Sinan TANYILDIZ yazdı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 2007 00:00
Adanalı Yusuf Bey böyle diyor. Onlar nereye oy verirse o parti kazanırmış. Sonra da bu oyların kime gideceğini açıklıyor: "Ortada sessiz sakin duran bir kesim var. Bu kesim hiçbir şeye karışmaz. Bekler ve güçlü olanın yanında yer alır. Parti liderleri de konuşmalarında bu yüzde 30’a mesajlar gönderir. İşte o zaman seçimin kaderi belli olur."
DİLBERLER Sekisi’ndeki yürüyüş parkurundan aşağı inerseniz, Mimar Sinan Parkı’na kadar rahatça yürüyebilir ve yine nehir kenarındaki tesislerden birinde, Adana’da yaşıyor olmanın keyfini çıkartırsınız.
Şu günlerde bu nehrin kenarındaki tesislerde hep siyaset konuşuluyor. Adana’daki aday listeleri masaya yatırılıyor. Listelerden memnun olan da var, olmayan da. Küsen de var, partisiyle barışan da. Memnun olmayan bir vatandaş, "Liste, partiye oy artı oy kazandırmalı" derken bir de ekleme yaptı: "Kardeşim burası Adana... Halkın gündemine inen kazanır."
Adanalı genç işadamları Ayhan Şenbayrak, Yaşar Yiğit, Hüseyin Ergene, Hakan Çelik, Mümtaz Yurdaer, Musa Öztürk’le Komshu Tesisleri’nde bir araya geldik, Seyhan Nehri’nin serinliğinde siyaset konuştuk. Gençler, önce sorunları sıraladı ve Adana’nın göç aldığını söyledi, "Bu arada beyin göçü veriyoruz" diye serzenişte bulundu. "Moralimiz bozuk" dedi içlerinden biri, "Hangi parti iktidara gelecekse gelsin ama moralimizi düzeltsin. Adana yıllardır ihmal edildi. Bakan çıkartamaz hale geldik. Yatırımcı bakanımız olmalı. Teşvik sorunu belimizi büktü. İşsizlik aldı başını gidiyor". Gençlerle buluşmadan önce tesislerde çalışanlarla konuştum. Çoğu kararsızdı. AKP ve CHP’ye oy verecek olanlar vardı.
KÖYDEKİ SES YOK
Karşıyaka Küçük Sanayi Sitesi’nin dar ve delik deşik yollarından geçip, bir torna atölyesinin önünde durdum. Beş bine yakın ailenin geçim kapısı olan bu sitede çalışanlara fikirlerini sordum.
Abdullah Kenarlı zirai uçak işletmeciliği yapıyordu, Haşim Baş pompacıydı, Ümit Belge dökümcü, Muharrem Şen makine imalatçısı, Şeyhmuz Akdeniz çaycı,
Aslan Akar ve Kemal Akar tornacıydı. Partileri de farklıydı. CHP’li olan da vardı, MHP’li olan da, AKP’li olan da.
Ama söyledikleri şey aynıydı: "Çiftçiyi, büyük fabrikaları ayakta tutacaksın ki biz KOBİ’ler çalışalım. Bu sitede yaprak kımıldamıyor. Eskiden gece yarılarına kadar çalışırdık, şimdi boş durup bekliyoruz. Köyde ses var, burada ses yok."
Paraların bankalarda toplandığından şikáyetçi olan esnaf, "Bir aspirin bile alacak parayı bulamıyorsak hükümetler ne işe yarar" diyerek dertlerini anlattılar.
GÜÇLÜ OLAN KAZANIR
Bir başka yerde Yusuf Öztaş’la bir araya geldik. Onun düşüncesi daha farklıydı. "Adana’da seçimler nasıl geçecek?" dedim, "Yüzde 30 nereye oy verirse, o parti kazanır" dedi. Sonra da düşüncesini açıkladı: "Ortada sessiz sakin duran bir kesim var. Bu kesim hiçbir şeye karışmaz. Bekler ve güçlü olanın yanında yer alır. Parti liderleri de konuşmalarında bu yüzde 30 kesime mesajlar gönderir. İşte o zaman seçimin kaderi belli olur." "Peki bu seçmen kitlesi sizce neye karar verdi?" diye sordum. "Henüz erken. Onlar
seçim gününden bir hafta önce kararlarını verir. Şimdi hepsi kararsız" diyerek konuşmasını bitirdi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak da adaylara bir gönderme yapıp "Halkımız kavga değil uzlaşma istiyor. Siyasi partiler hizmet aracıdır. Siyaset ülke için yapılırsa vatanperverliktir" demişti.
