Güncelleme Tarihi:
27 MAYIS DARBESİ HÂLÂ KANAYAN YARA
“Yassıada’nın önce yaslı adaya ardından Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüşmesi süreci, aynı zamanda Türkiye’nin son 60 senelik siyasi tarihinin de bir özetidir. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’yla başlayan, Serbest Fırka ile süren, Demokrat Parti’yle sonuca ulaşan, milli iradenin üstünlüğünü tesis etme mücadelemizin önü sürekli darbelerle kesilmeye çalışılmıştır. Türkiye’ye siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan ağır bedeller ödeten darbeler silsilesinin ilki olan 1960 darbesi, aradan geçen 60 yılı aşkın süreye rağmen milletimizin kalbinde hâlâ kanayan bir yaradır.
DARBECİ ZİHNİYET DEVAM EDİYOR
Ülkemizi darbenin eşiğine getiren zihniyetin varlığını halen devam ettirdiğini görmemiz ise ayrıca bir üzüntü kaynağıdır. Darbeden birkaç hafta önce Menderes’e gönderilen muhtıra mahiyetindeki mektupta ifade edilen görüşler ve kullanılan üslup ile 1971 muhtırasında, 1980 darbesi öncesinde, 28 Şubat 1997 muhtırasında, 27 Nisan 2007 bildirisinde, hatta son emekli amiraller açıklamasında sergilenen yaklaşım hep aynıdır. CHP’nin ‘milli şef’ diyerek yere göğe sığdıramadığı İsmet İnönü’nün, 27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde TBMM’de yaptığı bir konuşmayı paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor İnönü: ‘Dışarıda Meclis binasını kuşatmış bir tabur asker gördüm. Başlarında genç bir binbaşı vardı. Sizler benden korkuyorsunuz. Ama dışarıya getirdiğiniz askerleri kumanda eden binbaşıdan da korkuyorsunuz. Şöyle bir teklifim var. Çağırın binbaşıyı beni alıp götürmesini söyleyin. Bakalım emrinize itaat edecek mi? Size bunun aksi bir teklifim de var. Binbaşıyı ben çağırayım ve Meclis’i fesih ettireyim. Bunu ister misiniz? İhtilal olacak ve siz bundan kurtulamayacaksınız.’
ONLARLA KOL KOLA YÜRÜYENLER AYNI
Biz bu üslubu yıllardır, CHP’nin nice yöneticilerinden duymaya devam ediyoruz.
Sadece darbeciler ve muhtıracılar değil, onları teşvik eden, kol kola yürüyen siyasetçi profili de varlığını sürdürmektedir. Bunlarla beraber monşerler de var. Hep birlikte çalıştılar. Aynı merkezden yönetildiler. Bunlar sıkıştıkları her durumda, ülkede kargaşa ve huzursuzluk çıkararak, darbecilere selam durmaya, darbeyi ima etmeye yönelmişlerdir. ‘CHP artı ordu eşittir darbe’ diye kurulan denklemin sahipleri, bu faşist zihniyetlerini pervasızca sergilemekten de çekinmemişlerdir.
DARBECİ ZİHNİYETİN PANZEHİRİ MİLLİ İRADE
Ama şunu bilmiyorlardı. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Her nefis ölümü tadacaktır. Öyleyse biz ölümü korkutanlardan olacağız. Darbeci zihniyetin panzehiri milli iradenin güçlenmesidir. Tarihimizin en önemli yönetim reformlarından olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle bu doğrultuda önemli bir adım attık ama çok rahatsız oldular. İnşallah yeni ve sivil anayasa ile bu adımı kalıcı hale getirerek, ülkemizi demokraside en üst lige çıkaracağız.
ORTAĞIMIZ MHP TASLAĞINI SUNDU
Cumhur ittifakındaki ortağımız MHP, BBP hepsi bu çalışmayı sürdürüyor. MHP’den bu çalışmayla ilgili neticeyi Sayın Genel Başkan’dan aldım. Ortağımız MHP, kendi taslağını bize böylece sunmuş oldu. Diğer partilerin de bu yönde hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bizim çalışmamız da bitti. Aynı şekilde biz de kendilerine bunu sunacağız. İnşallah yıl sonuna doğru tüm bu metinleri bir araya getirerek kapsamlı bir şekilde değerlendirecek ve ortak bir teklif haline dönüştürmenin yollarını arayacağız. Amacımız Meclis’teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı, etkin, samimi destek vermeleridir. Şayet böyle geniş bir uzlaşmayla yeni anayasayı Meclis’te kabul ettirip milletimizin takdirine sunabilirsek çok çok güzel olacaktır. Arzu ettiğimiz şekilde bir uzlaşma zemini oluşmazsa cumhur ittifakı olarak bizi destekleyen diğer partilerle birlikte kendi hazırlığımızı milletin takdirine sunmakta kararlıyız.
BU ADADAN DEMOKRASİ ÇAĞRISI YAPIYORUZ
AK Parti tıpkı Demokrat Parti gibi milletimizin büyük teveccühüyle işbaşına geldiğinde, hemen demokrasi ve kalkınma atılımını kaldığı yerden yeniden başlatmıştır. CHP zihniyeti işte buradan İmralı’ya idam fezlekesi hazırladı, onu icra etti. Biz ise işte bu adada demokrasi ve özgürlükler çağrısını yapıyoruz. Farkımız bu. Bu CHP zihniyetinin, yandaşlarının, bunların özgürlükle, bunların demokrasiyle yakından uzaktan alakası yoktur. Demokrasinin egemen olduğu bir Türkiye ile bunların alakası yoktur. Bunları en çok ürküten zaten odur.
‘BAKANLIK PAZARLIĞI’
CHP Genel Başkanı’nın ‘millet ittifakı’ diye adlandırılan oluşumu kimi gizli, kimi açık ortaklarıyla bir arada tutmak için nasıl ıkınıp sıkıldığını, nasıl kirli pazarlıklar içinde kıvrandığını, şimdiden bölücü uzantılarıyla nasıl bakanlık pazarlığına tutuştuğunu sizler de görüyorsunuz. (CHP’li Dursun Çiçek’in sözleri) Bu milletin ordusunda deniz albayı olarak görev yapmış olan bir zatın, bu PKK terör örgütüyle iltisaklı olanlara nasıl bakanlık verileceğini, verilmesinin de normal olduğunu anlatmasından daha büyük bir zillet olabilir mi? Yahu sen bu ülkenin ordusunda deniz kuvvetlerinde albay olarak görev yapacaksın, ondan sonra da gelip, böyle rahat rahat, ‘ne olacak, normaldir, milletvekili’, ‘tabii ki onlar da burada bakanlık görevi alabilir’ diyeceksin.”
TARİHİN TANIĞI
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın yargılandığı Yassıada, geçen yıl ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüştürülmüştü. Erdoğan darbenin 61. yıl dönümünde dün il başkanlarını burada toplarken adaya helikopterle geldi.