28 Şubat Davası: 41 'müşteki' FETÖ'cü çıktı
Güncelleme Tarihi:
28 Şubat döneminde ‘Fetullah Gülen grubu’ mensubu oldukları gerekçesiyle Yüksek Askeri Şura kararıyla TSK’dan ilişkisi kesilen 41 kişinin, 28 Şubat davasının iddianamesinde müşteki olarak yer aldığı ortaya çıktı.
FETÖ’den tutuklu savcı Mustafa Bilgili hazırladığı iddianamede, müştekilerin isimlerini vererek, ‘Gülen’ci oldukları için TSK ile ilişkilerinin kesildiğini’ açık açık yazdı. İddianamede, söz konusu müştekiler için “Suç olarak değerlendirilebilecek bir faaliyetlerinin ortaya konamadığı, iddiaların müştekinin askerlik görevi dışında, özel yaşam tercihleriyle ilgili olduğu, bunların TSK’dan atılmasına gerekçe yapıldığı” belirtildi.
Eski savcı Mustafa Bilgili, 28 Şubat sürecine ilişkin 103 kişiye dava açmıştı. 5 yıldır süren davada, savcılık aralık ayında esasa ilişkin mütalaasını vererek, 60 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Yargılama sürerken sanık avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol, davanın iddianamesinde müşteki olarak yer alan 41 kişinin ‘Gülen’ci’ olduğu için o dönemde TSK ile ilişkisinin kesildiğinin anlatıldığına dikkat çekerek, isimleri önceki gün dilekçeyle mahkemeye bildirdi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, iddianameyi hazırlayan ve soruşturma aşamasında görev yapan savcıların şu anda FETÖ davaları kapsamında tutuklu veya firari durumda olduğu hatırlatıldı.
FETÖ'DEN ATILMAK MAĞDURİYET SAYILMIŞ
28 Şubat davasının iddianamesinde, ‘Fetullah Gülen mensubu oldukları’ için TSK’dan atılan kişiler müşteki/ mağdur olarak tanımlandı. Eski savcı Bilgili tarafından hazırlanan iddianamede, bu kişiler için hazırlanan YAŞ’a sevk yazılarına da yer verildi. Buna göre;
Müşteki Kenan A.’nın YAŞ’a sevk yazısında “Fetullah Gülen Nurcu grubu mensubu olduğu ve evinde yapılan aramada Nur risaleleri bulunduğu...” ifadesine yer verildiği hatırlatıldı. İddianamede “Bunların TSK’dan atılmasına gerekçe yapıldığı anlaşılmaktadır” denildi.
Müşteki Ömer Y. için hazırlanan YAŞ’a sevk yazısında “Fetullah Gülen Nurcu grubu mensubu olduğu” tespiti yapıldığı belirtildi. İddianamede bunun suç olarak sayılamayacağı belirtildi.