Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’da elektrik ustası olarak çalışan 40 yaşındaki Faik Öz, 1994 yılında ’Terör örgütüne üye olmak’ iddiasıyla polis tarafından gözaltına alınıp yaklaşık 25 gün gözaltında kaldıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 24 Şubat 1994 tarihinde tutuklanarak Diyarbakır 3 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanan Faik Öz, 414 gün tutuklu kaldıktan sonra 13 Nisan 1995 tarihinde beraat etti.
300 BİN LİRA TAZMİNAT İSTEDİ
Faik Öz, serbest bırakıldıktan 17 yıl sonra Maliye aleyhine ’Haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası açarken, işlemediği bir suçtan dolayı haksız ve hukuka aykırı olarak tutuklandığını söyledi. Mahkemeye başvuran Faik Öz’ün avukatı Suzan Erik, müvekkilinin tutuklu kaldığı süre zarfında maddi ve manevi zarara uğradığını belirtti. Faik Öz’ün elektrikçilik yaparak geçimini sağladığı belirtilen dilekçede, "Tutuklandığı için ailesinin geçimini sağlayamadı ve ailesi borçlandı. Bu sürede kendisi ve ailesi büyük mağduriyet yaşadı. Müvekkil bu sürede Diyarbakır ve Gaziantep cezaevlerinde kaldı" dedi.
Dilekçede, Faik Öz’ün haksız yere 414 gün hapis yatmasının karşılığı olarak 100 bin TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere 300 bin lira tazminat istendi.
414 GÜN KARŞILIĞINDA 33.84 LİRA TAZMİNAT
Davanın Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi ardından naip hakim aracılığıyla, Maliye Hazinesine karşı yargılama yapıldı. Yargılamayı yapan hakim maddi tazminatın hesaplanması için dosyayı bilirkişiye gönderdi. Dosyayı inceleyen bilirkişi, daha sonra raporunu hazırlayarak mahkemeye gönderdi. Raporda, Faik Öz’ün tutuklu kaldığı tarihlere ilişkin maddi kaybı ile ilgili itibar edilebilecek belge ibraz edemediğinden, tazminata konu işlem tarihindeki yaş durumu dikkate alınarak asgari ücret tarifesi uygulandığı belirtildi. Dönemin asgari ücret tarifesi üzerinden hesap yapan bilirkişi, Faik Öz’ün tutuklu olduğu 414 gün süresince toplam maddi kazanç kaybının 33.84 lira olduğunu belirtti.
İKİNCİ RAPORDA MADDİ KAZANÇ KAYBI 32 BİN 440
Bilirkişi raporunda çıkan sonuca itiraz eden Faik Öz’ün avukatı Suzan Erik, "Rapor asgari ücret üzerinden hesaplanmış. Müvekkil bugünkü para ile günlügü 100 liraya çalışıyordu. Hesaplamanın asgari ücretten yapılması hukuken uygun olmadığı gibi, hakkaniyete de aykırıdır. Müvekkil tutuklandığı zaman 18 yaşından küçük ve evliydi. İlk çocuğu doğduğu zaman cezaevinde bulunuyordu. 414 gün gibi fahiş bir süre cezaevinde kalmıştır" dedi. Yapılan itiraz üzerine Naip Hakim dosyayı yeniden incelenmek üzere başka bilirkişiye gönderdi. Bunun üzerine ikinci kez hesaplama yapan bilirkişi mahkemeye gönderdiği raporda, Faik Öz’ün maddi kazanç kaybının 32 bin 440 lira olduğunu belirtti.
DAVA ZAMAN AŞIMINDAN REDDEDİLDİ, MAĞDUR BORÇLU ÇIKTI
Raporun gelmesi ardından dosya Naip Hakim tarafından karar verilmek üzere mahkeme heyetine gönderildi. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, Faik Öz’ün Yalova’da ikamet etmesi nedeniyle yetkisizlik kararı verdi. Mahkeme dosyayı görüşülmek üzere Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dosyayı görüşen Yalova Ağır Ceza Mahkemesi, Faik Öz’ün beraat ettiği tarihten tazminat davasının açıldığı tarihe kadar 17 yıl zaman geçtiğini belirterek, zaman aşımı gerekçesiyle davayı reddetti. Dava ile ilgili gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, Faik Öz’ün beraat kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde dava açması gerektiği halde bu süreyi aştıktan sonra dava açtığını belirterek, "Bir hakkın ucu açık bir şekilde aranmasının hukuk kriterleri, zaman aşımı kuralları ve hukukun işleyişi bakımından mümkün olmadığı gözetilmiştir. Bu nedenle davanın süre yönünden reddine yönelik hüküm kurmak gerekmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Mahkeme, Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’nin benzer kararını dikkate alarak Maliye avukatının vekalet ücreti 3 bin TL’nin de Faik Öz’den tahsil edilmesine karar verdi.
DOSYA YARGITAY’DA
Davanın reddedilmesi üzerine Faik Öz’ün avukatı Suzan Erik Yargıtay’a temyiz başvurusu yaptı.Temyiz dilekçesinde müvekkili hakkında verilen kararın kesinleşme şerhinin süresi içinde tebliğ edilmediğini belirten Erik, şöyl konuştu:
"İdare kesinleşme şerhi işlemini tebliğ etmekten imtina ettiği için müvekkil zamanaşımı sorununa maruz kalmıştır. Dosya ezber bir şekilde incelenmiş ve ret kararı dahi makul bir gerekçeye dayandırılmamıştır. Mahkemenin verdiği karar açık bir şekilde yasa ile bağdaşmamakta ve telafisi mümkün olmayan bir hukuk girdabına sebep olmaktadır."