Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2002 20:40
Bilişim sektörünün dev şirketleri geleceğin Bilgi Toplumu'nun hakimi olmak için büyük bir savaş veriyorlar. Her yıl ittifaklar değişiyor, yeni cepheler açılıyor. Bir önceki yıl kader birliği yapmış gibi gözüken şirketler, bakıyorsunuz bir yıl sonra birbirlerine girmişler.
Üçüncü Dünya Savaşı'nın baş aktörleri fazla değişmiyor. Bir tarafta Microsoft ve küçük müttefikleri diğer tarafta Oracle, IBM, HP, Sun gibi devlerden oluşan ittifak güçleri.
Geçtiğimiz hafta, Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da gerçekleşen Oracle World toplantısında, yeni dünya düzeninde hakim güç olmak uğruna yürütülen bu neo-savaşın kendine has güçler dengesine şahit oldum. Dünyanın ikinci büyük yazılım şirketi olan Oracle'ın Başkanı Larry Ellison'ın konuşmasının içeriğinden emindim. Ellison her zamanki gibi baş düşmanı Bill Gates'e yüklenecek, Oracle yazılımlarının Mirosoft ürünlerine olan üstünlüklerinden bahsedecekti.
Ama hayır, Ellison konuşmasında bu kez Microsoft'a ve Bill Gates'e yüklenmedi. Hatta bu iki ismi, bir saat süren konuşması boyunca neredeyse ağzına bile almadı. Oracle Başkanı'nın alışıldık saldırgan üslubunun bu yılki baş hedefi IBM'di. Oracle'ın IBM'e saldıran gazete ve dergi reklamlarını hatırlayanlar için bu belki de o kadar sürpriz bir saldırı değildi ama saldırının bu denli şiddetli olacağını kestirebilenlerin sayısının fazla olduğunu sanmıyorum.
Konuşması sırasında defalarca IBM'e yüklenen karizmatik Başkan, bir iki kez de IBM'e çok büyük saygı duyduğunu belirtmeden edemedi ancak gerçekten öyle hissettiği için mi, yoksa pazarlama iletişimi stratejisinin gereği olarak mı bu cümleleri sarf etti, çok net anlaşılamadı.
Çoğunlukla IBM'e, biraz da SAP'ye yöneltilen salvo atışları bir kenara bırakacak olursak, Ellison'un konuşmasının özü yeni bir üçlü ittifakı müjdeliyordu. Bu Oracle-Intel-Linux ittifakıydı.
Microsoft'un kapalı kutu yazılım stratejisinin tam zıttı açık kaynak stratejisinin sancağı olan Linux, Microft karşıtı cephenin değişmez müttefiki olduğundan bu ittifakın da sürpriz olmadığını söyleyebilirsiniz tabii ki. Ancak Ellison konuşmasında bu yeni ittifakın öneminin altını defalarca çizdi. Ve Linux'un rüştünü artık ispatladığını, Red Hat firmasınca yapılan geliştirmelerle artık yalnızca üniversitelerce tercih edilen bir işletim sistemi olmaktan çıkıp büyük şirketlerce de tercih edilecek olgunluğa eriştiğini söyledi.
Ellison, Oracle9i DB Real Applications Cluster (birkaç bilgisayar üzerinde paralel olarak çalışabilen uygulamalar) ile en verimli sonuçları alacak ürünlerin geliştirilmesi için Red Hat'in yanı sıra Intel ile de uzun süredir çalıştıklarını ve bu çalışmalarının meyvalarını artık toplamaya başladıklarını söyledi. Asıl salvosunu da böylece fırlatmış oldu; şirketler daha önce ancak çok pahalı, güçlü sunuculardan alabildikleri verimi bundan böyle Linux işletim sistemiyle çalışan, Intel işlemcilerle donatılmış birkaç ekonomik sunucu üzerinde koşan Oracle9i uygulamaları sayesinde çok daha ucuza alabileceklerdi.
Sayılarla OracleWorld
- 9,500'ün üzerinde kayıtlı katılımcı
- 2,250 iş ortağı
- 100'den fazla stand açan şirket
- 200'den fazla basın mensubu ve analist
- 18 km ağ kablosu
- Etkinliği İnternet üzerinden izleyen 20,000 kayıtlı kullanıcı
- 6 ton yiyecek tüketimi
Üçüncü Kuşak'a Java dopingi
Bilgisayar, cep telefonu, İnternet TV gibi çok farklı ortamlarda çalışabilen yazılımların geliştirilebilmesine olanak tanıyan Java; Üçüncü Kuşak (3K) yeni nesil cep telefonlarında çalışacak uygulamaların geliştirilmesinde de kullanılabilecek. Oracle ve Ericsson, 3K altyapısı üzerinde çalışacak zeki ağ uygulamalarının, telekom teknolojileri bilgisine sahip olmayan yazılımcılarca da geliştirilebilmesine olanak tanıyan yeni bir servisi duyurdular. Oracle9i JDeveloper ve Ericsson Jambala Service Capability Server Simulator olarak adlandırılan servis Java ile 3K uygulamaları geliştirilmesi, test edilmesi ve hatalarının ayıklanmasında kullanılacak.