Güncelleme Tarihi:
‘Kardeşim beni istirahat için gönderdiniz ama doktor yerinde yok. Ne zaman geleceği de bilinmiyor. Ben istirahat mistirahat istemiyorum. Röntgen istiyorum ’
1992'den beri, her iki yılda bir mayıs- haziran aylarında, böbreklerimden, iki mercimek büyüklüğünde taş düşürüyorum. Zamanı gelmişti, dördüncü taşım için belli aralıklarla sancı çekmeye başlamıştım.
Bir sabah, korkunç bir sancı ile uyandım. Yıllardır sağlık primi ödediğim halde, iş dışında hiç kapısını çalmadığım SSK hastanesine gitmeye karar verdim.
SSK İstanbul Eğitim Hastanesi'nin acil servisinde nöbetçi doktor Nezih Yıldırım'a, daha önceki taşlarımı su ve sıcak küvet tedavisiyle kendi kendime düşürdüğümü ancak bir aydır yaptığım tedavinin sonuç vermediğini, böbreğimde iltihap olmasından şüphelendiğimi söyledim.
Doktor, idrar tahlili sonucuna bakarak, taş ya da kum döküyor olabileceğimi ancak iltihap görünmediğini söyleyerek, ‘‘Yarın polikliniğe gelirsiniz’’ dedi. Bütün işlemlerimi yarım saatte tamamladım ve 'kendi hastanemde' ücretsiz muayene olmanın keyfiyle ayrıldım.
İŞKENCE BAŞLIYOR
Doktorun söylediği saatte polikliniğe gittiğimde, tam üroloji servisinin nerede olduğunu soracaktım ki giriş katında, merdivenlerde mahşeri kalabalığı görünce, bir gün önceki iyi niyetimden eser kalmadı. İnat etmiştim. 12 yıldır SSK primi ödüyordum ve taşımı bu sefer mutlaka burada düşürecektim. Ertesi sabah yeniden hastaneye giderek, burada görevli bir tanıdığıma başvurdum. Bir kağıda ‘‘Sn. Dr. Bedi Süner’’ yazarak, beni Bevliye Polikliniği'ne gönderdi.
Kısa süreli beklemelerden sonra ulaşabildiğim Dr. Süner'e, tahlil sonucumu vererek şikáyetlerimi anlattım. Ürolog Dr. Dengiz Salman'ın verdiği, üzerinde anlamadığım bir sürü yazı bulunan kağıtla, Sigorta Servisi'ne gittim.
Meğer 'Sigorta Servisi', o kaçtığım mahşeri kalabalığın tam merkeziymiş. İşkencenin başladığını anladığımda, bir saattir numara kuyruğunda bekliyordum. C gişesindeki 248 numaranın gelmesi için beklerken, ilaçlarımı almak için yan tarafta bulunan eczaneye gittim. Yine önüme kocaman iki kuyruk çıktı. Önce kuyruğa girip numara aldım ve E gişesinde yarım saat bekledikten sonra, 194. sırada, 2 milyon 100 bin lira ödeyerek ilaçlarımı almayı başardım.
Gişe görevlisinin, ‘‘Evraklarınız eksik. Gidin doktorunuzdan, istirahat verip vermediğine dair bir yazı alın ve getirin’’ sözleriyle sarsıldım. Bunun anlamı, doktordan geldikten sonra yeniden numara alıp kuyruğa girmek demekti. Gittim doktor yerinde yok. ‘‘Nerede’’ bilen yok. ‘‘Ne zaman gelecek: Saat 16.00'da belki’’
İSTİRAHAT DEĞİL, RÖNTGEN
Geri döndüm ve C gişesinin önüne dikildim. Bu sırada yanıma gelen iri yarı bir adam, ‘‘Sıramızı gasbediyorsun kardeşim’’ diyerek, beni dövmeye kalkıştı. ‘‘Ama ben sabahtan beri kuyrukta bekliyorum’’ diyecek oldum. Arkadan, ‘‘Hangimiz beklemiyoruz ki’’ homurtuları yükseldi.
