OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 10, 2005 00:00
Boğaziçi Üniversitesi’nin üç öğretim üyesi, 1982’de 3-5 yaş arasındaki çocukların eğitim gelişmelerini incelemek amacıyla bir araştırma başlattı. Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Prof. Sevda Bekman ve Prof. Diane Sunar’dan oluşan ekibin amacı, okul öncesi eğitimin çocuk gelişimine etkisini incelemekti. İstanbul’da geliri ve eğitim düzeyi düşük aileler belirlendi ve araştırmaya katılıp katılmayacakları soruldu. Kabul eden 225 aile ile 22 yıl boyunca sürecek bir gözlem sürecine girildi.Araştırma için çocuklar iki gruba ayrıldı: Okul öncesi eğitim kurumuna gidenler ve gitmeyenler. O günden sonra seçilen çocukların hayatları mercek altına alındı, yaşamlarındaki dönüm noktaları en ince ayrıntısına kadar izlendi. Taşınanlar yeni evlerinde bulundu, okul değiştirenlerin yeni okulları tespit edildi. Neler yaptıkları, okul başarıları, sosyal ilişkileri bir dedektif gibi not edildi.Geçen yıl, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) desteği ile çocukları bir kez daha aradılar. 1982’de temas kurdukları ailelerden 133’ünü bulabildiler. Ve 22 yıl önce başladıkları yolculukta, artık her biri genç kız ve delikanlı olmuş çocuklara son bir test daha uyguladılar. Sonunda şu sonuçlara ulaştılar:Okul öncesi eğitim kurumuna giden ya da anneleri tarafından eğitilen çocukların üniversiteye girme oranları daha yüksek,Çalışma hayatına geç yaşta başlıyor, daha yüksek statülü işlerde çalışıyorlar. Kazançları da diğerlerine oranla daha iyi,Türkçe’yi daha iyi konuşuyorlar, sözcük dağarcıkları daha geniş.Okul öncesi eğitime yatırılan her 1 lira, gelecekte topluma 7 liralık ek kazanç sağlıyor.PROF. ÇİĞDEM KAĞITÇIBAŞI (
Koç Ãœniversitesi Psikoloji Bölümü BaÅŸkanı)Dünyanın en uzun süreli iki araÅŸtırmasından biri olduGeliÅŸmesini izlediÄŸimiz çocukları 1982’de aynı gelir ve eÄŸitim düzeyindeki işçi ailelerinden tesadüfi yöntemle seçtik. AraÅŸtırmanın ilk aÅŸamasında çocukları dört yıl izledik. Yuvaya gitmeyen bazı çocukların annelerine 2 yıl eÄŸitim verdik. 10 yıl sonra çocukları yeniden bulmak için çok uÄŸraÅŸtık. ÇoÄŸunun adresi deÄŸiÅŸmiÅŸti. BoÄŸaziçi Ãœniversitesi öğrencilerinden bir grup oluÅŸturduk, dedektif gibi onları aradık. KomÅŸularından, bakkallardan izlerini bulduk. Artık 13-15 yaÅŸlarına gelmiÅŸlerdi. Programa ilk katılan 255 aileden 225’ine ulaşıldı ve 217’si bizimle tekrar görüşmeyi kabul etti. Bu saha çalışmaları için büyük bir rekordu. Özellikle bizim hiçbir destek vermediÄŸimiz, eÄŸitim almayan grup olan ‘kontrol grubu’nun görüşmeyi kabul etmesi önemliydi. Bu çalışmanın üzerinden 12 yıl daha geçti. 