Güncelleme Tarihi:
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri uzun süren bir takibin ardından geçen hafta 13 kişilik Suriyeli bir ‘hacker’ şebekesini gözaltına aldı. Uluslararası çalışan şebeke yine uluslararası alanda forex ve borsa alanında faaliyet gösteren şirketleri hedef alıyordu. Organize bir şekilde sistemlere müdahale eden hacker’lar güvenlik zaafını tespit ettikleri şirketlerin faaliyetlerini kilitliyor, kendilerince alım-satımlar yaparak saniyeler içinde yüz binlerce dolar para kazanıyordu. Ayrıca sistemlerini kilitledikleri, şifrelerini ele geçirdikleri şirketlere de şantaj yaparak para alıyordu. Şebeke üyeleri kendi adlarına hesap açmıyor, Türkiye’de ‘geçici koruma’ statüsündeki Suriyeli mülteciler adına açtıkları hesapları kullanıyordu.
JANDARMADAN KAÇAMADILAR
Son olarak Ürdün merkezli ve Londra borsasında hissesi olan bir şirketi hedef seçtiler. Ancak bu kez şirketin şikâyeti üzerine İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, KOM Şube ekiplerinin takibi altındaydılar. Telefonları dinlemeye alınmıştı. Bütün konuşmaları Arapça yaptıkları için anlaşılamayacağını düşünüyorlardı. Suça konu olan eylemlerine dair konuşmalarını açıkça yapıyorlardı. Halbuki Arapça bilen jandarma personeli bütün konuşulanları tercüme ediyor ve ona göre de operasyon planları yapılıyordu. Şebekenin İstanbul dışında Bursa, Gaziantep ve Şanlıurfa’daki bağlantıları da tespit edilince düğmeye basıldı. Şebekenin başı olduğu değerlendirilen kişiyle birlikte toplam 13 kişi yakalandı.
Şüphelilerin kullandığı Kapalıçarşı’daki bir ofisin de dahil olduğu mekânlarda yapılan aramalarda toplam değeri 30 milyon TL olan 1 milyon 850 bin Euro, 1 milyon 200 bin dolar ve yüklü miktarda altın ele geçirildi. Hürriyet’in ulaştığı detaylara göre, Kapalıçarşı’daki ofiste gözaltına alınan şüpheliler, paraların aleyhlerinde delil olacağını, bu kadar paranın kaynağını açıklayamayacaklarını biliyorlardı. “Ofisi sadece görüşmeler için kullanıyoruz, paradan haberimiz yok” diyerek paraları kabul etmediler. Uluslararası düzeyde bu suçlar işlendiği ve yabancı şirketler olduğu için diğer mağdurların da kimliğine ulaşılamadı. Para, suçtan elde edilen ‘şantaj parası’ olarak değerlendirildiği için ve talep eden mağdur da olmadığından Hazine’ye kalacak.