Güncelleme Tarihi:
Mustafa Çalışkan 1999 yılında kayıt yaptırdığı Adli Tıp Enstitüsü’nden 2010 yılında, “Türk kamu ve özel sektöründe güvenlik görevlileri ve yetkilerinin incelenmesi” konulu teziyle mezun oldu.
SEVİL ATASOY BENİM İÇİN SINAV SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRDİ
Enstitüten 3 kez kovulup, 4 kez geri dönen bir öğrenci olduğunu anlatan Mustafa Çalışkan, ilk derste öğrencilere şunları anlattı:
SUÇLUDAN DELİLE YÖNTEMİ BİTTİ
“90’lı yıllarda insandan delile giderken, yani bir kişiyi gözaltına alıyorsunuz, doğru ya da yanlış onun beyanına göre delile ulaşmaya çalışıyorsunuz. Ulaşıyorsunuz. İnsanları cezalandırıyorsunuz, cezaevine gönderiyorsunuz. 3-5 yıl sonra başka şeyler ortaya çıkıyor. Şimdi delilden suçluya gitme yöntemini emniyet teşkilatı başarıyla yürütmeye çalışıyor. Bu öncelikle emniyet teşkilatını rahatlatıyor. Delil ortada. DNA’sı var, parmak izi var, kamera kayıtları var. Dünyada uygulanan bütün yöntemleri bizim teşkilatımız rahatlıkla kullanıyor. Suçlu da artık bir şey demiyor. Ellerini kaldırıyor, haklısınız diyor. Bu kolay gelinen bir nokta değil. Bunun katkısı, vatandaşımız hak ettiği şekilde güvenlik hizmeti alıyor, polis teşkilatı da zan altında kalmıyor. Vatandaşlar artık şehir efsanelerini dinlemiyorlar. Somut şeylere bakıyorlar. Laboratuvardan çıkan neticelere bakıyorlar. Bu toplumun her kesimini rahatlattı. Kurumun ve Adli Tıp Enstitüsü’nün çok özel bir yeri var.”
CEMAAT POLİSİ YOK, DEVLETİN POLİSİ VAR
“Polis teşkilatında objektifliği yakalamak için çaba sarf ediyoruz. FETÖ ile ilgili süreç bütün ülkeyi etkiledi. Polis teşkilatını çok fazla etkiledi. Ama her şeye rağmen biz o rayından çıkmış treni rayına oturttuk. Emniyet teşkilatı gerçek görevini, objektif bir şekilde devletin polisi sıfatıyla yapmaya başladı. Her konuda, şu grubun, şu topluluğun, şu cemaatin polisi yok. Böyle bir şeye asla müsemaha edilmedi, edilmeyecek. Bunda da kararlıyız. Bu manada çok güzel gelişmeler de oluyor. Polisin kurum olarak güvenilirliği, 15 Temmuz’u yaşadığımız için. Bazen şerler hayırlı neticeler veriyor. Polis teşkilatı açısından kamuoyunda güvenilirlikte birinci sıraya oturttu. Bunu da hak etmek lazım. Muhafaza etmek lazım.”
SON İKİ YILDA TERÖRE YOĞUNLAŞTIK
“Son iki yıldır biz teröre yoğunlaştık. Terörle ilgili müthiş bir emek sarf etmek zorunda kaldık. Hala devam ediyoruz bu enerjiyi vermeye. Bunu verince bazı yerler kısmı olarak aksadı. Ancak lokal olarak tedbirlerimizi alıyoruz. Reklam değil ama övünerek söyleyeceğim. İstanbul’da polisin nüfuz etmediği yer bırakmayacağız. Bütün alanları daraltacağız. Daraltıyoruz da. Bazı yerlerde dikkat edin bakalım. Son 1 senedir bazı yerlerle ilgili hiçbir şey duymuyorsunuz. Örnek veriyorum. Gazi Mahallesi gibi bir problem vardı. Bu problem 15-20 yıllık bir problem. Ama bu problemi biz santim santim, adım adam çözüyorum. Ciddi bir mesafe aldık. Bazı problemli yerlerimiz vardı yüzde 90 netice aldık. Ama bir tane hırsızlık da olsa, bir tane kavga da olsa biz ondan rahatsızlık duyuyoruz ve tedbir alıyoruz.”
İSTANBUL’DA GÜNDE 1000 SUÇ İŞLENİYOR
“Bir rakam vereceğim. Dün İstanbul’da işlenen suç sayısı 1000. Bunun içinde trafik kazası, hakaret, komşu kavgası, aklınıza gelecek her şey var. Ortala 1000 çok fazla değil. Günde cinayet sayısı 0.8. Şöyle rakamları verdiğimde daha iyi anlayacaksınız. 600 binin üzerinde kayıtlı Suriyeli var. Son 3-4 yıl içerisinde gelen 600 bin kayıtlı Suriyeli. Belki sayı daha fazla. Diğer yabancıları ise saymıyorum. Buna rağmen şehrimizde problem terördü. Terör kısmında çok ciddi mesafe aldık. Bizi uluslararası arenada zora sokan. 12 milyon turist geliyordu. Bir anda turist sayısı azaldı. Şimdi ise normalleşti. Bu sene rekor üzerine rekor kırıyor. Anti propagandaya rağmen. Mesela Almanya’da şöyle bir şey yaymaya çalışıyorlar. Gitmeyin oraya. Alman vatandaşlara kötü davranıyorlar ya da gözaltına alıyorlar gibi. Ama buna rağmen çok sayıda Alman turist geldi ve gelmeye devam ediyor. “
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR