Güncelleme Tarihi:
CHP’li üyelerin boykot ettiği inceleme sonrası AK Parti’li Başkan Ayhan Sefer Üstün, “Sıcaklık 40 derece, yürümeye mecal yok askeri eğitim hak getire. İlave çadır kuracak alan yok” dedi. MHP’li Atilla Kaya ise “Kampın silahlı eğitim yerinden çok lojistik merkez olarak kullanıldığı kanaati edindim” diye konuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ve üyeler AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, AK Parti Konya Milletvekili Kerim Özkul ve MHP İstanbul Milletvekili Atilla Kaya, tartışmaların odağındaki Apaydın Kampı’nı ziyaret etti. Sefer Üstün, fiziki şartlar ve sıcak nedeniyle kampta askeri eğitim verilemeyeceğini savunurken, tek muhalif milletvekili Atilla Kaya, kampın lojistik merkezi olarak kullanıldığına yönelik izlenimlerini aktardı.
Mantar tabancası patlasa duyulur
Üstün, 3 saatlik ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Bu kampta 2 bin 764 kişi kalıyor. Yaklaşık 300 kişiye yakını asker, polis ve kamu görevlisi. Diğer kamplardan farkı yok. Bırakın burada askeri eğitim yapma gibi bir durumu, bir ilave çadır kuracak kadar alan bile yok. Burada fiziki şartlar zaten böyle bir eğitim vermeye müsait değil. İçeridekiler şunu söylediler: ‘Bu haberleri biz de duyuyoruz ve üzülüyoruz. Bizler Türkiye’deki siyasiler arasında bir ihtilafa sebebiyet vereceksek, şu anda buradan Suriye’ye gidip ölmeye razıyız. Bize sahip çıkan, bize kucak açan bu ülkenin huzurunu kesinlikle bozmak istemiyoruz.’ Sıcaklık 40 derece. Çadır ortamını da düşündüğünüzde, insanların yürümeye mecalleri kalmamış. Ortam sıcak. Askeri eğitim hak getire. 500 metre ileride köy, 30 metrede yol ve tarlalar var. Mantar tabancası patlasa hepimizin haberi olur.
Kılıçdaroğlu’na yanıt
(‘Apaydın Kampı yasadışı’ sözlerine) Bu kamp hukuka uygundur. Meclis izniyle ilgili durumun istisnaları vardır. Ayrı mevzuatlar vardır.
MHP’li Kaya: Lojistik merkez olabilir
Heyette muhalefetten tek üye olan MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya da şunları söyledi: “Silahlı eğitim yapıldığı izlenimi edinmedim. Ona uygun fiziki bir alan da yok zaten. Kampın silahlı eğitim yerinden çok bir lojistik merkez olarak kullanıldığı kanaati edindim. Çünkü sorduğum sorulara cevaplar alamadım. Özgür Suriye Ordusu’nun komutanı olduğu söylenen Riyad El Esad’a sordum, ‘Siz muhaliflerin komutanı mısınız?’ diye, cevap vermedi. Bir daha tekrarladım, yine es geçti. ‘Peki savaşanlarla irtibatınız var mı, daha önce demeç vermişsiniz böyle’ dedim. İrtibat halinde olduğunu söyledi. Sonraki sorularıma da cevap vermedi.
Tercüman kaş-göz yaptı
İlk gittiğimiz çadırda teğmen rütbesinde askerler vardı, ‘Giriş-çıkış yapıyor musunuz, Suriye’ye geçip dönüyor musunuz?’ diye sorduğumda, tercüman, kaşıyla gözüyle işaret etmeye başladı. ‘Neden işaret ediyorsun?’ dedim. Onun üzerine komisyon başkanımız tercümanı değiştirdi.
İkaz edilmişler
Kamptan ‘Başıma herhangi bir şey gelirse sorumluluk bana aittir’ diye bir kağıt imzalayıp ayrılma hakları var. Kamp yetkilileri, az sayıda da olsa zaman zaman gidip gelmeler olduğunu söylediler. Şu izlenimi de edindim: Sanki biz gitmeden önce ikaz olmuş. ‘Biraz daha dikkatli konuşun’ diye. Biz daha bir şey sormadan ‘Biz Türkiye’yi sıkıntıya sokacak girişimlerin içinde olmayız’ diye hep tekrar ettiler.”