2004’te tekrar aileleri aradık. Artık çocuklar 25-27 yaÅŸlarına gelmiÅŸti. UlaÅŸmak çok daha zor oldu. 133 aileden elde ettiÄŸimiz verilerle araÅŸtırmayı tamamladık. Bu iÅŸ, okul öncesi eÄŸitimin önemini incelemek için dünyada yapılan en uzun süreli iki araÅŸtırmadan biri oldu.OKUL ÖNCESÄ° EĞİTÄ°M ALANLARENÄ°S BOZTEPE (26, öğrenci)Taşınsak bile gelip bizi buluyorlardıÇocukluÄŸumda araÅŸtırma için gelen, bana test uygulayan ekibi zorlukla hatırlıyorum. Taşınsak bile nasıl oluyorsa ailemi bulup, ara ara benimle görüşüyorlardı. Yuva yıllarımı hiç unutamam, farklı bir sıcaklığı vardı. Aldığım eÄŸitim, yaratıcılığımı ve hayal gücümü geniÅŸletti. Ä°lkokula diÄŸerlerinden bir adım önde baÅŸladım, hiç zorlanmadım. Çok sosyal bir öğrenciydim. EÄŸitim yaÅŸamım boyunca baÅŸarısız deÄŸildim, ama üstün de olmadım. Sakarya Ãœniversitesi Ä°ÅŸletme Bölümü’nü kazandım. EÄŸitim düzeyi ve sosyal çevreyi beÄŸenmedim. Akademi Ä°stanbul’da radyo televizyon eÄŸitimi aldım. Åžu anda Açıköğretim Ãœniversitesi öğrencisiyim.GÃœNNUR ETÄ°NGÃœ (28, vekil öğretmen)Annemin bile hayata bakışını deÄŸiÅŸtirdiOkul öncesi yuvaya gitmedim. AraÅŸtırmaya evden katıldım. Anneme verdikleri, onun bana aktardığı eÄŸitimle ilkokul birinci sınıfta el kaslarım geliÅŸmiÅŸ, hayal dünyam uçsuz bucaksız hale gelmiÅŸ, baÅŸarılı bir eÄŸitim süreci geçirmiÅŸtim. Sonra araya yıllar girdi. Beni bulamadıkları dönemler de oldu. Ama, geçen yıl yine ulaÅŸtılar. EÄŸitim hayatım boyunca yaşıtlarıma göre daha yaratıcıydım, özgüven ve kiÅŸisel geliÅŸim açısından daha ilerideydim. GiriÅŸkendim. Åžimdi öğrencilerime bu yöntemleri uyguluyorum. Okul öncesi eÄŸitime çok ÅŸey borçluyum. Annemin bile hayata bakışını deÄŸiÅŸtirdi. Marmara Ãœniversitesi’nde biyoloji okudum. Åžu anda vekil öğretmenlik yapıyorum.DENÄ°Z IÅžIK (26, Moda tasarımcısı)Önce annemi eÄŸittiler, o da bana öğrettiEkip, önce annemi eÄŸitmiÅŸti. Annem, öğrendiklerini bana aktarıyordu. Kitap okuyordu, beraber yap-boz yapıyorduk. AraÅŸtırmacıların turuncu mavi kağıtlarıyla oynardık. EÄŸlenirken öğreniyordum. Åžekillere ilgimi, konuÅŸma konusundaki rahatlığımı o yıllarda aldığım desteÄŸe borçluyum. Bu eÄŸitim sosyal yaÅŸantımı, geleceÄŸimi belirledi. Tunceli’den gelmiÅŸ bir ailenin çocuÄŸuydum. Annemi ve beni bu çalışma sosyalleÅŸtirdi, ÅŸehre uyumda yardımcı oldu. Ä°lkokula baÅŸladığımda hiç zorluk çekmedim, sonrası için çok büyük bir etkisi vardı. Ä°lk tercihim olan Marmara Ãœniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne girdim.CEREN CAN (27, mimar)Ä°lkokulda okumayı en önce ben söktüm40 günlükken kreÅŸe baÅŸlamıştım ve 7 yaşına kadar orada büyüdüm. AraÅŸtırma baÅŸladığında anaokulundaydım. Aslında kardeÅŸim girmiÅŸti araÅŸtırma programına, kıskandım, ben de dahil oldum. Ä°lk zamanlar 2-3 ayda bir, sonraları 10 yılda bir araÅŸtırmacılar geldi. AraÅŸtırmacı ekip annemi yönlendirdi. Bana hiç unutamadığım kedi ciltli kitaplar okurdu. Ä°lkokulda okumayı söküp ilk kurdeleyi ben aldım. Analiz-sentez iliÅŸkisini, ÅŸekilleri benzeÅŸtirmeyi ve daha pekçok ÅŸeyi kolayca algılayıp çözebiliyordum. Sorunlarımı daha rahat çözdüm. Sıkılganlığım, dikkatsizliÄŸim bu destekle azaldı. Ä°stanbul Teknik Ãœniversitesi’nde mimarlık okudum, ÅŸu anda önde gelen mimarlık bürolarından birinde çalışıyorum. Önceleri ‘Bu iÅŸi ne kadar ciddiye alıyorlar’ diye düşünüyordum. Åžimdi ne kadar haklı olduklarına inanıyorum.