Güncelleme Tarihi:
Mahkemede, yaklaşık 21 yıldır Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eczane bölümünde çalıştığını belirten Türkmen, 3,5 yıldır 4 eczacı İlknur Yüce, Hikmet Türk, Gürsu Ulaşan ve Özler Kiriş ile aynı yerde görev yaptığını belirtti.
Olaydan son 6 ay öncesine kadar aralarında hiçbir sorun bulunmadığını savunan Türkmen, "Bu safhaya nasıl geldik, onu ben de bilmiyorum." dedi.
Sanık Türkmen, eczane bölümünden ilaçların bazen kayıt altına alınmadan kliniklere gönderildiğini, bu durumda ilaç sayısı resmiyette var gözükürken ilaçların depoda olmadığını ve olayın hırsızlık gibi gözüktüğünü aktardı. Bu durumdan zarar görmemek için 4 eczacıyı uyardığını bildiren sanık, fırsat buldukça ilaç sayımı yaptığını ve ilaçların eksilmemesi için çaba gösterdiğini söyledi.
Türkmen, buna rağmen ilaçların eksilmeye devam ettiğini dile getirerek, kayıt yapılmadan ilaçların kliniklere gönderilmeye devam edildiğini ve ilaçlar eksik çıktığında da 4 eczacının kendisini suçladıklarını ileri sürdü. Durumu depo görevlisi ile eczane sorumlusuna ilettiklerini belirten sanık, bunun kendisine karşı kasıtlı yapıldığını iddia etti.
Sanık, 4 eczacının kendisini sürekli şikayet ettiklerini ve kendisinin aynı üniversitenin İbni Sina bölümüne gönderilmesini sağlamaya çalıştıklarını savundu.
Türkmen, "Olaydan bir gün önce, perşembe günü beni eczane birim sorumlusuna şikayet etmişler. Ardından hoca beni aradı ve 'Seni İbni Sina bölümündeki eczaneye alacağım, orada çok yıprandın.' dedi. Ardından çalıştığım bölümdeki eczane sorumlumuz Ayhan Hanım'a durumu ilettim. 'Beni buradan alırsanız hırsız damgası yerim.' diyerek burada başka yerde çalışmak istediğimi ilettim." dedi.
'BU İNSANLARA KÖTÜLÜK YAPMAK İSTEMEZDİM'
Türkmen, olay anını ise şöyle anlattı: "Cuma günü işe sabah 9.00'da gittim. Oradaki 8-9 personel benim gittiğime üzüldüler. Daha sonra Ayhan Hanım'ın yanına odasına gittim. Dört eczacı arkadaşla nöbette olan Gürsu hariç toplantı yapacağını ve benim gelmememi, daha sonra gerekirse beni çağıracağını söyledi. Ben de odama gittim. O esnada Gürsu telefonda benim hakkımda biri ile konuşuyordu. Sırtı bana dönüktü ve beni görmediğinden konuşmaya devam etti. Ben ona tepki gösterdim. Ardından Gürsu bana 'Seni işten atacağız, çocuklarını da biliyoruz. Kökünü kazıyacağız.' dedi. Ben 'Bunlar anlaşmışlar.' dedim. Oradan çıktım ve depodaki silahımı aldım. Silah 2014’ten bu yana hastanedeydi. Silahımı aldıktan sonra eczane sorumlusunun toplantı yaptığı yere gittim. 'Yeter sizden çektiğim.' diyerek üst üste ateş ettim. Kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. 'Bu işin kurtuluşu yok.' diyerek intihar etmek istedim ve odama yöneldim. Gürsu karşımda gülüyordu. Üzerime geldi. Uzaklaştırmak istedim silah ateş aldı. Sonra masamda silaha mermi doldurdum. İntihar edecekken polis geldi ve silahı elimden aldı. Suçlamaları kabul ediyorum. Ben bu insanlara kötülük yapmak istemezdim."
Duruşmaya Türkmen'in savunmasından sonra tanık beyanlarının dinlenilmesiyle devam edildi. Tanıkların ardından otopsi raporunun beklenilmesi ve bazı eksikliklerin giderilmesi için duruşma ertelendi. Tutuklu sanık Türkmen, 4 kez tasarlayarak adam öldürmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçundan yargılanıyor.