Güncelleme Tarihi:
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Mustafa Y. ve Hülya D.Y. hazır bulundu. Mustafa Y. ifadesinde, "Hülya benim ikinci eşimdir. Kendisi olay günü evde alkol alıyordu. Ben de almaması hususunda kendisini uyarmıştım. O da bana alacağını söyledi ve hatta evde 'Su yok, erkek değil misin su getir' dedi. Çıktım su aldım, geldim. Konuşması ağrıma gittiği için evden çıkıp hastaneye gittim. Ben, Hülya D.Y., oğlumu balkondan attı demiyorum. Ama bundan şüphe duyduğum için bunu dillendirdim. Çocuğumun ölümünde kendi adıma bir kusurum yok. Suçsuzum, beraatimi talep ederim" dedi.
"BANA KÖTÜ ŞEYLER YAPTIRMA CÜMLESİ BOŞANMAYI KASTEDEREK SÖYLEDİĞİM BİR İFADEYDİ"
Sanık Hülya D.Y.’de ifadesinde, "Biz henüz daha iki aylık evliyken bu olay meydana geldi. İddia edildiği gibi alkol almıyordum, nescafe içiyordum. Zaten alkol kullanan biri değilim. Evde su olmadığını su alması gerektiğini ilettim. Mutfağa gittiğimde suyu masanın üzerinde görüp eşimi evde göremeyince ve aramızda bir tartışma yokken böyle bir davranışı beni üzdü ve kendisiyle yazışmaya başladım. Telefonlarıma ve mesajlarıma cevap vermiyordu. Yazı içeriğinde bir kısım yerleri birleştirerek beni suçlayıcı konuma itmesini kabul etmiyorum. Ayrıca "Çıktım, yürüyorum" gibi ifadeler blöftü. ’Bana kötü şeyler yaptırma’ cümlesi de boşanmayı kastederek söylediğim bir ifadeydi" şeklinde konuştu.
"ORADAN TIRMANARAK DÜŞMÜŞ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
"Bahse konu yer bizim evimizin mutfağının balkonudur" diyen sanık Hülya D.Y. "Ayaz, geceleri uyanıp bazen yatak odasına gelip aramızda uyuyordu. Babasının parkta olan arabasının orada olup olmadığını kontrol etmek amacıyla bakarken düştüğünü düşünüyorum. Ayrıca Ayaz, yaşıtlarına göre daha iri 112 cm boyunda ve hiperaktif yapıya sahip biriydi. Oradan tırmanarak düşmüş olabileceğini düşünüyorum. Burada benim Ayaz’ın vefatında kasıt veya ihmali kasıt ile bir davranışım asla söz konusu olmaz" diye konuştu.
HİPERAKTİF BİR YAPISI VARDI
Hülya D. Y. adına avukatı Alper Sarıca’nın mahkemeye sunduğu savuma dilekçesinde özetle şöyle denildi: “Ayaz Çınar Y., her zaman süper kahraman olduğunu söylerdi. Evin içinde uçma oyunları oynardı. ‘Buradan atlasam uçar mıyım, kanatlarım çıkar mı’ diyordu. Ayaz Çınar, uçma hevesi olan hiperaktif bir yapısı vardı. Ayaz Çınar’ı, kendi öz kızımdan ayrı düşünmedim.”
HEMEN AMBULANS ÇAĞIRDI
Dilekçede, Hülya D.Y.’nin öz anne olmadığı için ağır bir suçlama ile yüz yüze kaldığı belirtilen savuma dilekçesinde “Bu hakkaniyete aykırı bir durum” denildi. Dilekçede, olay gecesi, Hülya D.Y.’nin bir ara uyuya kaldığı, uyandıktan hemen sonra Ayaz Çınar’ı odasında bulamayınca can havli ile sağa sola bakındığı belirtildi. Av. Sarıca dilekçesinde, Hülya D.Y.’nin, hemen ambulansı çağırdığını, hatta ambulansın gecikmesi nedeni ile taksi çağırdığını belirtti. Av. Sarıca, olay gecesi baba Mustafa Y.’nin, evi terk ettiği, müvekkili Hülya D.Y.’nin Mustafa Y. ile uzun süre yazıştığına işaret etti. Dilekçede, ikili arasındaki yazışmanın 02:19 ile 04:14 arasında sürdüğüne işaret ederek, “Müvekkil, eşi Mustafa Y.’nin eve dönmesi için ısrar ediyor. Mesajlarda duruyor ve mahkemeye de sunduk. ‘Ayaz tek başına evde kalacak’ diyor. Dolayısı ile ‘bana kötü şeyler yaptırma’ derken müvekkil o an evden ayrılmaktan söz ediyor” denildi.
