Güncelleme Tarihi:
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında açıkladığı gerekçeli kararında, “Dava konusu olayda, hükümeti cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme eylemini gerçekleştirmek üzere, bir kısım sanıkların önceden gizlice ittifak etmiş oldukları anlaşılmaktadır” tespitine yer verdi. Kararda, mahkûmiyet verilen sanıklar ile haklarında soruşturma devam eden diğer faillerin, fikir ve eylem birliği içinde atılı suçu işledikleri savunularak, “Hükümetin istifa ettirilmesi ile faillerin eylemleri arasında illiyet bağının bulunduğu, zira uyum içinde çalışan hükümet ortakları DYP ve RP’nin protokolde belirlenen zamandan önce başbakanlık değişimi için faillerin zararlı neticeyi doğuran elverişli hareketlerinin dışında bir neden bulunmadığı” değerlendirilmesi yapıldı.
Muharrem Köse
SIRF FETÖ’CÜ DİYE
Karara göre, 28 Şubat davasında soruşturmayı yapan eski Savcı Mustafa Bilgili, dosyaya belge gönderen eski Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse ile ‘dosyanın bavulcusu’ olarak nitelendiren Tamer Tatar ile dosyada görev alan bazı yargı mensupları ve güvenlik görevlilerinin FETÖ’den tutuklu olması da tartışıldı.
Mustafa Bilgili
Haklarında FETÖ üyeliğiyle ilgili dava açılan kişilerin, sanıkların lehine ve aleyhine düzenlenen belgelerde imzalarının bulunduğu belirtilerek, “Bahsi geçen kişilerin FETÖ üyeliği ile ilgili davaları bulunduğu maddi bir gerçektir. Dava dosyasına gönderilen bilgi ve belgeler sırf bunu gönderen kişiler hakkında FETÖ üyeliğinden dava açılmış olması nedeniyle hukuki geçersizlik sonucunu doğurmaz, bu konuda mahkememizce öncelikle haklarında FETÖ üyeliği nedeniyle dava açılan kişilerin çalıştıkları dönemde yaptıkları işlemlerin tamamının geçersiz olduğu yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır” denildi.
TÜM İŞLEMLERİ GEÇERSİZ DEĞİL
Kararda, soruşturma ve kovuşturmada görev alan bu kişiler hakkında dava dosyasındaki imzalarının bulunduğu belgeleri örgüt faaliyeti kapsamında düzenlendiğine dair haklarında FETÖ üyeliğinden açılan iddianamelerin incelenmesinde bir iddia olmadığı anlatılarak, şöyle denildi: “Yani bu konuda açılan bir davanın olmadığı, bu durumun tek başına hüküm tarihi itibariyle Yargıtay içtihatı da göz önüne alınarak adı geçen kişilerin yaptıkları tüm işlemlerin geçersizliği sonucunun çıkarılamayacağı anlaşılmıştır. Sanıkların, bu kişilerin düzenlediği belgelerin yok hükmünde olduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir.”
KUMPAS İDDİASINA İTİBAR EDİLMEDİ
28 Şubat davasının FETÖ kumpası olarak önceden kurgulandığı iddiasıyla ilgili olarak da kararda, “Türk Milletinin gözü önünde gerçekleşen olaylar ile hukuken geçerli kabul edilen deliller ile sanıkların bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir” denildi.
5 NO’LU CD SAHTE Mİ GERÇEK Mİ
GEREKÇELİ kararda, FETÖ üyeliği suçundan tutuklu bulunan Tamer Tatar tarafından dosyaya sunulan ve sahte olduğu ileri sürülen 5 nolu CD’de yer alan belgelere ilişkin olarak da özetle şu değerlendirme yapıldı:
“CD5’ten elde edilen belgelerin doğruluğunun mahkememizce teyidi gerekmekte olduğu, bu delillerin doğruluğu, belge asılları süreleri dolduğu için imha edilmeleri sebebiyle kurumlarınca teyit edilemediği, ancak imha tutanakları gönderilerek konu, tarih, gizlilik derecesi, sayı ve ara numaraları ile aynı belgeler olduğu tespit edilmiştir. Zira olmayan belgenin imhası mümkün değildir. CD5’ten elde edilen belgeleri düzenleyen Genelkurmay’da çalışan belgeyi düzenlemeye görevli ve yetkili kişilerin belgeyi kendilerinin düzenlediği yönündeki hukuken geçerli beyanları, imza blokunda adı veya imzası olanlar sanıklar tarafından doğrulanan belgeler, dava dosyasında bulunan delillerin hepsi CD’den elde edilmiş deliller de olmadığı, CD5’te yer alan sanıkların da bizzat ibraz ettikleri belgeler ile doğruluğu teyit edilmiş olup her delil yönünden değerlendirme yapılmış ve hükme esas alınmıştır.”
BATI ÇALIŞMA GRUBU TESPİTLERİ
Kararda müebbet hapis cezası verilen sanıklar yönünden de dikkat çeken değerlendirmeler yapıldı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in Sincan’dan tankların plansız yürütülmesine ilişkin önceden bilgi sahibi olduğu, Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) dönemin Genelkurmay Başkanı olan Karadayı’nın bilgisi dahilinde ve kendisinin başkanlığında kurulduğu, “Sanığın BÇG’nin tüm faaliyetleri ile ilgili bilgi sahibi olduğu ve bizzat faaliyetler ve diğer teşkilat şemalarının kurulmasına kadar tüm işlemlerin sanığın emriyle yapıldığı” belirtildi. Eski Orgeneral Çetin Doğan’ın BÇG’nin başkanı olarak aktif görev yaptığı ifade edildi.
Davada aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve Genelkurmay Harekât Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu 21 sanığa ‘darbeye teşebbüs’ suçundan müebbet hapis cezası, 68 sanığa beraat verilmişti. 10 sanık yönünden zaman aşımı, 4 sanık yönünden de ölüm nedeniyle davanın düşürülmesine hükmedilmişti.