Güncelleme Tarihi:
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, geçici personel çalıştırılmasına olanak sağlayan "4/C" maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Heyet, ilk incelemesini yaparak, davayı esastan görüşmeye karar vermişti.
RAPORTÖR: ANAYASAYA AYKIRI DEĞİL
Ancak geçen hafta raportör, davayla ilgili raporunu tamamlayarak, 4-C’nin Anayasaya aykırı olmadığı görüşünü iletmişti.
Tek-Gıda İş Sendikasının yanı sıra Tekel işçilerinin eylemiyle kamuoyunun gündemine gelen çok sayıda 4-C’li çalışanın davasına bakan Avukat Gökhan Candoğan, , raportörün kararının üyeler nezdinde bağlayıcı olmadığına dikkat çekti.
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısıyla vereceği bu kararın ayrı bir önem taşıdığını belirten Candoğan, kararın öğleden sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.
AYKIRI BULURSA
Mahkemenin, 4-C statüsünü Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmesi durumunda 100 bini aşkın 4-C’linin yasal düzenlemeden yoksun kalacağını belirtti. Bu durumda acilen bir yasal düzenleme yapma zorunluluğu doğacağına dikkat çeken Candoğan, “İşçi, memur yasası gibi temel hakları içeren bir yasal düzenleme yapılması gerekir” dedi.
AYKIRI DEĞİLDİR, DERSE
Mahkemenin, anayasaya aykırı bulmaması durumunda ise gerekçenin önemli olacağını vurguladı. Candoğan, “Eğer mahkeme 4-C 657 içinde uygulanan bir iş ilişkisidir derse, başvuru reddedilmiş bile olsa, bizim Danıştay, Yargıtay nezdinde devam eden davalarımız açısından olumsuzluk teşkil etmez” diye konuştu.
Candoğan, asıl sıkıntının 4-C statüsünün tüm kurumlara yaygınlaştırılmak istenmesi olduğunu vurgularken, “Anayasa Mahkemesi başvuruyu reddetse bile hukuka aykırılık devam edecek. Hem bireysel olarak açılmış yüzlerce dosya var ve bu sayı giderek artacak. Nasıl uygulanacağı belli olmayan bir çalışma ilişkisi var ortada. Mutlaka düzeltilmesi gerekecek” dedi.
DANIŞTAY, ANAYASAYA AYKIRI ÇERÇEVE YASA ÇIKSIN
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 4-C ile ilgili iyileştirmelerin de aynı statüde çalışanlar arasında farklı uygulamalara neden olduğunu vurgulayarak, 4-C’lilerin yasal statüsünü belirlemek ve istihdam güvencesi sağlamak için çerçeve yasa çıkarılması gerektiğine dikkat çekmişti.
Danıştay kararında, devletin, 4-C maddesi kapsamındaki personelin hukuksal statüsünü belirlemek ve istihdam güvencesini sağlamak için, yapılacak idari sözleşmelere esas olmak üzere, Anayasa'daki memur ya da diğer kamu görevlilerine, işçilere ilişkin güvencelerin benzerlerini çerçeve bir yasa ile kurallara bağlamak zorunda olduğu belirtilerek şöyle denilmişti:
"Yasal bir çerçevenin bulunmaması sonucunda davacı ile aynı durumda olanlara iş sonu tazminatı adı altında bir ödemede bulunulmazken özelleştirme uygulamaları sonucunda işsiz kalanlardan 657 sayılı Yasa'nın 4-C maddesi kapsamında çalışmayı kabul edenlerle sınırlı olarak 21 Aralık 2009 günlü Bakanlar Kurulu kararıyla, iş sonu tazminatı ödenmesi konusunda düzenleme yapılarak, aynı statüde çalışanlar arasında da farklı uygulama yapılmasına neden olunmuştur.
Sonuç olarak, 657 sayılı Yasanın 4. maddesinin C bendinin, istihdam şekli tanımlanıp, iş güvencesi ve sosyal güvenlik hakkı belirlenmeden sadece 'geçici personel' olarak adlandırılan statüyü düzenleme yetkisinin bütünüyle Bakanlar Kuruluna bırakılmış olması nedeniyle Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varılmıştır."
25 YILLIK GEÇİCİ PERSONEL OLMAZ
İş ilişkisinin bakanlar kurulu kararıyla değil, yasayla düzenlenmesi gerektiğini belirten Candoğan, kamuda çalıştırılacak geçici personelle ilgili mutlaka yasal düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekti.
TÜİK’in 25 yıldır bir adamı ‘geçici personel’ statüsünde anketör olarak çalıştırdığını anlatan Candoğan, “Bu adam geçici olamaz. 6 ay süreyle işe alınmış ‘gerçek’ geçici personelle aynı haklara sahip olmaz” dedi.
Bu konuyla ilgili açılmış çok sayıda dava olduğunu ve konunun uzun süredir yargı gündeminde bulunduğunu söyleyen Candoğan, “Dolayısıyla acilen bir düzenleme yapılmalı. Aksi takdirde bu konu Tekel davası ile bitmez. Medyanın gündeminde değilse de yargının gündeminden çok daha uzun süre inmez” diye konuştu.