Güncelleme Tarihi:
Çiller, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 28 Şubat davası kapsamında Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifade verdi. Daha önce 3 kez mazeret bildirerek duruşmalara katılmayan Çiller, mahkemeye 3 sayfalık yazılı ifade sundu. Salondaki avukatların soru sormak istemesi üzerine, soruları yazılı şekilde almak istediğini belirten Çiller, cevap vermekten kaçındığı eleştirileri üzerine ayağa kalkarak şunları söyledi:
KESİT DEĞİL SÜREÇ
“28 Şubat döneminde iddia edilen darbe tam anlamıyla bir darbedir. Bu bir kesit değil, süreçtir. Bu soruya ilişkin esas olarak zaten mahkemenize sunmuş olduğum dilekçemde de değinilmiştir. Bu klasik anlamda bir darbe olmasa da özde bir darbedir. Çünkü milli iradeyle Meclis’e yollanmış bir çoğunluk bir başka iradeye teslim edilen bir süreçte milli iradenin Meclis’e yolladığı temsilcilerinin elinden alınmış, bir başka azınlığa milletin iradesi teslim edilmiştir.”
3’LÜ YAPILANMA
Ardından sanık avukatlarının talebi üzerine okunan dilekçesinde Çiller’in şu ifadeleri yer aldı: “28 Şubat bir darbe girişimidir. Klasik bir darbe süreci yaşanmadı bu süreçte. Belli şahıslar tarafından 3’lü bir yapılanma oluşturuldu ve harekete geçildi. Bunun sivil ve medya ayağı da vardı. Bu planda toplum irtica gibi korku ortamına sokuldu. 28 Şubat bu sürecin adıdır. Refahyol hükümetinden Meral Akşener, bana Batı Çalışma Grubu hakkında bazı belgeler getirdi. Ben de bu belgeleri merhum Erbakan’a sundum. Erbakan da belgeleri Cumhurbaşkanı Demirel’e sunmuş. Daha sonra Demirel de bu belgeleri bazı üst rütbeli subaylarla paylaşmış. Bu dönemde ekonomide iyileşmeler oldu. AB ile ilişkiler ilerledi. Ancak açıklamalarla ekonominin kötü gittiği ve şeriat tehlikelerinin olduğu algısı oluşturuldu. Bu dönemde CIA ajanı olduğum, kaçakçılık yaptığıma dair haberler medyada verilerek algı oluşturuldu. DYP vekilleri için otellerde ikna odaları oluşturuldu. Bu yolla 40-45 vekilin istifa etmesi sağlandı. Bu dönemde Erbakan ile yan yana geldik. Kendisine MGK kararlarının tavsiye niteliğinde olduğunu ve hükümeti bağlamadığını hatırlattım. Bu süreçte faaliyette olan subayların istifalarının verilmesini önerdim. Ancak Erbakan, bunun süreci daha da gereceğini söyleyerek teklifimi kabul etmedi. İşte bu bir darbe sürecedir. Milletin iradesi engellenmiştir.”