Güncelleme Tarihi:
SÖZCÜ gazetesi yazarı Aytunç Erkin, FETÖ yapılanmasını anlattığı ‘Dayının Casusları’ adlı kitabında ‘418 numaralı odanın sırrı’nı da yazdı. Erkin, darbe girişiminden iki gün önce, yani 13 Temmuz 2016’da Sözcü gazetesinde ‘İşte kumpasların imzaları’ başlıklı bir haber kaleme aldı. Haber, Ergenekon sürecinde sahte Danıştay suikastı şemasına ‘Aslı gibidir’ raporu veren isimleri konu alıyordu. Bunlardan biri dönemin Genelkurmay eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Yıldırım, diğeri ise Deniz İstihbarat Binbaşı Hüseyin Yıldırım’dı. Aynı isimlerin, İstanbul ve İzmir’deki ‘Askeri Casusluk’ davalarında da kumpasa uğrayan meslektaşları aleyhindeki raporlarda imzaları vardı.
İÇERİDE NELER VAR NELER!
Hüseyin Yıldırım’ın darbe girişiminden tutuklanmasının ardından Genelkurmay Karargahı’ndaki 418 numaralı odada arama yapıldı. Odada deyim yerindeyse yok yoktu! ‘Dayının Casusları’ adlı kitabındaki anlatıma göre, FETÖ’cülerin TSK’daki yapılanmasıyla ilgili istihbari mahiyette 48 maddelik not saklanmıştı. Hüseyin Yıldırım’ın cüzdanının içerisinde ‘Kıtmir’ (Yedi Uyurlar olarak da bilinen Eshab-ı Kehf’in köpeğinin ismi) duası çıkmıştı ve bu birçok Fetullahçının üzerinden çıkan duayla aynıydı. Ayrıca örgütün yapılanmasıyla ilgili, 231 sayfa şikayet, mektup ve bilgi notları da bulunmuştu! Aytunç Erkin’e göre, Deniz Yarbay Hüseyin Yıldırım örgütün en önemli ‘casuslarından’ biriydi.
FETÖ'NÜN NOTLARI BUHAR OLMUŞTU
Odadan çıkanlardan biri de Yarbay Selçuk Çakmaklı’nın 2007’de üstlerine sunduğu FETÖ’cülerin TSK’daki yapılanması ve hedef aldıkları askerlerle ilgili notlardı. Yarbay Selçuk Çakmaklı’nın üstlerine sunduğu bu notlar, bir anda kaybolmuş, deyim yerindeyse buhar olup uçmuştu. Örgüt, kendisiyle ilgili bilgileri yok etmiş, sonrasında ise bu bilgileri üstlerine teslim eden Hava Yarbay Selçuk Çakmaklı’yı, ‘Karargah Evleri’ adı verilen kumpas soruşturmayla tutuklamıştı.
ÖZKÖK'E AĞIR SUÇLAMA
Kitaptaki iddialardan biri de Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök ile ilgili. Aytunç Erkin, emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün bilerek ve isteyerek FETÖ’ye yardım ettiği iddiasını ortaya atıyor. Buna gerekçe olarak Özkök’ün, Fetullahçıların yolladığı ihbar mektuplarını ciddiye almasını ama TSK’dan istifa etmek zorunda kalan Tümgeneral Reha Taşkesen’in görevdeyken hazırladığı raporları kabul etmemesini gösteriyor. Aytunç Erkin bir de şu soruyu soruyor: “Hilmi Özkök, TSK’yı yönetirken 2006-2007 arasında tümgeneral görevinde olan Cengiz Arslan üzerinden Fetullahçılar ile görüştü mü?”
TÜRKİYE'Yİ İŞGAL EDECEKLERDİ
Aytunç Erkin, “Dayının Casusları” isimli kitabında örgütün Gladyo ile olan bağlarını ortaya koyduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu kitapla, örgütün 1970’lerden bu yana nasıl geldiğini, Seferberlik Tetkik Kurulu, Özel Harp Dairesi, Komünizmle Mücadele Dernekleri üzerinden bir Gladyo yapılanması olduğunu anlatmaya çalıştım. Bunlar siyaseti kullanarak Gladyo dediğimiz yeraltı örgütünü legal hale getirip, aslında medya, yargı ve TSK’ya çöktüler. Şimdi düşünsenize, bir örgüt MİT’e neden elemanını yollar? İçinden ne bilgi almak ister? O bilgileri nerede kullanmak ister? O yüzden bunlara aslında Fetullahçı Terör Örgütü yerine ‘Fetullahçı Terör Örgütü Casusluk Yapılanması’ denilmesi lazım. Türkiye’deki bu operasyonların arkasında Amerikan emperyalizminin olduğunu burada da gördük. Bu örgütün güçlenmesini, bu örgütün başta Türkiye’de TSK’ya operasyon yapmasını neden istediler?
TSK OYUNLARINI BOZACAKTI
Çünkü TSK bölgede ABD’nin tüm oyunlarını bozacak bir kuvvete gelmişti. İşte Fetullahçı Terör Örgütü’nün, darbede merkezinin Akıncı Üssü ve İncirlik olmasının anlamı budur. O yüzden bu kitaba okuyan, belgeleri görenler, bu örgütün sadece TSK’yı değil, Türkiye’yi işgale hazırlandığını görecek. Hizmet insanı diye bir bölüm var, Fetullah’ın kendi yazdığı kitabında. Diyor ki, ‘Hizmet insanı davası için ölümü göze alır, davası için canını, cananını her şeyini yok edebilir, her şeyden vazgeçebilir ve bunu da kutsal bir görev için yapar.’ Hizmet insanın tanımı aslında bunların kılavuzu olmuştu. Okuyucular bu yapının farkını anlayacak. Generallerin, iş insanlarının, yargı mensuplarının Fetullah’ın arkasından neden gittiğini görecekler.”