Güncelleme Tarihi:
Söz konusu çalışmalarla ilgili olarak bir sonraki zirveye kadar olan 2022 - 2026 dönemi için bir ortak eylem planı belirlenerek, bu eylem planları “Barış, Güvenlik ve Yönetişim, Ticaret, Yatırım ve Sanayi, Eğitim, BTİ becerileri, Gençlik ve Kadın Gelişimi, Altyapı Geliştirme ve Tarım, Dayanıklı Sağlık Sistemlerinin Teşvik Edilmesi şeklinde 5 başlık altında toplandı.
KORONAVİRÜS VURGUSU
Bildirgede koronavirüs salgınına da vurgu yapıldı. Koronavirüs salgınının Afrika halkları ve ekonomileri üzerindeki yıkıcı etkisini hafifletme hususundaki kararlılık tekrar edilerek, “Özellikle tedavi ve aşılara erişiminde meydana gelen Kuzey-Güney ayrımının boyutu karşısında derin endişe duyuyoruz. Bu tür kaynakların daha adil biçimde paylaşımının zorunlu olduğuna ve normale dönüşün hızlandırılması hususunda ciddi etkisi olacağına inanıyor, bizlere artan ölçüde zorlu sınamalar sunan mevcut küresel ortamda, etkin çok taraflılığın sağlanmasını teminen karşılıklı ve eş güdümlü bir yaklaşımla birlikte çalışmaya yönelik taahhüdümüzü yeniliyor, insan hakları, insan onuru ve herkes için eşit fırsatlara dayalı daha barışçıl, adil, istikrarlı ve müreffeh bir dünya için kararlı bir arayışla çok taraflı forumlarda birbirine daha yakınlaşan tutumlara yönelik taahhütte bulunuyoruz" ifadelerine yer verildi.
KÜRESEL ISINMA
Afrika'nın iklim değişikliğinde en çok etkilenen kıtalardan biri olduğuna dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, Afrika'nın küresel emisyonlara en az katkıda bulunmasına rağmen iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen kıtalardan biri olduğu belirtildi. Gelişmiş ülkelere de bu konuda çağrıda bulunulan bildirgede, “Gelişmiş ülkeleri, anlamlı etki azaltma eylemleri, benimsemeler ve afet risk yönetimi için 2025 yılına kadar 100 milyar dolarlık yıllık iklim finansmanı hedefine ulaşmaya ve iklim değişikliğine karşı güçlü bir küresel yanıtın önünü açacak olan bu hedefi önümüzdeki yıllarda hızlandırmaya kuvvetle çağırıyoruz" denildi.
FİLİSTİN DEVLETİ
Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasına verilen destekler konusuna da yer verilen sonuç bildiresinde, “Arap-İsrail çatışmasının, başkenti Doğu Kudüs olan, Haziran 1967 sınırlarına sahip, bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasını sağlamak amacıyla, Afrika Birliği Asamblesi Bildirisi, uluslararası hukuk ilkeleri ve ilgili tüm Birleşmiş Milletler kararları uyarınca barışçıl yollarla çözümüne olan desteğimizi bir kez daha vurguluyoruz" ifadelerine yer verildi.
Bildirgede şu ifadelere yer verildi:
“Biz, üçüncü Afrika-Türkiye Ortaklık Zirvesi için 18 Aralık 2021 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul kentinde bir araya gelen Kıta'yı ve Afrika Birliği'ni ve kurumlarını temsil eden Afrika Devlet ve Hükümet Başkanları ve Heyet Başkanları ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı; 19 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesinde kabul edilen Afrika-Türkiye Ortaklığına İlişkin İstanbul Bildirisinde ve 21 Kasım 2014 tarihinde Ekvator Ginesi'nin Malabo kentinde düzenlenen İkinci Afrika-Türkiye Ortaklık Zirvesi Bildirisinde belirtilen amaç ve ilkeleri hatırlayarak; Afrika Ülkelerinin ve Türkiye'nin ulaştığı işbirliği düzeyini takdir ediyoruz.
Bu işbirliği diğer hususlar meyanında, Devlet ve Hükümet Başkanları düzeyinde ziyaretlerin ortak ilişkilere kazandırdığı ivme, ayrıca Afrika Ülkeleri ile Türkiye arasında diplomatik temsilcilik sayısının artırılması yoluyla güven ve saygı, mütekabiliyet ve karşılıklı yarar üzerine bina edilmiştir. Zirve tarafından kabul edilen Türkiye-Afrika Ortaklığı 2015-2020 Ortak Uygulama Raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin, OECD standartlarına göre hesaplanan, 2015-2019 yılları arasında Afrika Kıtası'na yaptığı kalkınma yardımının 968 Milyon ABD doları olduğu ve Malabo Zirvesi'nden bu yana 1 milyar ABD dolarını büyük ölçüde aştığı yönündeki değerlendirmesini dikkate alıyor; Kovid-19 salgınının halklarımız ve ekonomilerimiz üzerindeki yıkıcı etkisini hafifletme hususundaki kararlılığımızı tekrar ediyor, özellikle tedavi ve aşılara erişiminde meydana gelen Kuzey-Güney ayrımının boyutu karşısında derin endişe duyuyoruz. Bu tür kaynakların daha adil biçimde paylaşımının zorunlu olduğuna ve normale dönüşün hızlandırılması hususunda ciddi etkisi olacağına inanıyor; Bizlere artan ölçüde zorlu sınamalar sunan mevcut küresel ortamda, etkin çok taraflılığın sağlanmasını teminen karşılıklı ve eşgüdümlü bir yaklaşımla birlikte çalışmaya yönelik taahhüdümüzü yeniliyor; insan hakları, insan onuru ve herkes için eşit fırsatlara dayalı daha barışçıl, adil, istikrarlı ve müreffeh bir dünya için kararlı bir arayışla çok taraflı forumlarda birbirine daha yakınlaşan tutumlara yönelik taahhütte bulunuyoruz. Bu zor ortamda, her iki tarafın devletlerinin ve halklarının çıkarları için işbirliğimizi daha da güçlendirmeyi ve derinleştirmeyi taahhüt ediyoruz.
