A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2006 12:22
Yeni neslin başarılı piyanisti olarak gösterilen, Avrupa ve ABD'deki konserleriyle geniş kitlelere hitap eden sanatçı Burçin Büke, 1977'de kazandığı yarışmanın ardından verilen “Harika Çocuk” lakabının 40 yaşına gelmesine rağmen devam ettiğini söyledi.
Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nın sezon açılış konseri için Adana'ya gelen Burçin Büke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Harika Çocuk” adlı sınavı kazanmasının ardından 1982'de 11 yıllık Ankara Devlet Konservatuvarı'nın Yüksek bölümünü 5 yılda tamamladığını, söyledi.
Büke, mükemmele ulaşmanın her branşta zor olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Belki başarılarım nedeniyle 40 yaşıma gelmeme karşın 'harika çocuk' lakabı kullanılıyor. Ben bu lakaptan mutlu değilim, çünkü kendimi harika değil, kabiliyetli görüyorum. Çünkü klasik batı müziğinin harika çocukları Mozart ve Beethoven gibi besteciler. Buna karşın çocuksu ruhu kaybetmemeye çalışıyorum. 15 aylık oğlumla çocuklar gibi eğlenebiliyorum. Ben çocukluğumu kaybedersem, pozitif enerjimi de kaybetmiş olurum.”
Büke, sahnede de rahat olmayı sevdiğini, Türkiye'de yapamasa bile Avrupa konserlerinde tişört, kot pantolon veya şortla konsere çıkabildiğini dile getirdi. Büke, “Türkiye'de smokin giyiyorum ancak, papyon takmıyorum. Çünkü kendimi rahat hissedemiyorum. Eğer papyonun başarı getireceğine inansaydım 10 tane takardım” dedi.
Büke, salonu dolduran seyircilerin de rahat olması gerektiğini, öksürmek isteyenlerin kendilerini tutmasının anlamsız olduğunu, çünkü, o seyircinin konser sonuna kadar müziği anlamadan rahatsız şekilde koltuğunda oturmak zorunda kalacağını söyledi.
MÜZİK BAŞLAR, SİYASET BİTER
Büke, ABD'de 11 Eylül saldırılarını anma törenlerinde 2 yıl üst üste konuk sanatçı olarak davet edildiğini, bu yıl da aynı davetin geldiğini ancak, kabul etmediğini belirtti.
ABD'deki konserin kariyeri için çok önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Büke, şöyle devam etti:
“11 Eylül saldırılarının anma töreninde Müslüman bir piyanistin 2 yıl üst üste davet edilmesi şaşırtıcıydı. Amaç insanlara güzel bir şeyler sunmak. Ben gidip politika yapmadım veya olaya politik bakmadım. Müziğimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. İnsanlar müziği düşünürken siyaseti düşünmüyorlar. Belki konserden önce Müslüman bir sanatçı olmam nedeniyle kafalarda sorular vardı. Ancak, sahneden indiğimde bu soruların olmadığını onların yüzlerinden anladım. Müzik başlayınca, siyaset bitiyor.”
3 YENİ CD ÇALIŞMASI
Daha önce “My Dream”, “Personal Touch” ve son olarak “It's me” adlı 3 albüm çıkardığını anımsatan Büke, yeni albüm çalışması için gelecek hafta stüdyo kayıtlarına başlayacağını söyledi.
Çalışmaları halka klasik batı müziğini sevdirme yönünde sürdürdüğüne dikkati çeken Büke, “Yeni çıkan albümüm 3 cd'den oluşacak. Birincisi, (Çocuklara Mozart), diğeri (Klasik'ten Jazz'a), Chopin ile başlayıp, Duke Ellington'a uzanan bir yelpaze sunulacak, son olarak Rus bestecilerinin eserlerini yer aldığı bir cd sunulacak” dedi.
Büke, yeni albümün aralık ayında müzikseverlerle buluşacağını belirtti.
MOZART'IN YANINDA DARBUKA OLMAZ
Büke, popülerizm elde edebilmek ve ticari kaygılar nedeniyle bazı sanatçıların Mozart, Beethoven, Schopen gibi bestecilerin eserlerine darbuka eklediğini, bunun son derece yanlış tutum olduğunu vurguladı.
Bu sanatçıların 400-500 yıl önce eserlerini yazdığını anımsatan Büke, şunları söyledi:
“Mozart, o kadar dahi ki bir gecede senfoni yazıyormuş. İstese darbuka sesinden de ilham alırdı. Müziği sevdirmek için yanlış yolu tercih ediyoruz. Artık, sponsorlar projelere bakıyor. Burçin Büke diyorsunuz, yanında şu da çıksın diyorlar. Biraz daha bilet, daha fazla tanıtım olsun diye yapılıyor. Darbukayla karışım popülerizm ve ticari kaygılarla yapıldı. Ben darbukayı alaturka müzikte, dansöz arkasında severim. Ama Mozart'ın yanında darbuka olmaz.”
MİLLİ MAÇ ÖNCESİ SENFONİ
Büke, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasında kültür ve sanatın da önemli yeri bulunduğunu, bu anlamda Türk müziği ve klasik batı müziğiyle ilgili yapılan çalışmaların iyi tanıtılması gerektiğini dile getirdi.
Yurtdışındaki çok sayıda kişinin Türkiye ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını dile getiren Büke, “Suç, tanımadıkları için Avrupalılar'da değil, bizde. Milli Takımın Avrupa'da popüler bir takımla yaptığı maç öncesi senfoni orkestrası konseri verebilir. Maç öncesi pop müzik yerine klasik müzik neden tercih edilmesin?” diye konuştu.
BURÇİN BÜKE
İlk konserini 10 yaşında veren Burçin Büke, 1979'da Sofya Müzik Festivali'nde Türkiye'yi başarıyla temsil etti. 1982'de konservatuvarı 5 yılda bitirdikten sonra, Devlet bursuyla Almanya'nın Hannover şehrinde Müzik Akademisi'nde okumaya hak kazandı. Sanatçı, 1992'de Hannover Müzik Akademisi'nin solistlik sınavında ise birinci oldu.
Berlin'de kurulan “Color of Music” adlı oda orkestrasının solist ve kurucuları arasında yer alan sanatçı, Kuzey Almanya Radyo Orkestrası, Langenhagen Festival Orkestrası, Lanciano Festival Orkestrası ve Hannover Big-Band orkestralarıyla turnelere çıktı. Sanatçının 2002 yılında New York'ta Carnegie Hall'da verdiği konser, ABD basınında geniş yankı buldu. Büke, 1996'da Londra'da, 2002'de ise New York'ta “Steinway-Sons” sanatçısı oldu.
Burçin Büke, 2000-2003 yılları arasında Selanik Konservatuvarı'nın düzenlediği Uluslararası Piyano Festivali'ne eğitmen ve solist olarak katıldı.