40 yıllık Sabiha Deren itirafı

Güncelleme Tarihi:

40 yıllık Sabiha Deren itirafı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2000 00:00

Haberin Devamı

Gazeteci Hakkı Devrim, ‘‘Fısıltı Gazetesi’’ köşesinin yazarı Sabiha Deren'in kendisi olduğunu itiraf etti. Devrim’i sivri dili nedeniyle mahkemelerde süründüren Sabiha Deren, kindar olmayan, küçümsemeyen, şakayla karışık üslubuyla verdiği fısıltı haberleriyle bir zamanlar çok canlar yakmıştı.

RADİKAL Gazetesi'ndeki Cihannüma Köşesi'nde ve CNN Türk'teki sohbetlerinde ‘ihtiyar delikanlı’ kimliğiyle tanıdığımız, ‘dil ustası’ Hakkı Devrim, 40 yıl önce Sabiha Deren takma ismiyle 'Fısıltı Gazetesi' köşesi yazdığını itiraf etti.

Demokrat Parti'nin iktidardaki son yıllarında Hakkı Devrim, gazetecilikteki ustası Cihat Baban'dan Tercüman Gazetesi için ilginç bir teklif alır. Hakkı Devrim, o yıllarda France Soir Gazetesi'ndeki ünlü kadın dedikodu yazarı Carmen Tessier'yi örnek alan bir köşe hazırlayacaktır.

Tessier'nin köşesini 7 sekreterin yardımıyla hazırladığını öğrenen Hakkı Devrim, maaşların bile doğru dürüst ödenmediği bir dönemde, Baban'ın gerekli tahsisatı yapmadan kendisini Fransa'nın en çok okunan köşe yazarı ile karşılaştıracağını bildiğinden, bu teklifi kabul etmez.

Yeni Sabah Gazetesi'ne geçtiğinde ise yüksek bir satış rakamı yakaladığı halde 'Kadıköy vapurunun lüks salonunda okunma' prestijini yakalayamayan gazetesini Nişantaşı ve Kadıköy'de de okutmak için çareler ararken, eski ustasının teklifi aklına gelir.

EKİPTEKİ ÜNLÜ İSİMLER

Fikrini gazetenin patronu Safa Kılıçlıoğlu'na açar. Pek heveslisi olmadığı halde, Babıali'de adet olduğu üzere fikrin hayata geçirilmesi sahibine düşer. Hakkı Devrim bu kez Kılıçlıoğlu'ndan 'örtülü ödenek' gibi bir tahsisat koparmayı başarır. Bir ekip kurar.

Seyfettin Turhan, Nimet Arzık ve Nezihe Araz gibi ünlü isimlerin olduğu güçlü bir kadro Devrim'e haber yağdırmaya başlar. Haberlerin toplanması işin yarısı ise Hakkı Devrim tarafından muzip bir üslup ve ince bir şaka ayarıyla yazılması da diğer yarısıdır. Ancak Hakkı Devrim, bu ekip işinin altına kendi imzasını atmayı istemez.

SABİHA DEREN'İN DOĞUŞU

O zamanlar fısıltı haberleri kadınların tekelinde olduğu için takma bir kadın ismi kullanır: Sabiha Deren.

Yıllarca ortalığı birbirine katan, kimliği en çok merak edilen Babıali şahsiyetinin fotoğrafını yabancı bir ajanstan bulur: Elinde tavası olan muzip ifadeli bir kadın.

Eli tavalı bu kadının köşesinde yazdıkları yıllarca ortalığı karıştırır, hakkında davalar açılır.

ÇOK CANLAR YAKTI

Canları yanan politikacılar, kulislerde ‘Kim bu cadaloz?’ diye kafa patlatırlar. O dönemin patavatsızlığı ile meşhur DP Rize Milletvekili Osman Kavrakoğlu ise Sabiha Deren'in kim olduğundan emindir. Kavrakoğlu, 'Ben onu liseden tanırım. Hatta biz ona kıllı Sabiha derdik' deyince Sabiha Deren'in sivri dilinden nasibini alır.

Hakkı Devrim, Sabiha Deren'in yerine davalara çıkmak zorunda kalınca, davalardan birinde çekilen fotoğrafı, 'İşte Sabiha Deren' diye Cumhuriyet Gazetesi'ne basılır.