Bu amaçla aşağıdaki hususları vaat ediyoruz: Ortaklığımızı, özellikle Türkiye, Afrika Ülkeleri ve Afrika Birliği'nin katılımıyla gerçekleştirilecek, uygulanabilir ve yerinde üçlü projeleri ve her ülkenin bireysel ihtiyaçlarına göre daha iyi uyarlanan programları çoğaltarak yeni bir seviyeye taşımayı, böylece Afrika Birliği'nin mevcut kurallarını uygularken işbirliğimizin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini artırmayı; Birleşmiş Milletler 2030 Gündemini de dikkate alarak, Afrika Birliğinin 2063 Gündem Belgesi ve Birinci On Yıllık Uygulama Planında yer alan kıta için öncelikli programlarının uygulanmasına kayda değer ölçüde katkıda bulunacak ortak eylemlere odaklanmayı. 7. Paris Anlaşması ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (UNFCCC) tam olarak uygulanması konusundaki taahhüdümüzü yineliyor; “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetlerö ilkesi uyarınca net sıfır emisyonu hedefleyen uzun vadeli düşük sera gazı emisyonu geliştirme stratejilerinin öneminin altını çiziyoruz. Kongo Havzası, Sahel bölgesi ve küçük ada ülkeleri iklim komisyonları gibi iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik bölgesel girişimleri destekliyoruz. Afrika'nın küresel emisyonlara en az katkıda bulunmasına rağmen iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen kıtalardan biri olduğunun farkındayız. Gelişmiş ülkeleri, anlamlı etki azaltma eylemleri, benimsemeler ve afet risk yönetimi için 2025 yılına kadar 100 milyar dolarlık yıllık iklim finansmanı hedefine ulaşmaya ve iklim değişikliğine karşı güçlü bir küresel yanıtın önünü açacak olan bu hedefi önümüzdeki yıllarda hızlandırmaya kuvvetle çağırıyoruz. Mısır'ın 2022'de COP27'ye evsahipliği yapmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Ortaklık Zirvelerimiz Afrika-Türkiye işbirliğinin tamamına stratejik rehberlik sağlamaktadır. Buna ile Afrika ülkeleri arasında ikili düzeyde, Türkiye ile her bir Afrika ülkesi arasında gerçekleştirilen Afrika-Türkiye işbirliği de bunu tamamlamaktadır. Birleşmiş Milletler kurumları ve organları ve yerine göre İslam İşbirliği Teşkilatı organları gibi uluslararası kuruluşlarla birlikte gerçekleştirilen işbirliği de kayda değer düzeydedir. Uluslararası sözleşmelere; özellikle de devletlerin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı ile iç işlerine müdahale etmeme ile ilgili hükümlere ve bilhassa BM Şartı'na bağlılığımızı teyit ediyoruz.
Yasal olarak oluşturulmuş hükümetleri devirmeye yönelik her türlü silahlı şiddeti ve darbe girişimini kınıyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun ilgili kararları doğrultusunda, Devletleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal kalkınmanın tam olarak gerçekleşmesini engelleyen, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Şartı'na uygun olmayan her türlü ekonomik, mali veya ticari önlemi ilan etmekten ve uygulamaktan kaçınmaya güçlü bir şekilde teşvik ediyoruz. Bu eylemler ayrıca ilgili Afrika ülkelerinin kovid-19 salgınının etkilerine yanıt verme kapasitesini düşürürken, nüfuslarının genel refahını da etkilemektedir. Arap-İsrail çatışmasının, başkenti Doğu Kudüs olan, Haziran 1967 sınırlarına sahip, bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasını sağlamak amacıyla, Afrika Birliği Asamblesi Bildirisi, uluslararası hukuk ilkeleri ve ilgili tüm Birleşmiş Milletler kararları uyarınca barışçıl yollarla çözümüne olan desteğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Sağlık, barış, güvenlik, yönetişim ve adalet, insan odaklı kalkınma ve güçlü ve sürdürülebilir büyüme ile ilgili olması nedeniyle küresel alandaki güncel konularda işbirliğimizi güçlendirmeyi taahhüt ediyoruz. Bir sonraki Zirveye kadar olan dönem için gerçekleştireceğimiz ortak çalışmalar, Gündem 2063'te yer alan çoğu alanı kapsayacak olmakla birlikte, aşağıdaki üç başlık altında özetlenebilir: Barış, güvenlik ve adalet, insan odaklı gelişme, güçlü ve sürdürülebilir büyüme. Bu alt temalar, bir sonraki Zirveye kadarki 2022 - 2026 dönemi için bir Ortak Eylem Planı aracılığıyla beş stratejik işbirliği alanı altında aşağıdaki şekilde uygulanacaktır: Barış, Güvenlik ve Yönetişim; Ticaret, Yatırım ve Sanayi; Eğitim, BTİ becerileri, Gençlik ve Kadın Gelişimi; Altyapı Geliştirme ve Tarım; Dayanıklı Sağlık Sistemlerinin Teşvik Edilmesi.