40 günlük bebekle yarışa gittim

Güncelleme Tarihi:

40 günlük bebekle yarışa gittim
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2020 07:00

İlkokul yıllarında başlayan arabalara merak, ilerleyen yıllarda yarış pistlerine taşınmış. 30 yılı aşkın süredir yarış pistlerinde, zorlu parkurlarda 300’e yakın macera ve onlarca madalya, kupa, ödül... Ralli sporuna olan merakıyla tanınan AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ve eşi Füsun Erim, Aile Meclisi’nin bu haftaki konuğu. Füsun Erim “Ekşın bizim ailenin işi. Kucağımda 40 günlük bebekle yarışa gittim” diyor.

Haberin Devamı

Erim çiftinin hayatında yarış pistleri her zaman olmuş. Bekir Erim hemen her yarışa eşini de götürmüş. Hatta çiftin kızları henüz 40 günlükken yarış pistiyle tanışmış. O günü Füsun Erim tebessümle hatırlıyor: “Bekir yarışıyor, ben bebekle onu izliyorum. O heyecanın içinde kucağımda bebek, yarış temposu, gençlik de var elbette.” Füsun Erim bazı yarışlarda eşine co-pilotluk yapmış. Çift birlikte madalyalar kazanmış.

GÖRÜCÜ USULÜ TANIŞTIK
* Füsun Erim’i tanıyalım biraz.
Füsun Erim: 1963 yılında İzmir Karşıyaka’da doğdum. Küçük yaşta annemi ve babamı kaybettim. Liseyi Ankara’da teyzemin yanında okudum. Dokuz Eylül Üniversitesi’ni kazanınca yeniden İzmir’e gittim. Ekonomi bölümünden mezun oldum. Üniversite bitince de Bekir Bey ile evlendik. 36 yıldır evliyiz. Sencer ve Candan isimlerinde iki çocuğumuz var.

40 günlük bebekle yarışa gittim



* Eşinizle nasıl tanıştınız?

Görücü usulüyle tanıştık. Ben üniversiteyi yeni bitirmiştim, 21 yaşındaydım. Ortak bir aile dostumuzun nişanında tanıştık. Kısa bir sözlülük, nişanlılık ve 3-4 ay içinde evlendik.

Bekir Kuvvet Erim: Arkadaşımın evinde, televizyonun üstünde bir fotoğraf gördüm. Fotoğrafta Füsun. Hemen, ‘Bu kim’ diye sordum. Görür görmez etkilendim. Ortak bir aile dostumuzun nişanına gittim, Füsun’un da geleceğini bilerek. Orada tanıştık. Sonra bir yemek, hemen ‘Evlenelim’ dedim. Tanışmadan yıllar önce ilkokula giderken, Karşıyaka’da evlerine bir kasa şeftali götürmüşüm. Dedemler tanışıyormuş o sıralar ama şeftaliyi vermeye yukarı çıkmadığım için Füsun’u görmemişim. Bizim hikâyemiz evvelden yazılmış.

EMLAKÇILIK YAPTIM
* Çalışma hayatınız oldu mu?
Füsun Erim: Evlenince Nazilli’de yaşamaya başladım. Bekir Bey, İsabeyli’de iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Bölgesini çok sever, çok yoğun çalışır. 36 yıldır bu tempo hiç değişmedi. Kızım İstanbul’da üniversiteyi kazanınca ben İstanbul, Nazilli, Ankara arasında mekik dokumaya başladım. Emlak ofisimiz vardı. Eşim belediye başkanı olunca ilgilenemedi ve ofis de bana kaldı. 8 yıl emlakçılık yaptım.

Bekir Kuvvet Erim: Kadınların başaramayacağı bir iş yok. Hem çocuklarla ilgilendi hem de dişini tırnağına taktı emlakçılık yaptı. Bazen öylesine yoğun oluyordum ki bana, ‘Yatağını yorganını da götür belediyeye’ derdi.

EŞ BARIŞTIRMA, KIZ İSTEME
* Eşinizi hiç tanımayan birine hangi özellikleriyle anlatırsınız?
Füsun Erim: Bekir Bey aktiftir, sosyaldir, ailesine düşkündür. Halkı çok sever, her sorununa koşar. Bir gece saat 3’te kapımız çaldı. Bir komşumuz hastaneye götürülecek. Hemen çıktı evden. Karı koca barıştırma, kız isteme her şey onda. Anlayışlıdır.

Bekir Kuvvet Erim: Her şeyime çok karışır. Ne giydiğimden, ne yediğime içtiğime kadar. Şu sıralar en çok telefon konuşmalarımdan şikâyetçi.

