28 yıl süren evlilik bir sevgili, bir kurşun

MEHMET Danacı, ailesi vermeyince 16 yaşındaki Emine'yi, Giresun'dan İstanbul'a kaçırdı. 70'li yılların başında, Emine Danacı, Kazlıçeşme'de bir salyangoz fabrikasında, kocası da bir lahmacun fırınında çalışıyordu. 6 çocukları oldu. En küçükleri Onur şimdi 8 yaşında. Olgun 14, Zafer 21, Ayşe 22, Eylem 23, Hatice 28 yaşında. Yıllarca biriktirdikleri parayla önce Küçükköy'de, sonra da İkitelli'de iki ekmek fabrikası açtılar. Danacı çiftinin mutluluğu bir yıl önce sarsıldı. Mehmet Danacı, kızları yaşındaki Hülya Dilme'ye gönlünü kaptırmıştı. 22 yaşındaki Hülya Dilme'ye ev tutmuş, içini de dayayıp döşemişti. Kaçırdığı karısına gelinlik almayan Mehmet Danacı, yeni gözdesine, bir restoranda telli duvaklı düğün yapmıştı. Bütün bunları sineye çeken Emine Danacı, eşinin kendisini gözünün önünde aldatmasına, hatta ‘‘Ne var bunda, bir gün senle, üç gün onla olurum’’ deyip boşanmamasına bile katlanmış. Ama bir söz, yıllar önce büyük bir aşkla sevdiği kocası Mehmet Danacı'yı öldürmesine yetmiş. Kızları Zafer Danacı, o meşum 19 Şubat 2002 gününü şöyle anlatıyor:

MÜEBBET İSTENİYOR

‘‘Annem, ben, ve iki kardeşimle İkitelli'deki fırındaydık. Babam geldi. Anneme ‘Dükkánın anahtarlarını ver ve defol. Ben 20'lik kızla evlendim. Sen pörsüdün. İşime yaramazsın artık' dedi. Annem de ‘Altı çocuğunun anasıyım. Bu fırını tırnağımla bu hale getirdim. Burası çocuklarımın hakkı. Sen defol git' dedi. Tartışmaya başladılar. Babam, kalın bir sopayla annemin üzerine yürüdü. Annem de çekmecedeki, babama ait ruhsatsız tabancayla ateş etti. Babam kanlar içinde yerde yatıyordu.’’

Zafer, beş kardeşiyle birlikte, müebbet hapis istemiyle yargılanan annelerinin hapisten çıkıp yeni bir yaşama başlayacakları günü iple çekiyor.