28 Şubat iyi oldu

Güncelleme Tarihi:

28 Şubat iyi oldu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2000 00:00

Haberin Devamı

Son günlerde FP'nin siyasetteki yerinin sorgulanmasında bir kişi var ki, çok farklı konuşuyor; FP İstanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez... Kadının elinin bile sıkılmadığı bir dönemde, Nazım Hikmet okuyarak bu misyonun içine giren Başeğmez, sorularımıza açık yüreklilikle şu yanıtları verdi:

Sayın Başeğmez, İslami akımın altın yıllarının geride kaldığı söyleniyor. Siz ne diyorsunuz bu konuda?

İslami akım tüm dünyada çok sert söylemlerle başladı. Afganıstan'da Gülbettin Hikmetyar bizim idolümüzdü. Ruslara karşı direniyordu. Sonra tüm dünyada yumuşama oldu. Şu noktaya gelindi. İslami akımın bir devlet talebi yok. Bu Türkiye'ye geç intikal etti.

Hizbullah vahşeti ile aranızda bu kadar fikri akrabalık kurulması karşısında başınız öne düştü. Bu yanlışın içine nasıl girilebilir?

Bizim üzerimizde öyle bir imaj var ki, sadece Hizbullah'la değil, İran'la ilgili bir film bile gösterilse bundan yara alıyoruz.

Bunca masumiyet varsa, neden sadece siz bu kadar üzerinize alınıyorsunuz?

Üzerimize almasak da kalıyor. Afganistan'da da olsa üstümüze kalıyor.

Hizbullah olayında neden bu kadar yara aldınız?

Sağlıklı bir biçimde düşünüyorum, aslında Refah olmasaydı Türkiye'de Taliban grupları olur ve insanların başları kıtır kıtır kesilirdi. Siyaset insanı daha bilinçlendiriyor. Siyasi faaliyetlerin içindeki insanlardan vahşilikler, rijit durumlar beklenmez. Radikal gruplara geçit vermeyen parti olmamız gerekirken, üstümüze almamamız gerekirken iş bize yıkıldı. Niye alınıyoruz? Çünkü Batman'daki cenaze törenindeki manzarayla bizim mitinglerimizdeki manzaralar benzeyince toplumda sorgulayıcı nazarlar başlıyor.

BAŞBAKANLIK'TAKİ TARİKATÇILAR

Batman'da mezarlık manzarasıyla sizin mitinginizdeki tablo bir bakıma örtüşüyor?

Örtüşme değil de benzeşme belki. Bize Cemalettin Kaplan manzaraları da benziyor. Oysa onlar bize káfir diyor. Niye onların da bedelini ben ödüyorum.

Sizce partiniz tarikatlar üzerinden politika yapıyor mu?

Hayır. Onlar Adalet Partisi ya da ANAP'ın çatısı altında toplandılar, deşifre olmamak için.

Refahyol döneminde tarikat liderlerinin Başbakanlık'taki yemeğine katılanlar kimlerdi ?

Onlar doğru dürüst tarikat lideri değillerdi. Hasan Hüseyin Ceylan'ın toplamalarıydı.

ADNAN HOCA'DA GAFLETE DÜŞTÜM

Adnan Hoca olayında da sizin adınız geçti?

Bazen gaflete düşebiliyorsunuz.

28 Şubat nedir sizce?

28 Şubat demokrasi için talihsiz bir refleks ama Türkiye'nin geleceği için hayırlı bir dönüm noktasıdır. Demokrasi normları açısından olmaması gerekir ama getirdiği değerler açısından önemli. İşte Hizbullah olayı. Evlerimizin altına kadar cesetleri sokuşturmuşlar. Kim bunlarla mücadele edebilirdi ki.

HÜKÜMETİN KARARLARI SAĞLIKLI

Hükümeti nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sağlıklı kararlar alıyorlar. Öcalan'ın idamının ertelenmesi, faizlerin düşürülmesi reel ekonomiye yansırsa, Hizbullah'ın sonuna kadar gidilirse Türkiye kazanır.

Milletin sinesine girersek çıkamayız

O farklı bir FP’li

Sine-i millete dönmek doğru olur mu?

Bize fayda sağlamaz. Milletin sinesi çok derindir bir daha çıkamayız. Siyaset halkın her rengiyle yapılır. Dinse ciddi iştir. Şimdi düşünmek zamanı. Büyük hatalar yaptık. Bir daha aynı hataları yapamayız. Tecrübesizdik. Oylarımızın yüzde 25'ini varoşlardan aldık. Sosyal adalet isteyenler inandı bize. Ama bir yerlerden bir şeyler çıktı iş bozuldu.

