Güncelleme Tarihi:
Çernobil kazasında zarar gören reaktör tehlike saçmaya devam ediyor. Greenpeace Almanya tarafından hazırlanan ‘Çernobil: 30 Yıl Sonra’ başlıklı rapora göre, tehlike halen geçmedi. Kazanın meydana geldiği 4. reaktörü doğadan izole etmek için reaktörün üzeri betonla kaplanmış olsa da zamanla betonda oluşan çatlaklardan dolayı radyasyon sızıntısı devam ediyor. Sızıntıları belirlemek ve santralin çevresindeki ormanlık alanda herhangi bir yangının çıkmasını önlemek için santralde 3 binin üzerinde işçi çalışıyor. Ormanlık alanda yangın çıkması, ağaçlar tarafından emilmiş olan radyasyonun yeniden atmosfere salınması anlamına geliyor.
1000 TONLUK KAPAK FIRLADI
26 Nisan 1986’da Kiev’in 135 km kuzeyindeki Çernobil nükleer santralinde operatörlerin, güvenlik mevzuatına aykırı bir biçimde santralde deney yapmaları sonucunda işler rayından çıktı. Santralinin 4 numaralı reaktöründe büyük bir gürültü duyuldu. Kalbi tamamen eriyen reaktörde patlama oldu ve reaktörün 1000 tonluk çelik kapağı yerinden fırladı. Reaktörün etrafında koruyucu kapak yoktu ve tonlarca radyoaktif madde atmosfere yayıldı.
Kuzeye doğru yol alan radyoaktif bulutlar, SSCB’nin hem dünyadan hem de halktan sakladığı bu felaketi İsveç’in fark etmesine neden oldu. SSCB önce kazayı yalanlasa da 29 Nisan’da ABD’ye ait bir gözetleme uydusunun reaktörün yandığını ispatlaması üzerine felaketi kabul etti. Radyasyonlu bulutlar yaklaşık 20 ülkeyi dolaşarak pek çok alanı etkiledi.
‘RADYASYONLU ÇAY DAHA LEZZETLIDIR’
Pek çok Avrupa ülkesinde radyasyon bulutlarına karşı tedbir alınmaya çalışılıp o yılki ürünler uygun koşullarda imha edilirken Çernobil nükleer felaketi Türkiye’de hafife alındı. Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, radyasyonun olmadığını ispatlamak için “Dinine, imanına inanan radyasyon var demez” diyerek kameraların karşısında çay içti. Aral 6 ay sonra radyasyonun varlığını kabul etmek durumunda kaldı ama bu kez de radyasyonun tehlikesiz olduğunu iddia etti.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, bakanına “Radyasyonlu çay daha lezzetlidir” diyerek destek verdi. Bununla da kalmadı, Türkiye radyasyonlu çayları temiz çaylarla harmanlayarak piyasaya sürdü. Nihayetinde o çayların imhasına karar verildi, lakin bu kez de radyasyonu doğadan izole etmek için hiç bir önlem alınmadan çaylar çuvallarla toprağa gömüldü. “Halkı paniğe sevk etmemek” gerekçesiyle Çernobil ile kanser ilişkisini araştıran akademik çalışmalara YÖK aracılığıyla yasak koyuldu. Hastanelerde kanser ve diğer hastalıkların istatistiği dahi tutulmadı.
TÜRKİYE NÜKLEERDE ISRARCI
Türkiye, ilki Mersin’e ikincisi Sinop’a olmak üzere iki nükleer santral kurmak istiyor. Bunun için ilk nükleer santral için önce Ruslarla, ikinci nükleer santral için de Japonlarla hükümetlerarası anlaşma imzaladı. Anlaşmaların kapsamı, nükleer santrallerin güvenliği, Akkuyu nükleer santralinin ÇED sürecinde yaşanan hukuksuzluklar üzerinden tartışmalar devam ederken geçen hafta Avrupa Parlamentosu Türkiye raporu aracılığıyla Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulacağı yerin şiddetli deprem riski olan bir bölgede bulunduğuna ve bu nedenle sadece Türkiye için değil Akdeniz Bölgesi’ndeki komşu ülkeler için de bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek Akkuyu nükleer santral inşa planını durdurma çağrısı yaptı.