Sesimi yükselttim ve görevliye dedim ki: ‘‘Kardeşim beni istirahat için gönderdiniz ama doktor yerinde yok. Ne zaman geleceği de bilinmiyor. Ben istirahat mistirahat istemiyorum. Röntgen istiyorum’’ Görevli, ‘‘Sonra gelip, 'Bana istirahat vermediniz' deme’’ diyerek, evraklarımı kabul etti.
En zorlusu olduğu söylenen 'Şef' kuyruğuna geldiğimde, saat 16.00'yı gösteriyordu. C gişesinden içeri verdiğimiz evraklar, içerde 'uzmanlar' tarafından inceleniyor, Şef Bölümü'ndeki memur tarafından, isimleri hoparlörle okunarak, hastaya veriliyor. Kuyrukta en az 100 kişi var. Duvarlarda, ‘‘Gönüllü çalışma kampanyası kapsamında, memurlarımız 19.00'a kadar çalışmaktadır. Şikáyetlerinizi Alo SSK hattına bildiriniz’’ şeklinde yazılar var ama gişelerin saat 17.00'de kapandığı söyleniyor.
Hoparlörden 10 dakikada bir sıra gelen isimler, peşpeşe hızla okundu ve Şef kuyruğunda bekleyen herkes, 'Baştabip' kuyruğuna sevkedildi. Baştabip Yardımcısı Mustafa Okunakal'ın imzaladığı evraklarla çok kısa bir sürede, 'Evrak' kuyruğuna girdim. Saatler 17.00'yi gösterirken, Özel Alfa Med Laboratuvarı'na hitaben, ‘‘Bakırköy bölgesi sigortalılarından 18896139 sicil sayılı Şaban Arslan'ın ilişik listede belirtilen tetkikinin yapılarak, faturanın İstanbul Sağlık İşleri Müdürlüğü'ne gönderilmesini rica ederim’’ yazılı evrakla SSK Samatya Hastanesi'nden ayrıldım.
B İr AY SONRAYA RANDEVU
Acil Servis'e müracaatımdan sonra geçen üç günde almayı başardığım bu belge, ne tedavi, ne de teşhis içindi. Sadece böbrek taşımın nerede olduğunun belirlenmesi için röntgen çekilmesine ilişkin talep yazısıydı. Alfa Med Laboratuarı'nı telefonla aradım ve SSK'dan röntgen için sevk aldığımı söyleyerek, randevu istedim. Telefona çıkan yetkili, ilaçlı röntgenimi ancak bir ay sonra çekebileceklerini söyledi. ‘‘Ama ben o zamana kadar ölmüş olurum’’ dediğimde, ‘‘Beyefendi yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Yığılma var’’ cevabını aldım.
Sihirli sözcük kuyruk
Üç günlük tecrübelerimin sonucunda, SSK'da sağlık sorununu çözmek için yapılacak en önemli işin, kuyrukta beklemek olduğunu gördüm. 'Kuyruk', sanki sihirli bir sözcük gibi. Ortalıkta hiç görevli yok. Bütün işlemler, kilitli kapıların üzerindeki küçük deliklerden hallediliyor. Hasbelkader hasta kalabalığının arasına düşen bir görevlinin dayak yeme riski varmış çünkü. Nereye gideceğinizi ancak, SSK'nın müdavimlerinin yardımıyla buluyorsunuz.
Kuyruğunuzu terkettiniz mi, yeni baştan numara alıp bir tur daha atmanız gerekiyor. Bazıları, işin kolayını, üç dört ayrı kuyruğa adamlarını koyarak bulmuşlar. Bu arada görevlilerin çalıştığı odalara girip çıkan torpillilerin haddi hesabı yok.
Bir de kuyruklara kaynak yapmaya kalkışanlar var. Bir kadın geldi ve bana astım hastası olduğunu söylediği çocuğunu göstererek gizlice, ‘‘Burası çok tozlu. Kuyrukta beklersek hasta olacak. Şu benim evrakları da arada gişeye verir misiniz’’ dedi. Evrakları aldım ve içeri uzatırken arkadan, ‘‘Sıraya girsenize kardeşim’’ homurtuları yükseldi. Ön taraftan gelen ‘‘Hanım hasta kardeşim. Siz insan değil misiniz’’ cevapları, muhalefetin önüne geçti ve kadın numarasını aldı. Zaman zaman kaynak yapmak isteyenlerin dayak yedikleri bile oldu.