Her şeye rağmen arka semtlerde ve ilçelerde AKP, CHP ve MHP güçleniyor.
Seyhan zirvesi
Dünyanın kent içinden akan en temiz nehri Seyhan’ın kenarında, sıcak Çukurova yazlarına inat serin bir hava vardı ve Komshu Tesisleri’nde Adanalı genç işadamları Ayhan Şenbayrak, Yaşar Yiğit, Hüseyin Ergene, Hakan Çelik, Mümtaz Yurdaer ve Musa Öztürk’le birlikte siyaset konuştuk. Onlar moral istiyor, birlikte hareket edebilmek için güçlü milletvekillerinin seçilmesini arzu ediyor. Gençlere göre Meclis’e üç parti girecek. Ayhan Şenbayrak’ın bir sözü hoşuma gidiyor: "Adana, barajı geçen her partiyi mutlu eder." Bu doğru. 2002 seçimlerini incelediğimde gördüm ki DYP ve MHP Adana’da barajı aşmış ama ülke barajına takılmıştı.
O haberi unutmuyorlarGenç işadamlarının derdi parti değil, Adana’ya gönül verenlerin Meclis’e gitmesiyle ilgiliydi. Çünkü bunun için nedenleri vardı. Ünlü İngiliz basın kuruluşu Financial Times’ın bir yayını olan fDi Magazine (Foreign Direct Investment) -Doğrudan Yabancı Yatırım- Dergisi’nin, "Geleceğin Avrupa Şehirleri ve Bölgeleri" Yarışması’nın 2006-2007 yılı ödülleri, 16 Mart 2006 tarihinde Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen bir törenle sahiplerini bulmuştu.
Avrupa’nın toplam 89 yerleşim merkezinin değerlendirilmeye alındığı yarışmada, şehirler 7 ana kategoride ve 28 ayrı kritere göre değerlendirilmişti. Adana, en iyi ekonomik potansiyele sahip şehir kategorisinde birinci seçilmişti. Genç işadamları bu haberi unutmamışlardı. Ayrıca dünyanın en büyük yatırımlarından üç tanesi Ceyhan’a yapılacaktı ki, bu bile Adana’nın önemini belirtiyordu. Öyleyse seçilecek olan milletvekilleri Ankara’da Adana’yı sahiplenmeli, projeleri desteklemeliydi. "Kime oy vereceksiniz?" diye sordum. "CHP ve MHP" dediler.
Güney CHP kırsal AKP ilçe MHP
Konuştuğum kesimlerden aldığım mesajlarda partiler Adana’nın bölgelerine göre değişiyor. Örneğin, Seyhan bölgesi ve şehrin güney kesiminin bir bölümü CHP diyor ama kırsalda AKP hákim. Şehrin içinde ve ilçelerin büyük bir bölümünde MHP güçleniyor. Küskünler geri geldi. Partilerin listelerini beğenmeyip küsenler, eleştirenler var. Eski milletvekili ve DP adayı Cevher Cevheri, Nevzat Şaşkın, Figen Toktaş, Veli Andaç Durak, Yalçın Karalar, Gönül Soydan, Yakup Bulut, eczacı Okan Topaloğlu ve Mehmet Özsay DP’nin baraj sorunu olmadığını belirttiler. Kırsal alanda DP özlemi var, lakin konuştuğum kişiler rüzgárın CHP ve MHP’den yana estiğini, AKP’nin "tek başına iktidar olamayacağını da belirterek" birinci parti olacağını söylediler. İşadamı Nevzat Sıkık da partilerin tahlilini yapıp sonucu şöyle açıkladı: "AKP, Adana’da birinci parti olur. CHP güçlenir ama hükümeti de AKP ile bağımsızlar kurar."
BENCEAdana’da son güne kadar çok şey değişebilir. Ama şu an AKP birinci parti görünüyor. CHP ve MHP her geçen gün güçleniyor. DP’liler var güçleriyle çalışıyor. Bağımsızları da düşünmek gerek. Yani 5 AKP, 4 CHP, 4 MHP ve 1 bağımsız demek istiyorum.