ESKİ EŞE DÜŞMÜŞ OLABİLECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ
Dileçenin devamında, Mustafa Y.’nin, eski eşi I.D.’ye olay ile ilgili verdiği bilgide, Ayaz Çınar Y.’nın, gece kalkıp kendisini aradığını, bulamayınca balkona çıkıp arabaya bakmak isterken balkondan düşmüş olabileceğini söylediği belirtildi.
OLAY YERİNDE KEŞİF YAPILACAK
Olay yerinde keşif yapılmasına karar veren mahkeme heyeti, 4 yaşındaki bir çocuğun balkondan tırmanarak düşüp düşmeyeceğinin, atlatıp atlamayacağı hususunun da rapor aldırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME VE OLAYIN GEÇMİŞİ
Bahçelievler’de 29 Temmuz 2015 tarihinde 4 yaşındaki Ayaz Çınar Y. üvey annesi ile kaldığı 3. Kattaki evin balkonundan gece saat 04.30’da düşerek hayatını kaybetti. Üvey anne Hülya D.Y. olay anında uyuduğunu, uyandığında ise Ayaz Çınar Y.’yi bulamadığını balkondan aşağıya baktığında Ayaz Çınar Y.’yi yerde yattığını gördüğünü söyledi. Ayaz Çınar Y.’nin babası Mustafa Y.’de olay anında evde olmadığını, Ayaz’ın üvey annesi Hülya D.Y. ile evde kaldığını, Hülya D.Y’nin alkol aldığı için tartıştıklarını söyledi. Mustafa Y., Hülya D.Y.’nin mesajlar göndererek kendisini aradığını, öleni tek başına bırakıp gideceğini söylediğini, Ayaz Çınar Y.’nin düştüğüne dair mesajlar gönderdiğini belirtti.
ÜVEY ANNE VE BABANIN KUSURLU OLDUĞU BELİRTİLDİ
Savcılık hazırladığı iddianamede, Ayaz Çınar Y.’nin nasıl olduğu tespit edilemeyen bir şekilde evlerinden aşağıya düşerek öldüğünü belirtti. Ayaz Çınar Y.’nin o sırada üvey annesi olan Hülya D.Y.’nin bakım ve gözetiminde olduğu ifade edilen iddianamede, şüpheli Hülya D.Y.’nin bakım ve gözetimi altında bulunan yaşı küçük üvey oğlu üzerinde bu görevi gerektiği şekilde yerine getirmeyerek çocuğun yüksekten düşme sonucu ölümüne neden olduğu iddia edildi. Ayaz Çınar Y.’nin babası Mustafa Y.’nin de alkol aldığı için tartıştığı eşi ile oğlunu yalnız bırakarak görevli de olmadığı halde evden ayrıldığı eve çağrılmasına rağmen ısrarla gelmediği belirtilen iddianamede, bu şekilde sorunlu bir ortamda çocuğunu bırakarak bakım ve gözetim görevini ihmal etmiş olduğu kaydedildi. Hülya D.Y. ve Mustafa Y.’nin ölüm olayından dolayı kusurlu oldukları öne sürülerek, "Taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak" suçundan 2 ’şer yıldan 6’şar yıla kadar hapsi istendi.
DAVA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLMİŞTİ
Bakırköy 47. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların, tanıkların ifadeleri, Hülya D.Y.’nin gönderdiği mesajlar, otopsi raporu, olay yeri inceleme raporu ve olay yeri krokisi birlikte değerlendirildiğinde, maktulün düştüğü iddia edilen balkon korkuluğunun zeminden 90 cm yükseklikte olduğu, maktulün kafasını veya vücudunu sokarak düşebileceği bir parmaklık bulunmadığı, yüksekliği itibariyle maktulün tırmanmasının yaşı itibariyle mümkün olmadığı belirtildi. Hülya D.Y.’nin göndermiş olduğu mesajlar, mesajların saatleri ve içerikleri birlikte değerlendirildiğinde eylemin "kasten adam öldürme" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, bu konuda mahkemelerinin görevli olmadığı ifade edildi. Görevsizlik kararı verilen dosya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.