Şimdi de bölünme tablosu içindesiniz. Erbakancılarla, yenilikçiler arasındaki güç çatışması mı bu?

Bizi Hizbullah değil, Genelkurmay darmadağın etti. Erbakancılar - yenilikçiler ayrımını kabul etmiyorum. En eski görüşlere sahip olanların yenilikçi diye takdim edilmelerini anlayamıyorum. Abdullah Gül, denge unsuru olabilir ama kırılmalar da olacak. Lider adayı tabii Erbakan'ın kabul ettiği bir kişi olacak. Erbakan'a saygısızlık kabul edilemez.

Partiniz bu süreçte yeterli heyecanı toplayabilir mi?

Biraz zor diyorum. Refah dönemindeki şahlanışa kavuşabileceğini sanmıyorum.

Nazlı ile Merve yanlış bir seçim

İslam'ın kadına bakışı nedir sizce?

Kadının gerçek İslam'daki yeri insandır ama İslam coğrafyasındaki yeri cinsel objedir, horlanmış, evin karanlık kısmında tutulmuştur. Bu, şarkta erkek egemenliğinden, İslam'ın erkeklerce yorumlanmasından kaynaklanıyor. Kadının camide de, siyasette de yeri vardır. Bizim partimizdeki durum da geleneksel kültürün kısmen yansıması, izdüşümüdür.

Partiniz Merve Kavakçı ile Nazlı Ilıcak'ı seçtirterek neyi kanıtladı?

Onların listeye alınmasını ben tasvip etmedim ama çıktılar. Onun için tercih sistemi yeniden gelmeli diyorum.

Ben, partimin nefes borusuyum

MSP döneminden beri bu partinin içindesiniz. Çok farklı bir çizgi, anlayış sergiliyorsunuz. Tepki almaktan çekinmiyor musunuz?

Benim tarzım var, doğru bildiğimi yaparım. Ben dans edince de bir şey demezler. Tavernaya gider halay çekerim. Tasvip görmemekten korkmuyorum çünkü o psikolojiyi iyi biliyorum. Ben biliyorum ki, benim yaptığım çok şeyi insanlar yapmak isterler. Yapan olunca ferahlıyorlar. Bana çok kişi bizim nefes borumuzsun diyor. Sen konuşunca rahatlıyoruz, bunaldığımız yerde sen bizi rahatlatıyorsun diyor. Bu da oluyormuş dedirtiyorum.

Refah'ın devamı olmasaydık eriyip giderdik

Karşısında olduğunuz işlerde neden suskun kaldınız?

Çoğu zaman emrivakilerle karşı karşıya kaldık.

Onca dini söylemin yanlış olduğunu mu savunuyorsunuz? Dinle siyaset ne kadar iç içedir sizce?

Geçmişi sorguluyorsak, bir sürü yanlışımız var. Artık siyaset adamlarının oturup düşünmesi gerekiyor.

Yanlışlarınızı sıralamak çok kolay.

O günlerde dediklerinize karşı koyardım ama bugün size hak veriyorum. Hele Avusturya olayından sonra gördük ki dünyada da o kadar boş bırakılmıyorlar. Toplumsal tepkileri hak ettiğimiz zaman bedelini ödüyoruz.

Hiç karşı koymadınız mı? Liderinizin ayaklarının yıkandığı sırada parti içinde demokrasi yaşanmadı mı?

Şahsi davranışlar bir yana, demokratik teamüller oluşmamış tüm demokratik kurumlar pederşahi bir anlayışla cemaatleşiyor. Dernek, parti ve cemiyetlerde yeniçeri ağaları oluyor. Bu durum fidanların sürgün vermesini önlüyor. 21. Yüzyıl'da hálá 20. Yüzyıl'dan kalma insanları nasıl başa geçirebiliriz diye çabalıyorlar. Oysa gencecik bir kuşak geliyor. Pederşahi anlayışla, bakkalcılık anlayışıyla siyaset dönemi bitti artık. Yoksa Elazığ folklor ekibi gibi kalırsınız. Refah'ın kapatılma döneminde de elbette enine boyuna düşünülmeliydi. Şimdi ana muhalefette bile yokuz.

Neden bunca başınız eğik?

Bir baba çocuklarının önünde sürekli dayak yerse, nasıl başını dik tutabilir. Ne var ki Refah Partisi'nin de devamı olmasaydık eriyip gidecektik. Meclis'te bize talep de olmadı. Başka yolumuz yoktu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!