Haliyle kuyruklardaki en büyük şikáyet, yine kuyruklardan. ‘‘Gelsin Yaşar Okuyan beklesin bakalım. Bir de dalga geçer gibi, 'Alo SSK' hattı diye bir yazı asmışlar. Neyi kime şikáyet edeceksin’’ sesleri yükseliyor.
İlginç çözüm yolları üretenler de var: ‘‘Bunca yıldır SSK'ya prim ödüyorum. 15 yıldır hastaneye gidip geliyorum, hiçbir fayda göremedim. Böyle giderse zaten yakında öleceğim. Benden prim kesmesinler, parayla iyi bir tabanca alıp, iyice çaresiz kalınca kafama sıkıp intihar ederim. Nasıl olsa cesedimi kaldırırlar’’
Yine de her şeye rağmen memnun olanlar var: ‘‘Ya SSK olmasaydı ne yapardık. Allah SSK'ya düşürmesin ama SSK'sız da etmesin’’
Bir de gazetecilerden yakınanlar var: ‘‘Yazamazsın yazamazsııın. Sana yazdırmazlar’’
...Ve düştü
Sonunda, SSK İstanbul Hastanesi Başhekimi Gazi Zorer ve yardımcısı İsmail Ayyıldız'ın ‘ Siz röntgen sonucunu beklerken taşınızı düşürmüş olursunuz’ sözleri gerçekleşti. SSK'da ve sevkettiği özel kuruluşlarda röntgenimi çektiremeyeceğimi anlayınca dün sabah, önceki akşam telefonla randevu aldığım Türk Böbrek Sağlığı ve Dializ Merkezi Ahmet Ermiş Hastanesi'ne gittim. Başhekim Ürolog Op. Dr. Osman Akalın, SSK'dan aldığım evrakları inceledi ve beni röntgen servisine gönderdi.
Ücretini ödedim ve hemen röntgenin çekileceği odaya alındım. Son derece insani koşullarda, 45 dakika kadar süren bir operasyonla, ilaçlı röntgenim tamamlandı.
İş bittiğinde filmleri verdiler ve rapor için üst kattaki doktora gönderdiler.
Raporumun hazırlanması için beklerken bir mucize oldu.
O an sanki içimden bir parça koptuğunu hissettim. İki dakika sonra, elimdeki iki mercimekten biraz daha büyük siyah bir taşla tuvaletten çıktığımda, yüzümdeki sevinci, salonda bekleyen herkes farketti. SSK'da çektiğim onca sıkıntı ise yanıma kar kaldı.
28 işlemlik SSK macerası
1- Samatya Acil Servis'e müracaat
2- Hasta Kayıt'tan Acil'e sevk
3- Muayene, şikáyet dinleme
4- İdrar tahlili
5- Eczaneye ilaç siparişi
6- Tahlil sonucunu doktora götürme
7- ‘‘Taş ya da kum döküyorsun’’ tanısı
8- Polikliniğe havale
9- Bevliye Servisi Hasta Kabul'e başvuru
10- Doktora sevk
11- Tahlil sonucu verip, şikáyet bildirme
12- 'Baştabipliğe' yazı
13- Bevliye Servisi'nde, numara için memura havale
14- Numarayla, başka bir uzman doktora havale
15- Uzman doktordan Sigorta Servisi'ne havale
16- Numara bölümünden, Acil Röntgen Kayıt'a havale
17- Acil Röntgen'den Numara bölümüne havale
18- Numara bölümünden C gişesine havale (248 numara)
19- Bu boşlukta eczaneye gitme
20- Kuyruğa girerek numara alma
21- E bölümüne havale (194 numara)
22- Sigorta Servisi'ne havale
23- İstirahat için doktora havale
24- Tekrar geri dönerek C bölümüne yeniden başvurma
25- C bölümünden Şef Bölümü'ne havale
26- Şef Bölümü'nden Baştabip'e havale
27- Baştabip'ten Evrak'a havale
28- Evrak'tan Alfa Med Laboratuarı'na havale