Güncelleme Tarihi:
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı olayın her ne kadar ‘taksirle ölüme neden olma’ suçu gibi görünse de Bayraktaroğlu’nun 3 kişinin ölümüne, 1 kişinin de yaralanmasına neden olduğunu belirterek suç vasfının değişip ‘kasten öldürme’ olabileceğini hatırlattı. Ayrıca dosya kapsamında otopsi ve bilirkişi raporlarının henüz tamamlanmadığını da belirterek tahliye kararına itiraz etti. Ancak üst mahkeme olan Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Hâkimliği bu itirazı reddetti.
Kazada otomobilden fırlayarak yaşamını yitiren Deniz Ulaş Saral (26), Ozan Börekçi (27) ve Çağlar Yılmaz’ın (27) anneleri, Yaman Bayraktaroğlu’nun tahliyesine isyan etti.
Kazada can veren Deniz Ulaş Saral’ın annesi Nevin Saral da “Benim oğlum toprak altında, o sürücü serbest. Bu nasıl adalet” diye tepki gösterdi.
OĞLUM TOPRAĞIN ALTINDA BÜYÜK ADALETSİZLİK
Mimar Deniz Ulaş Saral’ın annesi Nevin Saral: Oğlum o gün otomobilini almamış. Biz Beylikdüzü’nde oturuyoruz. Dönerken taksi kullanmayı düşünmüş. Kaza yapan otomobili kullanan çocuğu çok tanımıyor. Aslında Çağlar’ın arkadaşıymış. Şoför alkollü çıktı. Hemen tekrar tutuklanmasını, dava sürecinin o içerideyken devam etmesini istiyorum. 3 ölüme neden oldu. Gönlüm razı olmuyor, benim çocuğum kara toprağın altında yatarken onun dışarıda olması büyük bir adaletsizlik.
POLİSTEN NANEŞEKERİ İSTEMİŞ
Kimyager Ozan Börekçi’nin annesi Betül Börekçi: Biz şoför olanı tanımıyoruz, ölen üç çocuğumuz ile ağır yaralanan kızımız Ezgi liseden beri çok iyi arkadaşlardı. Evden çıkarken oğluma ‘Bizim arabamızı al git’ dedik ‘Alkollü kullanamam. Bir arkadaşımızın sevgilisi alkol kullanmıyor’ dedi. 2 araç peş peşe dönüyorlarmış. Ozan alkollü olan Yaman’ın arabasına binmiş arkadaşları var diye. İlk başta normal bir kazaydı diye düşündük. Hatta Yaman’ın ailesi başsağlığına geldiğinde biz onları teselli etmeye çalıştık. Ama kamera kayıtlarını görünce, Ezgi’nin ifadesini okuyunca çocuklarımızın celladını olduğunu düşündük ve şikâyetçi olduk. Kazadan sonra alkolün etkisi azalsın diye polislerden naneşekeri aradığı duyduk. 3 yavrumuzun ölümüne neden oldu. Nasıl 3 ayda bırakılıyor? Anlamıyoruz.
Oğlu Çağlar’ı kaybeden anne Demet Yılmaz, 3 ayda tahliyeye “Böyle karar olmaz” diyerek isyan etti.
PIRIL PIRIL 3 ÇOCUK GİTTİ
Mütercim tercüman Çağlar Yılmaz’ın annesi Demet Yılmaz: Bütün hayalleri, umutları bizim de onlarla birlikte yıkıldı. Anneler, babalar feryat etsek ne olur, o çocuklar gitti. 26-27 yaşında umutları olan pırıl pırıl 3 çocuk gitti. Benim derdim bu olaylar yaşanmasın, gençler dikkatli olsunlar. Kutlamadan, eğlenceden dönsünler ama taksi kullansınlar. 3 aylık bir ceza olmaz. Caydırıcı olmalı. İlk önceleri eşim de ben de bunun bir kaza olduğu düşüncesiyle yaklaştık. Ben görüntü filan izlemedim hiç. Eşim izledikten sonra şov yapar gibi arabayı kullandığını, bunun bir kaza olamayacağını söyledi. Sonra gittik Ezgi ile görüştük. O da durumu olduğu gibi anlattı.”
Kazada arkada oturan Ozan Börekçi can verdi, önde oturan Ezgi Kolukısa yaralı kurtuldu.
YARALI EZGİ KOLUKISA: BİR ANDA HIZLANDI
25 Şubat’ta meydana gelen kazada ön koltukta oturan ve yaralı olarak kurtulan Ezgi Kolukısa’nın “Çok hızlıydı makas atıyordu” ifadesi kazada çocuklarını kaybeden ailelerin üzüntüsünü ikiye katladı. Deniz Ulaş Saral’ın kız arkadaşı Ezgi Kolukısa, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadesinde kaza anını şöyle anlattı:
Yaptığı kazada 3 arkadaşı can veren Yaman Bayraktaroğlu, adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
HAVAYASTIĞI PATLAMIŞTI
“Ozan Börekçi’nin doğum günü kutlaması nedeniyle Bakırköy’deki bir mekânda yaklaşık 10 kişi alkol aldık. Daha sonra Yaman’ın kullandığı araca bindik. Yaman da bizimle birlikte alkol almıştı. Dengesi yerindeydi. Ben ön koltuğa oturmuştum. Kemerimiz bağlıydı. Yaman’ın arkasında Çağlar, ortada Ozan, benim arkamda ise Deniz Ulaş oturuyordu. Onların kemerleri bağlı değildi. Hava yağışlıydı. Saat 24.00’ü geçmişti. Aracı hızlı kullanıyordu ancak kontrolsüz değildi. Sefaköy’e doğru giden havaalanı yokuşunu çıktıktan sonra Yaman’da değişmeler oldu. Aracı daha hızlı ve makas atarak kullanmaya başladı. Hepimiz korku sesleri çıkarmaya başladık. Araçların arasındaki mesafe çok dar olmasına rağmen arasından geçti. Kendisini uyarmamıza imkân olmadan araç bir yere çarptı ve kendi etrafında 2 kere döndü. Kendime geldiğimde havayastıkları patlamıştı. Araçtan dışarı çıkıp arkadaşlarına ‘Araçtan çıkın!’ diye bağırdım. Aracın kapıları kapalı olduğu için ben onları içeride zannettim. Çevreden gelen kişiler beni yatırdı. Gelen kişi doktor olan bir milletvekiliymiş. Ben yatarken Yaman yanıma gelip nasıl olduğumu sordu. Arkadaşlarımın araçtan fırlamalarını hatırlamıyorum. Yaralanmama sebep olan kişiden şikâyetçiyim.”