Ä°LKNUR KARADAÄž (27, insan kaynakları asistanı)Yuva açıkgözlülük kazandırdıYuvada paylaşımı tattım. Kendine güveni olan, topluluk içinde rahat hareket eden biri olmamda yuvanın payı büyük. Bana en fazla kendi iÅŸimi baÅŸkalarının desteÄŸi olmadan yapmamı ve açıkgözlülüğü kazandırdı. Trakya Ãœniversitesi’nden 2 yıllık iÅŸletme eÄŸitimi aldım. Ãœniversitenin ardından insan kaynakları asistanı olarak çalışmaya baÅŸladım.FIRAT ÖZTÃœRK (27, iÅŸsiz)Hayatta hiçbir hedefim olmadıAnnem ev kadını, babam tekstille uÄŸraşıyordu. ÇocukluÄŸumda araÅŸtırma grubu gelip sorular sormuÅŸ, ben hatırlamıyorum. Cumhuriyet Lisesi’nden orta birinci sınıfta ayrıldım. Okumaya hevesim yoktu. ArkadaÅŸlarla takılıyordum. Ä°ÅŸ hayatına atılmak daha cazip geldi. 12 yaşından itibaren bir sürü meslek deÄŸiÅŸtirdim. Dericilik, matbaacılık, gümrük komisyonculuÄŸu yaptım. 2 ay çalışıp, 6 ay geziyordum. Hayatta hiçbir hedefim olmadı. Karmaşık bir çocukluk geçirdim. Åžimdi yurtdışına gidip, iÅŸ aramayı düşünüyorum.OKUL ÖNCESÄ° EĞİTÄ°M ALMAYANLARÇİĞDEM AKIN (28, iÅŸsiz)ÇocuÄŸum olursa yuvaya gönderirimAraÅŸtırmacılar ara ara gelip, test yapıyorlardı. Oyun oynadığımızı ve çikolata verdiklerini hatırlıyorum. Bir süre halkla iliÅŸkiler sektöründe, sonra bir hastanenin satın alma bölümünde çalıştım. Ãœniversite sınavını kazanamadım. Åžimdi iÅŸ arıyorum. Okul hayatım boyunca çok zorlandım. ÇocuÄŸum olursa, kesinlikle okul öncesi eÄŸitim aldırırım. Çünkü, bu eÄŸitimi alanların ailesi, arkadaÅŸ çevresi bir baÅŸka oluyor. Hayata daha pozitif bakıyorlar, daha sosyaller. Oturmasını, kalkmasını, anne baba ile konuÅŸmasını daha iyi biliyorlar.BÄ°ZDE YÃœZDE 11 OLAN OKUL ÖNCESÄ° EĞİTÄ°M ORANI FRANSA’DA YÃœZDE 100Uzmanlar, 0-6 yaÅŸ arası dönemi çocuÄŸun en hızlı geliÅŸtiÄŸi dönem olarak nitelendiriyor. Çünkü, beyin geliÅŸiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaÅŸ arasında tamamlanıyor. Anne Çocuk EÄŸitim Vakfı da, geçtiÄŸimiz hafta baÅŸlattığı ‘7 Çok Geç’ kampanyası ile yüzde 11 olan okul öncesi eÄŸitim oranını daha üst sıralara çekmeye çalışıyor. 7 milyon çocuÄŸun okul öncesi eÄŸitimden yararlandığı Türkiye, tüm orta ve düşük gelirli ülkeler arasında en düşük okul öncesi eÄŸitim oranlarından birine sahip. Dünyada okul öncesi eÄŸitim oranı ortalaması yüzde 40. Bazı ülkelerde ise bu oran şöyle: Almanya yüzde 70, Belçika yüzde 95, Bulgaristan yüzde 61, Çek Cumhuriyeti yüzde 72, Danimarka yüzde 89, Fas yüzde 34, Fransa yüzde 100, Ä°talya yüzde 95, Japonya yüzde 84, Letonya yüzde 56, Lüksemburg yüzde yüzde 97, Yunanistan yüzde 73.Â
button