A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2006 10:30
Türkiye'de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde kaybediyor.
Yeterli sayıda organ nakli merkezi ve deneyimli bilim adamı olmasına rağmen nakil sayısının istenilen düzeye ulaşamadığı belirtiliyor. Gelişmiş ülkelerde organ bağışı yapan kişilerin sayıları yüz binlerle ifade edilirken, Türkiye genelinde 2002-2006 yılları arasında toplam 16 bin 547 kişi organ bağışında bulundu.
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Türkiye'de yaklaşık 40 bin kronik böbrek hastası bulunuyor. Bu hastaların yaklaşık 34 bini haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak böbrek nakli bekliyor.
Türkiye'de diyaliz hastası sayısının önceki yıla göre artış oranı ise yaklaşık yüzde 10. Böbrek hastalarının yılda sadece yaklaşık 950'sine böbrek nakli yapılabiliyor.
Öte yandan Türkiye'de kadavradan böbrek nakli yapılan kişilerin yıllara göre dağılımına bakıldığında, 2000 yılında 92 , 2001'de 162, 2002'de 189, 2003'de 177, 2004'te 243, 2005'te 275, 2006 yılının ilk 9 ayında ise 197 kadavradan böbrek nakli yapıldığı gözleniyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Esenler Hayat Hastanesi Hemodiyaliz Sorumlu Uzmanı Dr. Hakan Yılmaztürk, gece sık idrara kalkanların mutlaka kontrolden geçmeleri gerektiğine işaret ederek, organ bağışı sorunu nedeniyle böbrek nakillerinin çoğunun akrabalar arasında gerçekleştiğini söyledi.
Yılmaztürk, toplumda tek böbreğe sahip bir çok insan bulunduğuna dikkat çekerek, tek böbrekli olmanın sakıncası olmadığını söyledi.
Böbreğin başlıca işlevlerinin vücut su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması olduğunu anlatan Yılmaztürk, böbrek yetmezliğinin, böbreğin bu işlevlerinde bozulma oluşmasıyla meydana geldiğini kaydetti.
AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİNİN NEDENLERİ
Yılmaztürk, akut böbrek yetmezliğine; ağır kanama, kusma, ishal ve yanık sonucu kan basıncında düşme; gebelik zehirlenmesi, sağlıksız koşullarda yapılan düşükler, kalp yetmezliği, böbrek damarının tıkanması, idrar yollarında tıkanıklık, ameliyatlar, ilaçlar ile depreme bağlı kas zedelenmelerinin neden olabileceğini söyledi. Hakan Yılmaztürk, böbrek iltihabı, şeker hastalığı, hipertansiyon, taş, tıkanma, tümör gibi idrar yolu hastalıkları ile böbrek kistlerinin de kronik böbrek yetmezliğine neden olduğunu belirtti.
Hastalığın, gece idrara kalkma, halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı, idrar miktarında azalma, hipertansiyon, el, ayaklar ve göz etrafında şişme gibi belirtileri olduğunu söyleyen Yılmaztürk, gece sık sık idrara kalkanların mutlaka böbrek yetmezliği yönünden araştırılmaları gerektiğini belirtti. Tedavinin akut ve kronik böbrek yetmezliklerinde farklılıklar gösterdiğini ifade eden Yılmaztürk, diyalizin, böbrek fonksiyonlarının yüzde 80-90'ını kaybetmiş hastalarda ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.
ORGAN BAĞIŞI ŞART
Hakan Yılmaztürk, Türkiye'de böbrek naklinin önündeki en önemli engelin organ bağışının çok yetersiz düzeyde kalması olduğunu söyledi. Transplantasyonların pek çoğunun akrabalar arasında gerçekleştiğini vurgulayan Yılmaztürk, kadavradan organ naklinin ise istisnai düzeyde kaldığını kaydetti.
Yılmaztürk, böbrek yetmezliğinin ideal tedavisinin böbrek nakli olduğunu belirterek, gelişen cerrahi teknikler ve ilaçlar sayesinde nakil sonrasında ret oranının kabul edilebilir sınırlara düşürüldüğünü ifade etti.