Hasan KIRMIZITAŞ/ŞANLIURFA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2008 12:37
BÖLÜCÜ terör örgütü PKK’ya 5 yıl önce katılan ve örgütün ‘Savaşçı’ kadrosunda görev yaparken, geçen ay Şanlıurfa’da güvenlik güçlerine teslim olan ‘Welat’ kod adlı 22 yaşındaki A.K., sorgusunda güvenlik güçlerine örgütle ilgili şok itiraflarda bulundu. A.K., 30 canlı bombanın metropol kentlerde eylem yapmak için Türkiye’ye girdiğini öne sürdü.
Kuzey Irak’ta KDP güçlerinin engel çıkarmamasından yararlanıp yasa dışı yollardan Türkiye’ye giriş yaparak geldiği Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’nde güvenlik güçlerine silahsız teslim olan A.K., PKK militanı olduğunu ve pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyledi. Yapılan incelemesinde PKK terör örgütü üyesi olmak suçundan arandığı ortaya çıkan A.K., Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde örgüte ait bilgiler verirken, fırsıt bulabilse birçok PKK’lının kaçacağını söyledi.
‘ÖNÜMÜZDEKİ STRATEJİ İNTİHAR EYLEMLERİ’
Terör örgütünün önümüzdeki döneme ait stratejisinin metropollerde intihar eylemleri yapmak olduğunu ve bunu yapacak teröristlerin gruplar halinde Türkiye’ye geçtiğini de iddia eden A.K., ifadesinde şunları söyledi:
“Örgütten kaçmadan önce sürekli olarak geleceğe yönelik eylem planları üzerine çalışılıyordu. Son olarak, ‘özel kuvvetler’ olarak adlandırılan birimin büyük şehirlerde intihar eylemleri yapacağı söylendi. Bu eylemleri kimlerin yapacağını bilmiyorum, ama özel kuvvetler mensubu militanlar olduğunu söyleyebilirim. Bu eylem tarzının belirlenmesinin ardından özel kuvvetlere mensup 10’ar kişilik 3 ayrı grup Türkiye’ye giriş yaptı. Bunların tamamı yerlerine güvenli şekilde ulaştı. Bir grup Tunceli, bir grup Erzurum, bir grup ise Diyarbakır’a giriş yaptı. Tamamı bomba konusunda uzman olan gruplar giriş yaptıktan sonra Türkiye’deki komutanların emrine giriyor. Komutanları ne derse onu yapıyorlar. Ayrıca örgütün elinde bol miktarda değişik çeşit patlayıcı da mevcuttur.”
‘KAÇAKÇIYDIM, TEHDİTLE PKK’LI OLDUM’
Van’ın Başkale İlçesi’nde doğduğunu, 1997’den itibaren İran sınırından katırlarla mazot kaçakçılığı yaptığı sırada PKK ile tanıştığını anlatan A.K., terör örgütü üyeliğine uzanan yolculuğunu da şöyle anlattı:
“Hiç okula gitmedim. Geçim sıkıntısı nedeniyle birçok kişi gibi ben de mecburen katırlarla İran’a kaçak olarak geçiyor ve mazot getirerek satıyordum. Kaçakçılık yapılan güzergahlarda PKK tarafından oluşturulan gümrük noktaları vardı. Bu noktalardan her geçtiğimizde ayakbastı parası olarak katır başına para ödeniyordu. 2003 yılına kadar bu şekilde çalışmaya devam ettim. Kaçakçılık yaptığımdan dolayı PKK terör örgütünü yakından tanıdım ve militanlara ödeme yapmamaya başladım. 2003 yılının bahar aylarında PKK’lılar beni yakaladı ve gümrük parası ödemediğimden dolayı, ‘Sana 4 milyar ceza vereceğiz’ dediler. Param olmadığını söyleyince 2- 3 kez korkutma amaçlı üzerime ateş ettiler. Korktuğumu anlayınca da, ‘Bundan sonra bizim için çalış’ dediler. Yaz aylarına doğru da beni tehdit ederek PKK’ya katılmaya ikna ettiler. Mecburen PKK terör örgütüne katıldım.”