Japonya Eski Başbakanı Naoto Kan da, “Erdoğan’a Japon nükleer teknolojisini tavsiye ettiğime pişman oldum. Türkiye gibi sismik ve terör riski olan bir ülke nükleer santralden vazgeçmeli” dedi.
İki yıl önce Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna bağlı olan “Entegre Nükleer Altyapı Gözden Geçirme” (INIR) misyonu dahi Türkiye’nin nükleer altyapısını yetersiz bulmuştu. Ancak Türkiye Çernobil deneyimine ve bu çağrılara rağmen nükleer enerjide ısrar ediyor.
RAKAMLARLA ÇERNOBIL
• Reaktörü temizleme çalışmalarına katılan 830 bin tasfiye memuru 165 milisivert radyasyona maruz kaldı. Oysa insan için 10 milisivert dahi ölümcül doz demekti.
• Rus yetkililere göre bu memurların en az 730 bini ciddi şekilde hastalandı. Tahminlere göre, 2005’e kadar 112 bin ila 125 bin tasfiye memuru hayatını kaybetti.
• Kazanın ardından Çernobil’in 30 km yakınında yaşayan 350 bin 4 yüz kişi tahliye edildi. Ancak tahliye edilen bu insanlar çoktan radyasyona maruz kalmıştı.
• Bazı bilim insanlarına göre şu anda yaşamın olmadığı nükleer santral alanı ve çevresi on bin yıllar boyunca radyasyondan tamamen arındırılamayacak.
NÜKLEER ALATURKA
Ne Çernobil ne de Fukuşima’dan ders alan Türkiye’nin nükleer ısrarı sürerken en başından itibaren Türkiye’nin nükleer hikayeleri bir belgeselde toplanıyor. Yönetmenliğini Can Candan’ın yaptığı ‘Nükleer Alaturka’, Türkiye’de nükleerin bazen sarsıcı, bazen trajikomik ve çoğu zaman da absürd hikayelerini anlatan uzun metraj bir belgesel film projesi. Henüz araştırma ve fonlama süreci devam eden belgesel projesinin hayata geçirilmesi ancak projenin sahiplenilmesine bağlı. Nükleer Alaturka ekibi herkesi Indiegogo üzerinden devam eden kitle fonlaması kampanyasına destek olmaya çağırıyor. Kampanya 1 Mayıs’ta sona erecek. (Detaylı bilgi için: nukleeralaturka.com)
Öte yandan, Çernobil anma eylemleri kapsamında binlerce kişi ikinci nükleer santralın yapılması planlanan Gerze’de önceki günü bir yürüyüş düzenledi.
ETKINLIKLER DÜZENLENECEK
2016 yılı Avrupa Çernobil etkinlikleri haftası çerçevesinde Sinop’tan sonra 27 Nisan‘da Ankara ve 30 Nisan’da Uluslararası Çernobil Ağı’nın üyesi Nükleersiz.org/Yeşil Düşünce Derneği (YDD)’nin organizasyonuyla, Mersin’de yerel Nükleer Karşıtı Platform’un (NKP) evsahipliğinde düzenlenenecek ‘Çernobil ve Fukuşima’dan sonra’ konulu panellerde Avrupa Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler Birliği (IPPNW) başkanı ve Nükleer Felaketlerle Yaşamak-Çernobil ve Fukuşima’nın Sağlık Üzerine Etkileri adlı kitabın yazarı Dr Angelika Claussen ve Çernobil tasfiye memuru Schumchenko konuşma yapacak.
* Karadeniz İsyandadır Platformu da nükleer enerjinin tehlikelerine dikkat çekmek adına 26 Nisan Salı Beşiktaş Abbasağa parkında etkinlik düzenleyecek. Saat 16:30 başlayacak tek günlük şenlikte sergiler, söyleşiler, atölyeler yer alacak. BaBa ZuLa, Luxus, Komik Günler, Meluses, Erkut Küçükşahin, Ümit Taşkıran ve Galeni’nin yer alacağı konserlerle şenliğin geceyarısına kadar sürmesi planlanıyor.