İSİM HAKKI DAVASI

Sabiha Deren takma ismi o kadar tutulur ki Yeni Sabah'tan ayrılan Hakkı Devrim ile gazetenin patronu Kılıçlıoğlu arasında isim hakkı davasına bile neden olur. Babıali'nin Nezih Demirkent gibi ünlü isimleri şahitlik yaparlar mahkemede. Hakkı Devrim daha önce örneği görülmeyen bu davanın sonucunun ne olacağını kara kara düşünürken, 4 ya da 5'inci celsenin sonunda hakim Hakkı Devrim'e ‘‘Hakkı Bey ben bu davadan çok memnunum. Bu sayede Babıali'nin ünlü isimleri buraya geliyorlar, tanışıyoruz. Ama bakın kaç celse oldu Sabiha Hanım daha gelmedi’’ diye yakınınca, Hakkı Devrim, ‘‘Eyvah daha müstear isim olduğunu bile anlamamış’’ diye iyice telaşlanır. Dava daha sonra Babıali usulü tatlıya bağlanır. Hakkı Devrim, köşesine haftalık Meydan Gazetesi'nde devam eder.

BİR TEK YANLIŞ HABER

Sabiha Deren'in yazdığı fısıltı haberleri, biri dışında hep doğru çıkar. Celal Bayar, idam hükmü müebbete çevrilmiş cezaevinde yatarken, kızı Nilüfer Gürsoy'un ABD Büyükelçisi ile Ankara Palas'ta dans ettiği haberini alır. Haber çıktıktan sonra öğrenirler ki Nilüfer Hanım, Ankara Palas'a o gün adımını atmamıştır. Dans fotoğrafını bulurlar. Büyükelçi Amerikalı bir misafiri ile dansetmektedir. Misafir, Nilüfer Hanım'a ikizi kadar benzemektedir. Görgü tanıklarını yanıltan, bu benzerlik olmuştur. Hakkı Devrim, Nilüfer Hanım'dan özür diler.

Daha çok Sabiha Deren, olmalı

Hakkı Devrim, Sabiha Deren olduğu yılları müthiş bir keyifle anıyor. Peki 2000 yılında böyle bir köşe cazip olmaz mı?

‘‘Hakikaten bugün dünya çapında modacısı, dünya çapında piyano virtüözü, dünya çapında kıçını sallayan şarkıcısı, ağır ağır dünya çapında olmaya başlayan romancıları ve hatta Nobel ödülünü de hak etmiş romancılarımız var. İstanbul her çeşitten insanın ön plana çıkabildiği bir megapol oldu. Hatta şuna da seviniyorum ki siyasetçiler biraz geri planda kalıyorlar. Bu tür köşeler bugün niye yok diye hayret ediyorum. Hakikaten bugün de olması gerekir. Daha çok olması gerekir. Çünkü bugün Türkler birbirlerini daha çok merak ediyorlar. Gizli gizli konuşulacağına, küçümsemeden, kindar olmadan, şakayla karışık yazılması daha dürüst bir tavırdır. Yaraların cerahatlenme tehlikesi olmadan erken temizlenmesi faydasını da getirir.’’

Peki kendisi talip mi? Hayır. Artık değil. ‘‘Bunu yapacaklar mutlaka vardır’’ diye düşünüyor. Kendini geri planda tutan birer FBI ajanı gibi çalışan muhabirlerden oluşan bir ekibin takma isim altında yazacağı 'fısıltı haberlerinin' gazeteleri ve ortalığı çok şenlendireceğini söylüyor.

Binlerce fısıltı haberi yazdı

Sahiba Deren binlerce haber yazar. Hakkı Devrim hakim karşısına çıkar. Hiçbirinden mahkum olmaz. Sabiha Deren, Adnan Menderes'in evini Hindistan sefaretine kiraladığını yazar. Adnan Menderes köpürür. Safa Kılıçlıoğlu'nu arar. Kılıçlıoğlu eli tavalı yazarını savununca Başbakan'la araları açılır.

Sabiha Deren 1960'da MGK üyelerini de affetmez. Albay Haydar Tunçkanat, hukuki bir ihtilafta hakemlik yapmaya kalkıp, bir de kendisine hakemlik ücreti olarak 150 bin lira takdir edince, Sabiha Deren'in alayından kurtulamaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!