DAĞLICA’YA 400 TERÖRİST SALDIRDI
Bir yıl boyunca Gari kampında kendisine silah verilmediğini ve sürekli ayak işleri yaptırıldığını anlatan A.K., ”Cezam bitince silah alarak ’Siirtli Zelal’ kod adlı militanın bölüğündeki bir time katıldım. Kaçana kadar burada kaldım. Bu sırada Dağlıca baskını yapılmıştı. Bu saldırıya ben bizzat katılmadım ama baskının, ‘Ape Hüseyin’ kod adlı terörist önderliğindeki yaklaşık 400 kişi tarafından gerçekleştirildiği anlatıldı” dedi. A.K., son dönemlerde yaşanılan bunalımlar nedeniyle örgütün saldırıları planlı yaptığını, vur- kaç taktiğiyle hareket edildiğini kaydetti
“KAÇMAK İSTEYEN ÇOK KİŞİ VAR’
Gari kampından daha sonra Zap’a gönderildiğini belirten A.K., kaçışını da şöyle anlattı:
“Zap’ta lojistik tim komutanlığı yaptım. Buradaki görevim gelen erzakları alıp dağıtmaktı. Gelen erzakları bölgedeki sığınaklara yerleştiriyordum. 2 ay burada kaldım, daha sonra kaçmaya karar verdim. Benim davranışlarımı fark edince Hakurk kampına göndermek istediler. Beni 12 kişilik grupla Hakurk kampına gönderirken gruptan kaçtım ve KDP güçlerine teslim oldum. KDP güçleri tarafından sorgulandıktan sonra Türkiye’ye gitmek istediğimi söyledim. KDP güçleri beni Duhok’a yolladılar, buradan Suriye sınırından yürüyerek Suruç’taki Mürşitpınar kapısında askerlere teslim oldum. İstemeyerek PKK’ya katıldık, kaçarak Türk adaletine sığındım. Benim gibi birçok örgüt üyesi de aynı düşünce içerisinde, ancak, buna cesaret edemiyor. Ben PKK’ya tehditler nedeniyle mecburen katıldım. Örgütte bulunduğum süre içerisinde Türkiye’ye ve Türk güvenlik güçlerine karşı silahlı eyleme katılmadım. Bir kez başarısız olan kaçma girişimimi ikinci denemede gerçekleştirdim. Bunun için kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü şu anda örgütte birçok kişi silahlı çatışmanın bitirilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak, örgütün emirlerini yerine getirmeyenlerin ve kaçanların infaz edilmesi, Türkiye’de de cezaevine girip, ailelerinin deşifre olacağı korkusu nedeniyle kimse bunu yapamıyor. Bu korkuların yenilmesi halinde PKK militanlarının büyük bölümü Türkiye’ye dönecektir.”
İfadesi alınan ve etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini belirten A.K., sorgulaması sonrası çıkarıldığı mahkemece ‘Yasa dışı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan tutuklandı.
İLK KAÇIŞ BAŞARISIZ
Örgütte aldığı siyasi ve askeri eğitimin ardından Halk Savunma Güçleri (HPG) saflarına katıldığını ve ‘Savaşçı’ kadrosunda görevlendirildiğini kaydeden A.K., silah ve uçaksavar kullanmayı bildiğini, ancak hiç çatışmaya girmediğini ileri sürdü. Örgütte bulunduğu süreçte bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan taraftarı 20 kişinin kaçtığını ve kendisinin de bunun üzerine aynı girişimde bulunduğunu söyleyen A.K. şöyle devam etti:
“2005 yılının kış aylarıydı. Beni Hakurke kampına gönderdiler. Burada muhabereci olarak görev yaparken, Osman Öcalan taraftarı 20 kişi kamptan kaçtı. Bunun üzerine nöbetleri sıklaştırdılar. Stella füzesi ve uçaksavarların bulunduğu Hakurke tepesinde ben de kaleşnikof tüfek ile nöbet tutuyordum. 2006 yılının ilk günlerinde nöbet sırasında sabah saatlerinde silahım ile birlikte kaçtım. Ancak, aynı gün beni yakalayarak yeniden kampa getirdiler. Oluşturulan soruşturma komisyonunda bana bir yıl emek süreci cezası verildi ve cezamı çekmek üzere Gari alanına gönderildim.”