Haberin Devamı

'EŞİME CO-PİLOTLUK YAPTIM'
* Füsun Hanım siz de katılıyor musunuz yarışlara?
Füsun Erim: Bekir tanıştığımızda siyasette değildi ama yarışlar hep vardı. 1989 yılında başlamış yarışmaya ama arabalara tutkusu gençlik yıllarına dayanıyor. Başlarda bana yabancı geliyordu. Hemen hemen bütün yarışlara gidiyor ve destek oluyorum. Eşim hızlı araç kullanır ama güvenli kullanır. Başkasının kullandığı araca binemem. Antalya’da düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise en büyük ve zorlu Rally Raid yarışlarından biri olan TransAnatolia’da Bekir Bey’e co-pilotluk da yaptım. Hiç tecrübem yoktu ama o yarışta ikinci olduk.

EGZOZDAN ZEHİRLENDİM
Bekir Kuvvet Erim: Sayesinde ikinci olduk. Çok tecrübeli co-pilotlar vardı, eşimin ilk deneyimiydi. İlerleyen zamanlarda üç yarışa daha girdik birlikte. Kızımın, oğlumun co-pilotluk yaptığı yarışlarım da oldu. Her zaman destek verdiler. Arabalara olan merakım beni yarışmaya itti. 32 yıldır da yarışıyorum. Dedem de arabalara meraklıydı. Araba kullanmaya başladığımda ayaklarım pedallara yetişmiyordu, altıma minder koyuyorduk. Çocukluktan gelen bir tutku benimki. Dedem 52 model araba almış İzmir fuarından. Gece ben uyurken gelmiş araba garaja almışlar. Yıl 1972, lisedeyim. Kış günüydü sabah indim garaja, çalıştırdım arabayı, sesini dinliyorum, siliyorum, temizliyorum. O ses ninni gibi geliyor bana. Hava soğuk olduğu için garajın kapısı da kapalı. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Egzoz kokusundan zehirlenmişim, hastaneye zor yetiştirmişler beni.  Aydın Otomobil Sporları Kulübü Derneği Kurucu Başkanlığı yaptım. Spor hücre gençleştiriyor. Kendimi zinde hissediyorum. Bu sporun en güzel tarafı, sonuncu da alkışlanıyor birinci de. Şimdiye kadar yaklaşık 300 yarışa katıldım.

40 günlük bebekle yarışa gittim


Haberin Devamı

KAZADAN SONRA HER ŞEYE YENİDEN BAŞLADIK
* Unutamadığınız bir yarış anısı var mı?
Füsun Erim: Unutmadığımız, ömrümüz boyunca da unutamayacağımız bir anımız var maalesef. Anı dediysem, öyle çok gülüp eğlendiğimizi düşünmeyin. Oğlum Sencer de meraklıydı arabalara. 5-6 yaşlarındayken İstanbul’a karting yapmaya gitmek isterdi, biz de götürürdük. O yaşlarda başladığı tutkusu, üniversitede de devam etti. Üniversite ikinci sınıftayken Ankara Kazan’da katıldığı yarışta büyük bir kaza geçirdi. Bekir Bey, Sencer’in co-pilotuydu. O kazadan sonra her şeye sıfırdan başladık. Sencer, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde 27 gün yoğun bakımda kaldı. Hayatımızda her şey sıfırlandı ama Sencer direndi, iki yıl sonra yeniden okula dönüp üniversiteyi bitirdi. Sistem Mühendisliği’nden mezun oldu. Çok zor bir dönemdi. Bekir Bey 2006’daki kazadan sonra 3 yıl yarışmaya ara verdi.

Bekir Kuvvet Erim: O korkunç günde, ben vardım co-pilot olarak oğlumun yanında. Çok yıpratıcı ve üzücüydü. Sencer’le üç yarış yaptık, dördüncü etapta kaza oldu. Kimseye karışmam aslında ama bir tek ona karıştım o gün, içimde hâlâ.

Haberin Devamı

TAS KEBABINI BANA BEKİR ÖĞRETTİ

Bekir Erim çok güzel et yemekleri yaparmış. Siyasetten sonra mutfaktan biraz uzak kalsa da fırsat buldukça girermiş. Füsun Erim “Rosto ve tas kebabı yapmayı bana Bekir öğretti” diyor: “Bana yemek tarifi verir, birlikte yemekler yapardık. Benim en büyük hobim yemek yapmak. Nerenin nesi meşhur bilirim.” Bekir Erim ise vakit buldukça yemek yapmaya devam ettiğini anlatıyor: “Mangal varsa zaten kimseye bırakmam. Çorba bende, salata sosunu her zaman ben yaparım. Öyle bir kabak tatlısı yaparım ki herkes parmaklarını yer. Şimdilerde vakit yok maalesef.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!