun, bu endişelerin "meşru" bir endişe olduğunun inkar edilemeyeceğini ve yok sayılamayacağını belirtti.
Özbudun, sivil anayasa çalışmaları sırasında da taslağa "kılık kıyafetin serbestliği"yle ilgili bir sınırlama kriteri koymadıklarını, daha sonra bunun bir "hata" olduğunu farkettiklerini belirtti.
Özbudun, AKP'nin geçtiğimiz eylül ayında Sapanca'da yaptığı sivil anayasa toplantısında, bu endişeleri gidermek için taslağa "başkalarının hürriyetlerinin korunması amacıyla" veya "başkalarının hürriyetlerine müdahale etmemek kaydıyla" gibi ifadelerin konulmasını önerdiğini belirtti.
Özbudun, taslağa "ceza mevzuatı ve genel ahlaka aykırı olmamak" ifadelerini koyarak da İnkılap Kanunları'nı korumayı düşündüklerini belirtti.
"Bunun dahi yeterli olmadığı kanısına vardım" diyen Özbudun, "Buna ek kriterlerin Anayasa'da yer alması gerektiğini medyada savundum" dedi.
Özbudun, AKP ve MHP'nin mevcut düzenlemesinin bu kriterlere uygun olmadığını belirtti.